Absürt kahvaltı Şiiri - İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2
723

ŞİİR


25

TAKİPÇİ

Absürt kahvaltı

✍️ Sayfa 1 — Klasisizm & Kalça Sabiti
Kalça, insan bedeninin edebi dik duruşudur. Klasisizmin simetri takıntısı, bu iki çıkıntıda fiziksel bir abide bulur. Sağ ve sol — Racine’in iki perdesi gibi eşit, uyumlu, dengeli. Birisinin kıvımı diğerinden sarkarsa, estetik dram başlar. Kalça duruşu bozulunca anlatı çökmez ama metin fire verir.

Bu sahnede, yazar kasın alt hizasını ölçer; kelimeyi öyle döşer ki satır başı bile eğilmez. Kalçanın düz çizgisi, paragraf yapısına ilhamdır. Donun lastiği klasik ölçüdür — fazla esnerse janr dışına çıkılır, az esnerse metin daralır. Klasisist yazar, karakterinin kalça hizasını planlarken, iç monologun ritmini diz kapağına kadar hisseder.

Akım kuralcıdır: kalça 45 derecelik oturuşla yazı masasını mühürler. Aşırı esneklik affedilmez; bir kalça gerekirse tragedya yaratır, ama deformeye girmez. Aristo, bunu “bedensel anlatı ahengi” diye tanımlar mıydı bilinmez, fakat bir kalça — başyapıt olabilir.

Absürt mizah burada işin içine girince işler raydan çıkar: kalça karakterin karar merkezidir. Hatalı oturuş, yan hikâyeye neden olur. Kalça sıkışırsa paragraf sıkılır; yazı tıkanır. Bir kalça esnerse tüm anlatı açılır. Bu anatomik yazarlaştıysa, masa sallanır — roman devrilir.

Kalçanın rengi önemli değildir ama tonu anlatının moral yapısını belirler. Bej kalça — masumiyet, bordo kalça — gizem, desenli don — ironidir. Şair burada “don”u metafor değil, bağlam motoru olarak kullanır.

Diziler ilerledikçe kalça bölünür: sağ yana karakterin geçmişini, sol yana geleceğini simgeler. Ortası — şimdidir. Bir editör, karakterin duruşuna bakarak hikâyenin zaman çizgisini çözer.

Kalça sabiti, klasisizmin en absürt gövdesidir çünkü kimse onu felsefi okumaz ama herkes hisseder. Ve edebiyat, bazen göbekten değil — kalçadan doğar. Racine’in tragedya kemerinde belki de bir kıvım don sallanıyordu ve biz bunu hiç bilmedik.

Sayfa 2 — Romantizm & Göğsün Fırtınası
Göğüs, aşkın barometresi. Romantizm, meme ucunda titreşir. Kalp orada atmaz belki ama edebi duygular orada kabarır. Byron, göğsüne rüzgar salarken Hugo, meme çevresine metafor bağlar. Sol göğüs ayrılık, sağ göğüs kavuşma işaretidir. Kadın karakterin sütyeninin ipi çözülünce duygu patlar. Erkek karakter nefes alırken o kıvım, tüm romanı fırtına haritasına dönüştürür. Romantikler ağlar, çünkü göğüs dalgalıdır; burun akmaz, meme sızlar. Kalp kırılmaz, göğüs buruşur. Mizah buradadır: fırtınadan kaçan karakter sütyeni şemsiye gibi kullanır. Bu sayfa, romancıların meme metaforu aracılığıyla varoluşsal kasırgalar estirdiği yerdir.

✍️ Sayfa 3 — Empresyonizm & Diz Kapağı Fısıltısı
Monet diz kapağını görseydi fırçayı bırakırdı. Bir diz kapağında sabah ışığı parlar, gölgeye dönünce Degas orada dans ettirirdi. Empresyonizm, dizin açılarına göre kelimeyi bükmek demektir. Beden yürüyünce anlatı da ritim alır. Fısıltılar, dizin iç kıvrımından gelen eklem şakırdamasıdır. Yazar, karakterin dizinden duyguyu sezer. Mizah, dizliklerle sahneye çıkar: bir yazar dizliği giyince paragraf kaymaz. Bu sahne dizin kıvımıyla hissedilir.

