Adı sanı unutulmuş bir mahkumum,
Zamanın bile uğramadığı bir hücrede,
Demir parmaklıklar değil beni tutan—
Görülmemiş düşler, duyulmamış çığlıklar.
Bir umut vardı içimde,
Henüz doğmadan toprağa gömülen,
Ne bir dua eşlik etti gidişine,
Ne bir gözyaşı tanıdı adını.
Gün görmeyen acılarla ördüm kendimi,
Her biri ayrı bir mevsim gibi içimde,
Kimi kış gibi dondurur kalbimi,
Kimi sonbahar gibi döker yapraklarımı.
Ve bir sevda var,
Bağrımda köz gibi yanan,
Ne söndü, ne adını bildim,
Sadece yaktı, sessizce, sabırla.
Kaç ömür sığdırdım bu daracık zamana,
Kaç yıl, kaç gün, kaç saat geçti—
Saymayı unuttum,
Çünkü her saniye aynı acının yankısıydı.
Bir müebbet gibi yaşadım,
Ama mahkeme yoktu, karar yoktu,
Sadece adı konmamış bir ceza,
Ve ben, adı konmamış bir ceset gibi.
Yürüdüm karanlıkta,
Ayak izlerim bile beni terk etti,
Gölgem bile dönüp bakmadı ardımdan,
Çünkü ben, kendime bile yabancıydım.
Bir gün, belki bir rüzgar dokunur yüzüme,
Belki bir kuş konar parmaklıklarıma,
Ve ben, ilk kez bir ses duyarım içimde:
“Sen hâlâ varsın.”
Kayıt Tarihi : 29.9.2025 00:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!