İnsanı izliyor kalbim
Aynamda ben eksiğini gördükçe / göz
Yorgun bir bedenden
Gömleksiz bir ses gibi
Bir şeyler yakalanıyor
Bir şeylere
Şehri yediye katlayıp
Sudan gemi yaptı gözlerim…
önce kendimi terk ettim
sonra lisansız kaldım
el âleme el olmadan önceydi
karanlıktan dökülür, mum ırmaklarım güne
içimden pus sökülür, kıblem durur sürgüne
yalnızlık doğrulur, kanar tırnaklarım düne
sen; bir kırgın su gibi, sükutun son secdesi
damarları hu akan, bir kalbin son hecesi
Kapa kapıları Hüsrev
Perdeler dik dursun içimizin odalarında..
Gece ve gün
Ölüm ve beden
Ve ihanet hak ile
hoş geldin aynacı / nasılım?
tamda kendisiyim, kendimin / değil mi?
yani, yabancı bir mevsimin üvey insanı
bebekliği tarafından, bir ütopyanın avlusuna bırakılmış
ve gökten kestiği bir parça yağmur mavisinden
içindeki kafeslere kanatlar dikerken yakalanmış
Leyl; geniş bir mai
Mai; upuzun bir göğ
Doğ, ey ölüm, yeniden doğ
Çatlamak üzre minval
İncelmiş sinemin güzergâhında
Kalp; nadim bir dağ
benim doğduğum topraklara benziyorsun
yüreğinin avlusunda çocuk adımlarım
hercailer çiçeğe durmuş dağlarının eteklerinde
memleket kokuyor endamın
şakağında masumiyet caddeleri
bir yanın gök
Bu yol üzerinde dokuzuncu han benim
İster gel, ister uzağa sür atını, o aynaya baktığın fani benim
Bu gül üzerinde dokuzuncu bülbül benim
İster aç, ister soldur yaprağını, o aynaya baktığın fani benim
tam ortasındayım giden ne varsa’nın
babamın gözlerinde mavi bir yelkenli
tabut gibi omuzlarda dalgalanıyor
bütün limanlar ağır yaralı
ya da bütün ağır yaralılar birer liman
bir arayışın sokaklarında haykırılırken / eski zaman
dur dedim dur! !
durmadın, ne kadar yanılgı varsa, bir dünya içtin
kalbin dedim, bir semender, bir akşamüstü
yapma dedim yapma, burası dünya
ayağın dedim bir kayarsa
kimin kimsen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!