1
*Issız kentlerin
en kutsal mekanıydı
gözlerin...*
O kentin suskun yüzünde,
Dağın doruğundan
kaya parçası gibi
koparak,
yuvarlanarak,
hızlanarak,
yüreğe düşmesidir ki aşk,
*İkindi molasında
iki rekatlık bir bakış*
Ayaküstü yudumlanan sohbetlerde
derinlere demirlenmiş
Ağlamaklı bir sonbahar sabahı
toprağa çalan gözlerinde
çırılçıplak bir gökyüzüne
ak tüylü güvercinler salan
güleç yüzlü çocuklar görmek
ne güzel...
Diyordum ki Reşo!
Gel beraber
birer fosforlu uçurtma yapalım,
naylondan.
Savrulalım sonra
bir gece vakti
İlk adım sağ
birinci basamak,
aynı nakarat
sol adım.
İkinci basamakta
ayçiçeğiydim,
koynumda yüzlerce sözcük,
ne zaman ki
sana döndü yüzüm,
kavruldum,
şair oldum..
Ne sarı kıvır saçları vardı,
nede içine sığmadığı
kısacık,
daracık,
yırtmaçlı eteği..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!