İNŞAELLÂH ÜLKÜMÜZ BİZİM KIZIL ALMADIR
HİLAFETLE İLÂHIN HALİFESİ OLMAKTIR
CANLI OLDUKÇA HABİBİN İZİNDE KALMADIR
YARATAN BUNUN İÇİN SEÇTİ SENİ TÜRKOĞLU
SENİN ASLİ VAZİFEN BÖYLE HİKMETLE DOLU
Hikmetine akıl ermez MEVLÂ’ nın (CELLE CELÂLİHU)
SÜLEYMAN konuştu KARINCA ile (a.s.)
Anasız Babasız olan insanın (a.s)
Seyri hakikate hem de meçhule
İhsan etti ol Anasız HAVVA’ yı
Şems’e kandil dedi Nur yaptı ayı
Babasız yarattı Mesih ÎSÂ’ yı (a.s)
Meftun kıldı Menevşe’ yle, Sümbüle
Müslümanlar gardaş dedi Yaratan (Celle Celâlihu)
İsyan bayrağını çekti oradan
Gardaşına yaşamağı zor eden
Ataş gedeliği koydu gönüle
Habil’i katletti gardaşı Kabil
Nasıl diye sorma oku öğren bil
Kurtuluş, hevâi hevesle değil
Rızâi Bâri çün olan sebile
Mazlumla yetimle ağlayıp gülmek
Hak gasıplarından hakkını almak
TÜRK-İSLÂM ÜLKÜ’ sü hadimi olmak
Halk eden HALÎK’ tan ihsan, biline
ÂDEM baba HAC’ dan gelince gördü
Kabili reddedip Aden’e sürdü
Ataşa taparak defterin dürdü
Kimliği ayandır yedi düvele
Kabil evlatlıktan sürülecektir
Defteri dünyada dürülecektir
İkinci Peygamber görülecektir
Nebiyyullâh ŞİT’İ alınca ele
Her canlıdan bir çift yetmiş de mü’min
Alınca dedi ki SEFİNE’ ye bin
HIMAR’ ı da kuyruğundan tuttu CİNN
Katmak çün çekilen emek nafile
Nuh gazapla dedi “GİR BİRE MELUN” (a.s)
Beklediği dâvet bu idi onun
Cevabı budur Nuh’a sorduğunun (a.s)
Gir melun demiştin sen bu sefile
Nuh’ un oğlu âsi Kenan binmedi (a.s)
Dağa çıkar kurtulurum ben dedi
Yer yarıldı yedi kat gök gürledi
Tufan-ı NÛH, arzı döndürdü göle (a.s)
İzinsiz gidenin aha bu sonu
Denizde istiğfar eden ZENNÛN’ u
Yutarak karnına aldı da onu
Ol Yunus balığı koydu sahile
Ye’cüc den Me’cüc den şüpheyi kaptı
Çin seddi korkuya müsekkin haptı
Zülkarneyn’e hâli arzuhâl yaptı (a.s)
İstemişti Bakır, Demir kâmile
Döktü döşediği demir üstüne
Seddi Çin yapmağı aldı kastına
Selam verdi BELYA adlı dostuna
Kıssadır Eyyûb’un çektiği çile (a.s)
Kâfir kralıyla geçen sürenin
İbrâhim’i dertlendiren yarenin (a.s)
Yüz yaşında ANA olan SÂRE’ nin
Hacer hayran zülfünün her teline
Kulu azmayınca HAKK belâ yazmaz
Erbabı Salâhat nizamı bozmaz
Kendi düşeceği çukuru kazmaz
LÛT NEBÎ; kavmini döndürdü küle (a.s)
NEBÎİ DAVÛD Câlût’u öldürdü
Bu amelle melekleri güldürdü
Hoş Sedayı uçan kuşa bildirdi
SÜLEYMEN; Hükümdar kılındı yele (a.s)
Gelecekte Yahudiyet kralı
Böyle beklenendir Golyat Turalı
Nesli maymun yahudiler sıralı
Cahim’ in ataşı lânetli kula
Nil Nehiri Belkıs diye çağlarken
Asiye yi nuru MÛSÂ bağlarken (a.s)
Baykuşun feryadı yürek dağlarken
Güle vuslat, yasaklanmış bülbüle
Muhakkak bilinir olsa da saklın
Kibirlenmek haddi değildir aklın
Hikmetinden suâl olunmaz HAKK’ın
Dikeni; muhafız eylemiş dikeni güle
ŞUAYB sürüsünü on yıl güttü de (a.s)
Musa düşmanın mağlup etti de (a.s)
Vakti merhûn doldu ecel yetti de
ARZI MEVUD oldu geçilmez kale
Resulû Azam’ dan ELLİ YIL önce
KÂBE’ yi yıkmağa gelmişti anca
Her bir şey düşündü inceden ince
Ebrehe’yi verdi EBABİL sele!
Mekke Meliki Abdülmuttalibin
Develeri çobanıyla, salibin
Eline geçmişti Ebrehe itin
Devem ile çobanları silkele
Ebrehe; geldiğin sanırdım niçün
Anahtarlarını teslim etmek çün
Yakıp yıkacağım oradan geçün
Der iken sarıldı yırtık bir çula
Sahibi var oranın, ben değilim
Devenin çobanın sahibi benim
Tahribi haddine mi Ebrehe’nin
Emeli bağlamış incecik tele
Acısı; cehennem nârına atar
Katır dikenidir ayağa batar Tatlısı cenneti Âlâya katar
Hem tatlı hem acı yüklenmiş dile
Girme dedi ELLÂH o MAMUD file
Küfr esamesini MEKKE den sile
Kapıda gurk basan Güvercini ile
Ağını kurmuştu Örümcek bile
İSRA ’da BÛRAK’ la Kudüs’ e vardı
Cümle peygamberler aşikârdı
Muallaktaki taş çok bahtı Yardı
Miraç’ta Refrefle erdi menzile
Yemen ellerinde VEYSEL GARANİ
Kuştan duydu Habibine vuranı
Hamd ile yâd etti nimet vereni
ÜVEYS Hicranıyla Asırlar dola
Kırılan diş hangisidir bilmiyor
Hepisini çekmeden de olmuyor
Otuz iki diş ağzında kalmıyor
Dedi tesbih çün ipliğe dizile
Ziyaret etmek çün niyet alındı
Görmeyince melûl mahzun kalındı
Resul Hırkasına mazhar kılındı
Deve gütmek için çıkmıştı çöle
Esrar-ı Hikmetlerle Mecnun oldu
Seyri hakikatte cevheri boldu
Deruni Âşk ile MEVLÂ’ yı buldu
Leylâ Âşkı ile çıkınca yola
İSLÂMİ ELLÂH’a kuldur erenler
Kahrı da Lütfu da güldür erenler
Sabırsızlık azim züldür erenler
Gözleri perdeli paraya pula
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 03:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!