İlmin kıymetini bilmeden hikmetini arzulamak, beyhude bir istektir
Akşamüzeri süngüsüz iki candarma
Aniden doldurdu mahpusu mahpuslarla
Bu kalabalığın ne ola ki kusuru ?
Hem çoğunun yaşı bulmuş elli küsuru
Durumlar desen vahim, kiminin mintanı
Kiminin düzgün bir kunduraya imkanı
Hedefim uğrunda yardımcı olanlar,
Beni kazanmaya mecbur kılıyorlar...
Kasıp kavurdun gülistânı hârâb eyledin
Yetmedi hârâbe harâbı turâb eyledin
Görmemişti böyle hâleti henüz nazarım
Yeldâyı mehtâb, mehtâbı afitâb eyledin
Yücesin ey şehid ! Cenneti vaad etti rabbin
Öyle büyüksün ki arşı titretiyor tevhidin
Sevabın ölçülse her damla kanına bire bin
Öperdi alnından eğer görseydi seni ceddin
Yine bir hüzün yine geldi sonbahar
Yine nazlı nazlı dökülen yapraklar
Suya efkâr olup gazel gazel akar
Yine bir hüzün yine geldi sonbahar
Ufuklar hasat, dağlar hazan koyusu
Eskiden, pek samimiydi Tilki ile Tavşan
Araya girmeseydi nefis denilen şeytan
Mütevaziydi Tavşan,hem iyi de biriydi...
Tilki’de doymak bilmez, oldukça da sinsiydi;
Yaşıyorlardı, köyden dışarı bir ormanda...
Orman da baya bir genişti,aynı zamanda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!