Karşıma çıkan insanların verdiği tecrübeler,
Ne kadar da acı ne kadar da yıpratıcı
Çaresiz ve iki büklüm olduğum bir an.
Öyle korkunç, öyle isyankar ki bu tecrübeler,
İçimi döktüğüm beyazlıklar kararıyor.
Yavaş ve gece kadar ıssız bir anda hem de.
***
İlk önce yıldızlar çıkıyor meydana,
Güzellik kattığını sanıyorsun hayatına,
Ancak her biri bir ayın ortaya çıkışıyla kayıp gidiyor.
Sonra fark ediyorsun ki,
Gökyüzü boş kalmış, karanlığın esirinde,
Bir ay parçasının bakışları altında mahsur kalmış.
Soruyorsun kendine, neden yalnızım? Neden?
Cevapsız bir sorunun bünyendeki hakimiyeti ihmalkarca
Seni kıstırıyor köşeye,
Bilmiyorsun ne yapacağını...
Ağlamak istiyorsun ama olmuyor,
Mutlu olmak, eğlenmek istiyorsun yine olmuyor.
Çünkü hayat sana dur diyor.
***
DUR!
Öyle yüksek, öyle ürkünç bir sesle diyor ki
Duysalar kıyamet kopuyor sanırlar.
Mutluluğun tarifini biliyorum sanırdım kendimi hep,
Fark ettim ben hiçbir şey bilmiyormuşum.
Bilmiyor ve karanlığın sahipliğinde cahilce koşuyormuşum sokaklarda.
Anlamak istemediğim hayatı sonunda anladığım için,
Daha yüce bir insan gibi hissediyorum kendimi
Daha kaliteli bir yaşam görüyorum geleceğimde...
2020
Kayıt Tarihi : 16.1.2025 03:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!