Karlı bir günde simsiyah giyinmiş bir adam görmüştüm
Kumarbazın biriydi
Kaybedeceğini bile bile oynamasa
Nispeten tutumlu gibiydi
Titreyen dizlerini kamufle ediyordu uzunca gocuğu
Elleri buz kesmiş, bakışları dipdiriydi
Gök bile beyazken patlıyordu başka gözlerde
Dimdik omuzlarıyla burnundan kıl aldırmıyor gibiydi
Bir de şapkası vardı başında
Ara sıra esintide sallanıp varlığını hissettiriyordu ona,
Pıhtılar atacak gibi duruyordu oysa oradan alınsa
Anladım
Utancı eski, şapkası yeniydi
En kırık kaldırım taşını seçti oturmak için adam,
Kurcaladı ceplerini hızlıca,
Bir şeye ihtiyacı var gibiydi
Çıkardığında az yanan çakmağını
Soğuktan donan parmakları küfrediyor gibiydi
Sıktı yumruklarını adam,
Aldığı derin soluk yetmemiş gibiydi
Sigarasını yaktı alelacele
Görünüşe göre en sakin haliydi
Onu bilen insanlar tanıdım
Kimine göre belki, kimine göre keşke, kimi için yani idi
Simsiyah giyinen adam karlarda kayboldu
Artık gökyüzü siyah, ufuk griydi
Eminim bir tas çorbaya mahrum,
En lezzetli yemeğe tok biriydi
Tanıyor olsanız düpedüz deliydi
Tanımıyor olsanız da umurunda değildi.
Kayıt Tarihi : 14.2.2024 14:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!