Kızım göz aydınlığım,
Ritimsiz kalbime düşen iç huzurum.
Soğuk bir şubat günü geldin,
Taze bahar çiçeği gibi düştün hanemize.
Sevginin eksikliği gitsin diye
Sen gelmeliymişsin yüreğimize.
Seni görünce bedenimden çekilen kan,
Söyle akar mı sen yokken zaman,
Senin olmadığın tek bir an,
Ben öldüm o an, işte o an.
Adem ÖZDEMİR
Sıcak bir temmuz günü,
Unuttururcasına bize dünü,
Biraz çekingen biraz aceleci,
Ne kadar güzeldi gelişinin sevinci.
Oğlum, mutluluğum, ilk göz ağrım.
Bir söz bırak geceye hasret olsun,
Mesafeler bitsin artık vuslat olsun,
Ne diyelim biraz da kısmet olsun,
Çılgın bir gelişle gel hoyrat olsun.
Tükensin sözlerimiz dilimiz lal olsun,
Ne kadar çok soğuksun adın geçse üşürüm,
En hakiki gerçek sensin çok iyi bilirim.
Ne genç ne yaşlı demezsin gelirsin görürüm,
Sen bize bir nefes kadar yakınsın ey ölüm.
Doldu mu saat dakika ve de saniye,
Bir nazenin gül ki tenin dokunmaya kıyamam,
Ab-ı hayat sunar gözlerin içsem de kanamam,
Hangi arının balıdır dudakların öpemem,
Öyle bir yaktın ki bu nasıl yangın söndüremem.
Her bir teline ömür feda zifir-i saçların,
Bir çift göz beni benden alan,
Bedenim değil ruhum sende kaybolan,
Sana bu denli mecnun olan,
Bu gönlüm aşkınla öyle hicran.
Öyle alıştım ki sensiz dar gelir bu yerler,
Elini tutup gel desem deli derler,
Sana şiirler yazmak düştü kaderime gece saçlı sevdiğim,
İçime düşen sevdan, badem bakışlarının eseri.
Neredeydin neden geç geldin ay yüzlü sevdiğim,
Beni benden alan o kokun tıpkı bir serseri.
Öyle hoyrat öyle içten bakma bana ne olur,
Öl desen ölürüm de sana kıyamam,
Türkü gözlüm sol yanımın yangısı.
Hayatımın en doğru yanılgısı.
Hasretimin adı sevda algısı.
Ey yüreğimin en sessiz yankısı.
Bir şey var ruhumu sarar sancısı.
Sen ol sevdamın hâkimi savcısı.
Rüzgar esiyor inceden,
Kokun geldi şimdi açık pencereden.
Misk mi amber mi içime dolan,
Şimdi gülüyordur yüzün,
Kısılmıştır gözlerin,
Omzundan aşağı dökülen saçların,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!