“İçince o çok tatlı şerbeti, beni bir nur denizi sardı”
“Kâinata, Muhammed (a.s.v) o an teşrif etmişti gayrı”
Bunlar cennet hurileriydi sağlam Rivayetlere göre
Allah tarafından yardıma gönderildi Hz. Âmine ye
Kaldırılmıştır gözündeki maddi o perde
Seyrediyordu âlemleri artık yattığı yerde
“Gördüm birer bayrak, doğuda, batıda, Kâbe’nin üstünde”
“Baktım yavruya, kendisi kapanır durur daim secde de”
“Âlemlerin rahmet peygamberi (a.s.v) doğuştan sünnetli”
“Kesilmişti göbeği, dilinde ise diyordu “Ümmeti! Ümmeti”
“İki kürek kemiğin ortasında, tam kalp hizasında”
“Peygamberlik işareti olan mühür vardı sırtında”
“Hemen indi bembeyaz bir bulut, kapladı çocuğu kundakla”
“İşittim yine müthiş bir ses, götürün diyordu doğuya, batıya”
“Doğuyu, batıyı deryaları dolaştırıp, tüm âlemleri gezdirin”
“Bütün varlıklar, Muhammed’in (a.s.v) doğduğuna olsun emin”
“Sonra o bembeyaz nurani bulut kaybolup gitti gözden”
“Doğdu bir nur, seyrettim Şam’ın saray ve köşklerini evden”
Hz. Âmine’nin yanında, Şifa ve Fatma hatun ebe dir
Onlarda anlatırlar o zaman gördüklerini, bir bir
Şifa hatun der, “doğu ile batı arası dolmuştu nurla”
“Rum diyarının saraylarını dahi gördüm o anda”
Fatma hatun “evdeki her şey nura gark olmuştu” der
“Yıldızların çok yaklaşmış, salkım salkım olduğunu” söyler
Kayıt Tarihi : 16.1.2014 14:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Peygamberimizin A.S.V. Destanı

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!