✍️ Sayfa 4 — Sürrealizm & Göz Kapağı Hortumu
Göz kapakları kapanınca hikâye başlar. Alt kirpiklerde Salvador Dali'nin rüyaları, üst kirpikte Breton’un bilinçaltı fısıltıları vardır. Anlatı, uykuda açılan göz kapağı kıvımından doğar. Hortum burada metafor değil—bilinçaltının vakumudur. Göz kırpınca kelime silinir, tekrar açılınca yeni bir cümle doğar. Mizah, göz kırpmayla karakterin geçmişiyle flört etmesindedir. Göz kapağı romanın kapısı değil—rüyanın perdeleridir.

✍️ Sayfa 5 — Ekspresyonizm & Ayak Tabanı Çığlığı
Ayak tabanı renkli değildir ama ağrıdıkça Picasso olur. Her nasır bir karakter çatışmasıdır. Ayak tabanı yerle temas ettikçe anlatı gerçekliğe bağırır. Mizah, yere basmadan yürümeye çalışan karakterin düşmesidir. Yazar, ayak sesiyle duygu tonunu ayarlar. Bir karakter bağırmaz ama ayak çatırdar. Taban düzse hayat sabittir, kavisliyse çığlık vardır. Bu sayfa sesin değil—zeminin kıvımıdır.

✍️ Sayfa 6 — Realizm & Göğüs Kafesi Muhasebesi
Göğüs kafesi, duygunun defteri. Realizm nefesi ölçer, duyguyu hacimle tartar. Solunum burada edebi bir bilanço olur. Mizah, karakterin ciğerlerini şeffaf poşetle sunmasıdır. Bir öksürük romanın giriş cümlesi olabilir. Akım burada çıplak gerçeği değil—kaburgaların kıvımsal yankısını gösterir. Göğüs kafesi açıldığında karakterin niyeti de açılır. Beden sadece taşımaz, ifade eder. Bu sayfa kelimenin nefesidir.

✍️ Sayfa 7 — Fütürizm & Kulak Kıvrımı Jetmotoru
Kulak sesi değil—algıdır. Fütüristler kulak kıvrımında jet motoru tasarlar. Ses buradan fırlatılır; kelime ses duvarını aşar. Mizah, karakterin kulaklığı takıp Beethoven yerine uçak sesi dinlemesindedir. Kulak içindeki dalga romandaki anlatı hızıyla örtüşür. Fütürizm burada işitme değil—fırlatma eylemidir. Kulak bir çıkış noktası olur; roman kulak yolundan dünyaya akar. Bu sahne ritim değil—sürattir.

✍️ Sayfa 8 — Dadaizm & Boyun Dönüşüm Laboratuvarı
Boyun neden döner? Çünkü Dada döndürür. Anlatı anlam aramaz, boynun her yönü ayrı sahnedir. Mizah, karakterin kafasını 360 derece döndürerek geçmişi sorgulamasıdır. Bir öksürük felsefi manifestoya dönüşür. Boyun içindeki damar anlatının besin kaynağıdır. Dadaizm burada absürtlüğü fiziksel kıvrıma bağlar. Roman bir boyun kadar esnekse, anlam da o kadar elastiktir. Bu sahne mantıksızlığın kıvımıdır.

✍️ Sayfa 9 — Postmodernizm & Dirseğin Kıvımı
Dirsek 90 derece kırılır; anlatı da öyle. Postmodern karakter omzunu silker, dirseğini büker ve ana hikâyeyi terk eder. Mizah burada karakterin kahramanlığı reddetmesidir. Dirsekle romanın yönü değişir. Yapı bozulur ama kıvım artar. Dirsek bükülünce anlatı alternatif sona sapar. Bu sayfa metnin direncidir; kahraman değil—katmanla ilgilenir.

✍️ Sayfa 10 — Minimalizm & Burun Deliği Noktası
Burun deliği—iki nokta, bir nefes. Anlatı burada sadeleşir, kelime azalır. Mizah, karakterin tüm sahneyi burun delikleriyle anlatmasıdır. Fazla betimleme yok; soluklar sahne olur. Her nefes bir cümledir. Burun içi boş ama fikirle doludur. Minimalizm burada anlatı değil—solunumdur. Bu sayfa bir “hıh!” ile biter, ama her anlamı taşır.

İbrahim Şahin 2
Kayıt Tarihi : 19.7.2025 12:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!