Karanlığın gölgesi çökmüş üstümüze,
Hançer gibi saplanır her söz içimize.
"Kadın gibi gülme!" derler arsızca yüzümüze,
İncelik unutulmuş, vicdan suskun, sessizce.
Küfürler bir tufan gibi savrulur havada,
"Ananı, avradını..." diye haykırırlar arsızca.
Etek giydirip sokaklarda gezdirmeyi düşlerler, zalimce,
Her kelime bir yara, kanayan bu can paramparça.
"Saçı uzun, aklı kısa!" derler alay eder gibi,
Mutfakta aşçı, yatakta fahişe, sokakta hanımefendi!
Zincir vurur gibi sözlerle bağlılar bu modern köleliğe,
"Dişi köpek, vatan satan..." utanç doğumdan ölüme!
Ve sonra, o ses yankılanır: "Cennet anaların ayakları altında!"
Ne garip bir çelişki, ne iğrenç bir hile.
Onlar "Adam" değil, sadece "Erkek"ler,
Yalan bu düzen, yalan bu sevgiler...
Sistem kendi eliyle sapıklar üretmiş,
Hayvana, doğaya, çocuğa, kadına değer vermemiş.
Tek gurur duydukları o nefse amade parçalarıymış,,
Sevmek değil, parçalamak öğretilmiş, bu erkeğin genine işlemiş.
Ne zaman bitecek bu haksızlık, bu sızı?
Ne zaman merhamet saracak her birimizi?
Uyan ey insanlık, duy bu derinden çığlığı,
Kadınla yükselecek bu dünya, bulacak kadınla aydınlığı.
Karanlıkları yırtıp doğacak bir güneş,
Zincirleri kırıp özgürlüğe erecek her eş.
Adaletle, sevgiyle örülecek yeni bir düzen,
Kadının kutsallığıyla yeşerecek bu vatan.
Kadın, senin yarınındır, kızındır, kız kardeşindir,
Seni var eden, can veren, "Ana"dır.
Onu küçümsemek değil, yüceltmektir asıl mesele,
Saygıyla, sevgiyle sarılmak gerekir, çünkü o kutsaldır!..
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 13:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!