Abdullah Karaduman: Hakkında ziyaretçi g ...

Abdullah Karaduman
101

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

  • Abdullah Karaduman
    Abdullah Karaduman 07.04.2005 - 14:54

    YURTAYDER!
    Nedir? Belki de hiç duymadınız bugüne kadar! Umarım bundan sonra bukadar duyarsız olmaz ve 'TELEVOLE'lerden biraz uzaklaşarak etrafınızda olup bitene kulak kabartır, azda olsa göz atarsınız...
    Bunu kısaca anlatmaya çalışayım. Ama inanın sadece ismi değil, anlatacağım şey aslında küçücük bir yüreğin hissettikleri ve hayat denen girdapta ayakta kalabilmenin küçük bir hikâyesidir aslında.
    Siz küçüksünüzdür, anne yada babanız büyük ihtimalle vefat etmiş veya her ailede herkesin başına gelebileceği gibi ŞİDDETLİ geçimsizlik sebebi ile ayrılmak zorunda kalmışlar, size de üvey anne yada babanız tahammül edemediği için Çocuk Esirgemeye verilmişsinizdir.
    Eğer azıcık 'şansınız' varsa yaşınız 07 olmuşsa Yetiştirme Yurduna verilirsiniz. Önce okula gidersiniz. Eğer okumak istiyorsanız. Kimse zorlamaz. Gerçi şimdilerde 8 yıllık eğitim şart oldu. Okudunuz okudunuz, yok eğer okuyamamışsanız sizi bir zanaat sahibi olmanız için bir işe yerleştirirler. Elbette uzman kişiler seçer sizin hangi branşa yatkın olduğunuzu.(Bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler) Orada biraz ustanız, biraz kalfanız sürter burnunuzu, nede olsa yetimsiniz. Size kardeş yada arkadaş gibi yaklaşmazlar. Hep ezerler her angarya işe siz koşarsınız, süpürmek, yıkamak, en önce gelip en son çıkmak sizin işinizdir. Parasal açıdan beklentiniz yoktur, kanunlarda belirtilen ne ise onu verirler, normal olarak dışarıdan bir çocuğun aldığından düşüktür aldığınız. Zaten o yaştaki çocuk ne anlar ki paradan... amaç zanaat sahibi olmaktır zaten. Sonra sıra ile kalfa, usta olursunuz. Yaşınız 18 olduğu zaman devlet tarafından KORUNMA KARARI kaldırılır. Bunun anlamı şudur, sen artık büyüdün, reşit oldun. Şimdi yuvadan uçma zamanın geldi, bizim sana yapacağımız şimdilik bu kadar, Haydi güle güle! ! ! ? Eeee? Şimdi ne olacak?
    İşte bundan sonra devlet sizi bir kamu kuruluşuna yerleştirir. 1983 yılına Sayın İmren AYKUT'un Çalışma ve sosyal güvenli bakanı olduğı sırada çıkarılmış olan 2828 ve 4313 sayılı kanun gereği. Peki işe yerleştirilemeyenler? YURTAYDER onların işe yerleşmelerinde, kira, yiyecek ve giyecek yardımlarında bulunarak sokakta kalmadan ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamaya çalışır. Azımsanmayacak bir çoğunluğuz aslında. Ama kopmuşuz birbirimizden. Yetiştirme yurtlarında ve çocuk yuvalarındaki barınan çocukların da hakkını gözetiriz. Onların insanca yaşaması için gerekli görüşmeleri yaparız yurt müdürleri, sosyal hizmet uzmanları ve il sosyal hizmet müdürleri ile. Yurtları ziyeret ettiğimizde oradaki kardeşlerimizle sohbetler eder, dışarıdaki hayatın zorlukları hakkında öğütlrtde bulunuruz. Ellerindeki imkânları iyi değerlendirmeleri konusunda telkinde bulunuruz. Onları dışarıda bekleyen tehlikeden ve zorlu hayat şartlarından haberdar ederiz.
    Sizde bunu yapın değerli insanlar. Ara sıra bu kurumları ziyaret edin. İnanın bu okadar da zor ve uzak değil. Bir akrabanız yada yakınınızmış gibi gidin onlara. Okadar çok sevinirlerki inanamazsınız. Onlara harçlık vermeyin, sıcak bir gönül içten bir gülüş yeter...

    Sevgili Arkadaşlar.

    )Başkanımız Ayhan GÖK' le konuştum Mersin' e gittiğimde. Bana söyledikleri hiçte küçümsenmeyecek ve göz ardı edilmeyecek kadar ciddi ve bir o kadar da ağlanacak durumdu. Neydi bu kadar etkileyen sözler.

    ) Mersinde ve Türkiye'de maalesef bizi tanıyan, bilen ve gören kimseciklerin olmaması. Bu genel olarak devlet büyükleri diye adlandırdığımız bürokrat ve vekillerimiz. Nasıl mı? Seçim zamanı derneğimize gelip vaatlerde bulunan, ancak ertesi gün tanımayan, arayıp sormayan tüm insanoğlu bunlar. Nereye kadar sürer bilmem. Geçen gün bana gönderdiği bir mail de aynen şöyle diyordu; 'Kardeşim, İnşallah bizi düştükleri zaman hatırlamazlar.' Ne kadar kötü değil mi? . İnşallah ne düşersiniz ve nede bizi unutursunuz. Mersinde faaliyet gösteren Sokak Çocukları Derneği başkanı da bizi sokaktaki çocuklarla karıştırıyormuş. Ve tüm Mersinde adımız lekeleniyor muş. Bizim kim olduğumuzu bilmeyen ve merak etmeyenleredir bu serzenişim.

    )UYAN EY MİLLET.

    )Etrafına bir bak. Bu sokakta yatan, hemen her bankta gazete kağıtlarını kendisine yorgan, ayakkabısını yastık yapan çocuklar kimin. Biz kimiz? Siz kimsiniz? Yetiştirme Yurdu diye bir yer var. Tam Atatürk Lisesinin karşısında. Birde Çocuk yuvası, o da Gazi Lisesinin orada. Bir zahmet gidin ve oradaki çocuklarla, müdürlerle, öğretmenlerle ve sosyal hizmet uzmanları ile bir görüşün. Birde Yurttan Ayrılanları korumak için bir dernek var. Birde onları dinleyin bakalım dertleri ne imiş. Bu çok vaktinizi almaz inanın. Bir hafta sonu yapın bunu. Onların sevilmeye ihtiyacı var. En az sizin kadar sizden biri.

    )Umut ediyorum ki bunu yapabilecek hassasiyete sahipsiniz. Hadi bunu bu hafta sonu yap ve biraz dinle onları.

    Saygı ve sevgilerimle..