Bir gül soluğu; yitirilmiş sanırken
Bir şey kımıldatır ki, aynı.
Sanki bunun gibi: Göstermeden pek
Zamanından çok sonra yine açılmış;
Işıldar görülünce. Dönersiniz
Adlarımız bile çoktan eskidi
Ve bir gündü, dehşet içinde anladım:
Sesleri de artık hiç duyulmuyor
Zaman bu, neleri silmiyor ki!
Kalbim, bizi en iyi bilen sensin
Gün görmüş, umur sürmüş ceviz ağacı
Eğilmiş kalın duvarlara
Çinko damlara sürünür
Şadırvanla birleştirir anılarını.
Her ikindi uykusundan önce
H. Ergülen'e
Nasıl bulabilirim, neler ve kimlerdendir
Yollarda bazı günler öyle durup
Bir şey var, derin bakış istiyor
-Bundan belki; sessizce eskiyorum ben de-
Bilim adamlarını tanı bir bir
Sanatçıları, gelmiş geçmiş
Tarih'e sokul biraz, Felsefe'ye
Ülkeler Coğrafyası'na eğil.
Yazın'a dal, şiirlere
Çok önemli Matematik
Sabahı uyandırıp, yeryüzünü, 
Ellerini yıkamış, sabun kokulu
Ardından ekmek almış, taze
Sonra güzelliğine su vermiş aynı ellerle.
Teni haziranda hanımeli, geceden.
Bazen de serinlikte buğday tarlası.
Uzun karanlık gece 
Bir yolda gider dururum
Gider dururum ki
Bir su beni izliyor
Ay da yanıbaşımda
Yitiririm ansızın
Manolyaya bakma saatlerinde 
Ve "bir kadın nasıl olmalı"ydınız
O da size dalıp gitmişken
Eve müzikleriniz başladı:
Mutfaktan Vivaldi,
Bir çavlana karışan gün
I 
Yaşlı zamanlarda ne çok geçtimdi
Yol yine orda ve aynı
Serinlikler taşırdım göğsümden.
Ah yolculuklarım artık böyle



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!