Efendimize uzan dili,
O pis dili taşıyan başı,
O asi başı okşayan eli,
Bilâ-tereddüt keseriz!...
Bu garip yüreğim sende kalmış,
Bu suskun dilin sözü sende saklı.
Bir adım uzaklaşsan yıkılır dünya,
Gel, ömrüm seninle olsun, sana kurban...
Gecem sensiz donmuş bir dağ gibi,
Gönlümde bir mâbed vardı, sessizce semâ ederdi,
Bir aşk vardı, adı sen, gecelerde zikrederdi.
Ben seni bir nur bildim, secdelerle bekledim,
Sen geldin, İbrahim gibi… gönlümü put zannettin.
Taştan değildi o kalp, ne heykeldi ne serap,
Gelip girdin ama geçip gidemedin,
O ilk günkü yerde duruyorsun hâlâ.
Her şey çok güzeliken de seviyordum seni
Her şey beni çok üzerken de seviyorum hâlâ.
Sen yeni ufuklara yelken aç
Ben imkansızlarında demirliyim.
Sen hiçbir zaman bilme ilk aşkımı,
Ben ise anılarında kilitliyim.
Bakışların altında kaldım,
Gelip girdin ama geçip gidemedin,
O ilk günkü yerde duruyorsun hala.
Sevmek miydi saplantı mı seçemedim,
Kalbimi de beynimi de yoruyorsun hala.
Bir deli sevdaydı ömrüm,
Onunda sonuna geldik derken,
Yeni yeni sevdalar sardı gönlümü.
Kırk yıl düşünsem,
Bir tatlı yüzün,
Ben bu halden nasıl kurtulacağım,
Aklıma gelip gelip, gitmeyişlerinden,
Seni böyle fütursuzca özlemekten,
Her seferinde uçurumun eşiğine gelip,
Ve yine düşmemeyi nasıl başaracağım.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!