Bir çift kara gözde kayboldum,
Hasreti, hasrete vurdum.
Bin hasret Ulucan'da,
Bin hasret Mamak'ta.
Ne analar yanmakta...
Yumuk yumuk elleriyle,
İri zeytin tanesi gözleriyle
Bir yavru, babayı kucaklamakta.
Oyy! Yıkılası dünya,
Katran karası hâlâ...
Düştü dağlar başa,
Altında minik çocuklar
Görüş gününü sayıklar.
Hasrete hasret koyup,
Çift camları kucaklar.
Yanakları çiy damlası,
Yürekleri kor kor ateş...
O minicik elleri,
Açık görüş günleri,
Kenetlenen yürekler
Birbirini sevecekler.
"Babammm!" diyor dilleri,
Acı Mamak günleri.
Ayrılık gelip çattı,
İşte postal sesleri...
Ve eller:
Ayrılmayan eller,
Ayrılmayan yürekler,
Ayrılamayan.
Dar koridorlardan,
Ardına baka baka gidemeyen canlar,
Cananlar,
Ayrılıklar...
Yere yığılan analar,
Gerisi geriye dönen umutlar.
Ah! Yok olan hayatlar...
Ah bu yok olan hayatlar...
Aydan Güner Özdemir
Kayıt Tarihi : 19.8.2025 21:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu dizeler, yalnızca bir hayal ya da empati ürünü değil—gerçek, yaşanmış bir çocukluk anısının içinden çıkmıştır. İçimde kalan çocukluğumun sesini, henüz küçükken vermişim kaleme.
yüreğinden dökülen her dize, o günlerin karanlığını yeniden önüme serdi. Mamak’ın soğuk duvarları, görüş günlerinde camlara yapışan eller, umutla seslenen yavrular… Hepsi bir kor gibi hâlâ içimde yanıyor.
Senin şiirinde o günler yalnızca benim değil, binlerce annenin, çocuğun, yoldaşın yaşadığı acıyı da taşıyor. Ben cezaevinde o demir kapıları ardına kadar duymuştum; sen ise yıllar sonra kaleminle, yüreğinle duyanlara duyuruyorsun.
Sağ ol kardeşim. Bu şiir, hem bizim ailemizin hem de memleketin belleğinde silinmeyecek bir iz oldu. Yazdıkların bana acıyı da hatırlattı, onuru da. O onur ki, hiçbir zulmün silemediği...”
Canımsın. Teşekkür ederim abim
TÜM YORUMLAR (1)