Bu yazımda, şu popüler fantastik kahramanlardan birisinden bahsedeceğimi sanıyorsanız, şimdiden söyleyeyim, “yanılıyorsunuz.” Daha otantik, daha gerçekçi bir kahramana çıkacak yollarınız yazıyı okuduğunuzda.
Öncelikle sizinle bir çöl yolculuğuna çıkacağız ve bu yolculuğun yürüyüşüne başladık bile.
Dev fırtınaların, uçsuz bucaksız kum okyanusunu dalga dalga şahlandırdığı, rüzgarlarla birlikte savrulan sapsarı kum tanelerinin güneş ışınlarının da etkisiyle adeta çil çil altına dönüştüğü, vücudu yakan dehşetli bir hararetten başka da maddi bir getirisi olmayan koca bir çölün ortasındayız şimdi..
Karanlık yüzlü adamlar, kumlarla sevişen atlarının tepesinde birer cenaze gibi durmaktadırlar ve iki aydınlık karaltının peşinden birer yılan sinsiliğinde süzülmektedirler..
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta