Sevgili!
Sana yazmak gelmiyor içimden.
Ama ne yapayım senlerle doluyum.
Taşıyamadığım vicdanın sorgusuz, yargısız pençesindeyim.
Yazsam yanacağım yazmasam...
Viran olmuş şehirlerimin kızılcık gülüne,
Derin manalı bakışların gitmiyor aklımdan
Nefesin geçiyor çarpan yüreğimin arasından
Bir umut versen en azından
Beni kurtaracaksın yaşamın uykusundan
Abdulkerim Erkek
Terkedilmiş yıldızlar kadar uzaksın benden.
Ay dolanır yüreğime.
Sahipli arşın yalnızlığı derttir derdime.
Varlığın ve yokluğunla güneşin özü gibisin;
sevgin kadar parlak ve sıcak,
ihanetin kadar kavurucu bir ukdesin beynime.
İlkinde tanıyamadım seni
bakışımı kaldırıp yüreğine baktığımda
sen de bir durgunluk,
Bu kaçıncı yenilgi artık sayamadığım.
Hep bir beklenti ve hüsran...
Ne zaman olacak dediğim hayaller,
Bir gülüşün vardı,
İçimde fırtınalar kopartırdı.
Sen, dağlar ülkesinin asi çiçeği
Seni oralardan kopartıp getiren neydi?
Bahozun azizliğinden mi olsa gerek
Dikenlerin kalbime saplandı, çıkarmaya ne gerek!
Uzaklarda hüzünlü, sessiz bir tepe...
Tepede, kümülüsler ard arda dizilmiş
yüreğimin griliği titretiyor.
Soğuk yel; tenimi, bedenimi kaplıyor.
Gözlerimi dikmişim tepeye,
...Uzaktaki tepeye...
Gidiyorum işte yalnızlıklara doÄŸru.
Ardımda sana sana bir şey bırakmadım,
Bir kalem, bir defter dışında...
Yazarsın artık beni
hüzünlü, soÄŸuk duvarlara
Sonra, kimsesiz çıÄŸlıklar gibi
döner bakarsın ardına
Bir hayalim bir de sen kalırsın
acımasızlıklarla dolu yıllara
Ve şu sözleri düşürüversin satırlara:
Elveda, yaralı söcüklerler dizginlenmiş hayata
Elveda,hüzünü martılar gibi kanat çırpan sevdalara
Elveda, yaÄŸmurdan sonraki toprak kokusu kadar yaşanmış yıllara
Elveda, aşkın ateşiyle kavrulmuş destanlara
Beni, gidişinle terbiye etme
bilirsin sağanak dolu gözlerim,
umut dolu yüreğim tükenir.
atarım kendimi bilinmezlere
...bir derya misali
...sessiz, kırgın sözler ağlar.
Artık yoruldum her şeyden
vazgeçilmeyecek tutkular bile vazgeçti benden..
Şimdilerde bilmiyorum nerdeyim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!