Yazılım ve siber güvenlik ile ilgilenen bir lise öğrencisiyim.
Şiirlerimde sözlerim ile anlatamadıklarımı yazarım.
Tanıdık yabancılar var etrafımda.
Cevap bekleyen sorular var kafamda.
Yaptığım hatalar olur bana bir yük.
Benim yüküm şu dağlardan daha büyük.
Şu karanlık dünyamda güneşim sönük.
Ben tanımam on yedi yıldır kendimi,
Ey dessas, sen mi tanıyacaksın beni?
Yaşanmışlıkları arkamda bıraktım,
Yüzüm ileri dönük, gözümse geri.
Kendimi ateşlere atıp da yandım,
Gidiyorum herşeye dönüp sırtımı,
Arıyorum vuslatımdaki rıhtımımı.
Gömdüm duvar molozuna acıları,
İçimde karmakarışık bir şantiye.
İçim yangın yeri, işçilerim grevde.
Konuşmak istiyorum kendilme.
Deneyince Çarptım bariyere.
Etrafımda tanıdık yabancılar.
Anlatır beni bana satırlar.
Yaşanan o acı hatıralar,
Kaybettiklerimden ötürü kârdayım.
Bırakmıyor peşimi hatıralarım.
Onlar ardımda ben önüme bakarım.
Yetişemeyeceksiniz sizler bana.
Yok ihtiyacım hinoğlu arkadaşa,
Özür dilemek bir erdem ise,
Gaflette sürünmek ahmaklıktır.
İnsanları anlatanlar ise,
Beraberindeki dostlarıdır.
Kurtlar sofrasındaki tepside,
Tanıdık yabancılara sordum beni,
Yoktu hiçbirinin hakkımda bilgisi.
Nasıl tanıyabilirlerdi ki zaten?
Duvarlar içinde mahlassızın kalbi.
Şu hücremin duvarlarıdır dökülen,
Eğer içinde yoksa kötü bir niyet,
Özür dilersin masum hislerin için.
Yakar kül eder içini pişmaniyet.
iyi değil bu dünya iyiler için.
Harcadın tüm gençliğini, söyle niçin?
Mazi'nin külleri dökülür defterime.
Gitti gelmez oldu o eski günlerim.
Yabancılaşıyorum yazdığım kaleme.
Oldu aniden bana düşman hislerim.
Bana beni anlatır bu dizelerim.
Dost sıfatı taşıyor o yalancılar,
Aksini kanıtlar şekilde kanıtlar.
Yer kalmadı, doldu taştı delil torbam.
Beklediğim şeyler sonuçsuz davalar.
Aklımın boş koridorlarından çıksam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!