Anılar yoksulluklar kadar çaresiz
Eskisi gibi viraneyim
Öcümü nehirler alır benden habersiz
Kör kuşlar yem sanar acılarımı
İnsancıklar bir kere gülmeden ağlamaz
Sen düşman kesildin bende kimsesiz
Havada ağustos soluğu
Bir gideni bir gelene tercih etti mevsimler
Eylül yine aynı,hüzünle dolu
Yine gittin,hep gittin bu sondu
Zaten hiç olmadı baharamız
Ben çok sevdim güneşi
Üstümü örterdi annem,
Senden,bir masal okurdu
Seninle uyurdum.
Çocuktum.
Aşk kimdi? tanımıyordum
Beşik sallardı gece,
Sökük bir parça kumaş
Ne iğneler deliyor beni
Ne sen hayata dikiyorsun kendini
Küskün batan bir güneş
Kaputu siyah çocuk
Gözleri ela
Kiminle düş kursam bugün
Sağımda yoksulluğum,solumda ömrün
Zamanımız kaldımı boşa harcayacak
Saat tutunuyormu hâlâ iki asırlık çiviye,dünümüzü yarınımızdan saklayacak...
Bugün kutladım daha,seni ilk gördüğüm günü
Köşeli bir tabaka durur dumanımın içinde
Yıllardır burdayım,bir garip mapus
Duvarlar köşeli,demirler yuvarlak;
Hayatım senden ucuz
Bazen düşüyorsun aklıma korkarak
Görüşme saati aynı yöne döner durur
Bir günahki seninle yaşar benimle büyür
Ne ağaçlar kestim sana yetismek için
Gönül ağacımmı, dar ağacımmı sökülür?
Alabora olan yalnız sandalmı dersin
Gururmu şimdi hangi şehirden geçer hangi suya dökülür?
Ümitlerim benim,işçilerim.
Hatrı kalsın şuracıkta,
Biraz silin temizleyin.
Anılar deşmesin şimdi beni
Bir kaç sayfa kağıt var orda
Değmesin anılara,
Yollar,adını taşıyan birer rüzgâr
Ve savurdu beni,sevda şehrine
Yağmur biraz senden kokar
Şimdi karla dolu bu şehir
Bir düşünsene
Nefretin sesini hatırlamadım
Rüyalarım yasaklı artık
Zordur düşerken kalbi kaldırmak
İçimde kin cinayetleri varken
Şimdi bu sessizlik ne?
Anlamadım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!