Ormanda birbiri ardına dizilmiş, birbirinin resmini çizen yedi cüce ressamdan biriyle uzaktan akraba oluşumuzun en kısa hikayesi, onun bir yel değirmeninin 12. katında dünyaya gelmesi, gözlerini açar açmaz karşısında şimdilerde ortak dostumuz olan emekli mareşali görmesi ve mareşalin onun kulağına ezan okuyup, ismini söylemesinden sonra benim cüce dostumu, dünyaya getiren ana rahminin biraz üzgün de olsa tıpkı geldiği gibi gökyüzünde birkaç daire çizdikten sonra, solgun mavilikler içinde kaybolması ile başlar. Günlerden pazardır. 4 Ocak 1998, Pazar...
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Devamını Oku
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin