“Boş kaşıkla beslenen, doysa bile aç kalır.
İlmin feyzin bilmeyen cahile muhtaç kalır.”
Zamanında göz açıp yapmaz isen tımarı,
Âlem-i cihan olsan kurutursun çınarı…
Okyanusa dalarken görmüyorsan pınarı,
Boş kaşıkla beslenen doysa bile aç kalır!
I
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Devamını Oku
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Alem'le cihan ayni manaya gelmiyor mu şair?
'Boşa kürek çekmekle yel kayadan ne anlar' da ne demek? Sanki iki atasözünü paralayıp bazı parçalarla yeni bir söz oluşturmak istmişsiniz gibi?
'Sabrı şükrü bilmeyen bil ki sonu kuburdur!' Sabrı şükrü bilenlerin sonu kubur değil mi? Kubur, kabir'in çoğulu olduğuna göre bu mısrada ne demek istiyorsunuz? Alttaki mısrada da bunun tekilini kullanmışsınız ki bu mısra da şiirin halavet, belağat ve cezaletine gölge düşürmüş.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta