gitti 9 yada 19 can
Recep bey yine kahraman
Netenyahu diyor ki:
gerekirse öldürürüz türkleri yine.
Yani askerin arkasındayım,
Yani recep bey askerin başına çuvalı kabul etmişti
Bunu da sineye çekecek.
..
Baştan Başa Gezelim,
Türkiye'yi Beraber.
Bir Özünü Görelim,
Canlar İçin Birader.
Nak:
Herbir Yeri Cennet'tir,)
Dağları Ovaları. )
..
Mayıs ayı kış uykusu değilki
Değişim ve değişiklik ayıdır
Mayıs ayı kış uykusu değilki
Uyanmış doğamız bahar ayıdır
Mayıs ayı kış uykusu değilki
..
___ ON DOKUZ MAYIS ___
1-
Temizlendi düşman cennet vatandan,
Özgürlük yazıldı göklere kandan.
Kadını erkeği korkmadı candan.
Gençliğin bayramı ONDOKUZ MAYIS… Nevin KILIÇ
2-
..
Tebessümleri gamzesine kaçmış
Koca adam bakışında gözlerin...
Gözlerin;
Ilık bir denizden dalgalanmış
Ufkun çizgisinde demirlemiş,
Birer düş sebebi...
..
Ağustos, Türk’ün zafer ay’ıdır baştanbaşa;
Bir dile gelsin de hele, dinle sen ün’ünü..
Anadolu’yu Yurt yapan ilk ve son Savaş’a,
Tarih, burada şahittir birer ağustos günü!
İlki, Malazgirt! . Yıl 1071, günlerden Cuma;
Selçuklu hükümdarı, Alparslan ve Ordusu!
..
-'...Mustafa Ceylan, geniş bir örnekleme yelpazesi ile Soyuer'in yaşamını ve özellikle şiirlerini değerlendirmiştir. Böylece, Soyuer şiirinin ana konularını ve sınırlarını görmüş oluyoruz. Uzun ve yorucu bir çalışma sonucu yapılan bu araştırma, değerlendirme ve irdeleme yapıtı önemli bir kaynak kitaptır...'
(Muzaffer Uyguner, Çağrı Dergisi, Sayı: 484, Mart.2000)
-'...Mustafa Ceylan, merhum Prof. Dr. Mehmet Kaplan' dan sonra gelen en önemli şiir tahlil ustalarından birisidir.'
(İsmail Kara, Ankara Vakit Gazetesi, 2000)
..
Mayıs dudağımda kekremsi bir tad
bir işçinin avuçlarında açar bahar gülleri
alın terinin tuzu karışır yağmurlarıma
toprak yeşerir
her direniş bir umuttur filizlenen yarınlara...
ne zaman bir işçi görsem
şapka çıkarır şiirim...
..
ÇINGI DERGİSİ TANITIM TOPLANTISI
Tarih :14. Mayıs 2011 Cumartesi
Saat :19.00
Yer :Kayseri Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu
PROĞRAM
19.00: Açılış
..
Türk şairlerinin ve şiirlerinin buluşma platformu antoloji.com kültür ve sanat portalı bünyesinde 12 Mayıs 2006 tarihinde kurduğumuz ve bir ekip olarak geliştirdiğimiz Yeşilrmak Şiir Vadisi Grubu olarak bu sene üçüncüsünü düzenlediğimiz *** Boraboy Şiir Günleri (22-23 Mayıs 2009) *** kültür ve sanat etkinliği, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu sene de ardında unutulmaz anılar ve kalıcı dostluklar bırakarak bir rüya gibi son buldu.
Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu’nun kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında her yıl düzenlediğimiz ve artık geleneksel hale gelen Boraboy Şiir Günleri üçüncü etkinliği için aylar öncesinden başlayan detaylı bir planlama ve hazırlıklar yapıldı. Etkinliğin en az kusurla, hatta mümkün olduğu kadar kusursuz ve amacına uygun olarak sonuçlanması için kutlama komitesi olarak ben Ali Rıza ATASOY, grup yöneticilerimiz, Ömer CELEP, Fesih AKTAŞ, Müzeyyen KESKİN, Hüseyin BACANAK, Ahmet EROĞLU, Taşova Lisesi Müdürü İbrahim MALKOC ile birlikte grup üyemiz aynı zamanda kameramanlık görevini yürüten Ahmet ÖZKAN ile grup üyemiz ve aynı zamanda etkinlik süresince sunuculuk görevini yürüten Taşova Yeşilırmak İlköğretim Okulu Türkçe Öğretmeni Sercan TAŞ başta olmak üzere, organizasyonda gönüllü olarak görev alan Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okul ve kurumlarda görev yapan eğitim çalışanları tarafından aylar öncesinden başlayan bir planlama ve bu plan doğrultusunda detaylı bir çalışma yürütüldü.
Boraboy Şiir Günleri (22-23 Mayıs 2009) duyuru metninde yer alan planlama ve program doğrultusunda herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden gerçekleştirildi ve 23 Mayıs 2009 Cumartesi günü akşam saatlerinde yöremizin zümrüt gerdanlığı Boraboy’da bir rüya gibi son buldu.. Bu sene ilk kez etkinliğin şiir dinletisi bölümünün ortalarında geçici bir yağmura yakalandık ve bu nedenle programın geri kalan bölümünü Boraboy Göl gazinosunda kapalı mekanda tamamladık. Gördük ki yağmur da Boraboy’a ve Boraboy Şiir Günleri etkinliğine ayrı bir renk ve güzellik kattı, her şey belki mükemmel değildi ama öyle zannediyorum ki mükemmele çok yakındı.Katılımcı şair dostların bir bölümü 22 Mayıs 2009 Cuma günü öğleden önce Ankara’da buluştular ve grup yöneticimiz Ahmet EROĞLU ve Müzeyyen KESKİN tarafından temin edilen araçla öğleye yakın saatlerde Ankara’dan toplu olarak Taşova'ya hareket ettiler.Bunun dışında kendi imkanlarıyla veya özel araçlarıyla diğer illerden gelen katılımcılar da aynı gün sabah saatlerinden itibaren bulundukları illerden birer ikişer Taşova’ya gelmek üzere yola koyuldular ve aynı gün öğle saatlerinden itibaren yine birer ikişer Taşova’ya inmeye başladılar.
Taşova’nın zümrüt gerdanlığı doğa harikası Boraboy’a ve Yeşilırmak Şiir Vadisi’ne gönül veren katılımcı şairler ve sanat dostları yine aynı gün öğle saatlerinden itibaren Taşova Öğretmenevi bahçesinde grup başkanı olarak bendeniz Ali Rıza ATASOY, grup yöneticimiz Ömer CELEP, organizasyon işleriyle görevli Taşova Lisesi Müdürümüz İbrahim MALKOÇ, grup üyemiz ve kameramanımız Taşova Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğretmeni Ahmet ÖZKAN, grup üyelerimiz ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü personelimiz Serap ÖZGÜR, grup üyemiz ve Öğretmenevi Müdürlüğü personelimiz Macide ÖZTÜRK, foto muhabiri olarak görevlendirdiğimiz arkadaşımız Taşova Anadolu Lisesi Fizik Öğretmeni Ömer ŞENGÜL ve grup üyemiz ve aynı zamanda etkinliğimizin sunuculuk görevini üstlenen Taşova Yeşilırmak İlköğretim Okulu Türkçe Öğretmeni Sercan TAŞ tarafından karşılandılar.Taşova’ya erken saatlerde inen katılımcılar Taşova Öğretmenvi bahçesinde kendileri için ayrılan mekanda oturup dinlendiler, diğer katılımcılarla tanıştılar ve en son gelecek şair dostları beklemeye koyuldular.Akşama yakın saatlerde son olarak topluca Ankara'dan hareket eden katılımcılar geldiler ve Öğretmeevi bahçesinde organizasyonu yürütenler ve diğer katılımcılar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandılar.Öğretmenevi bahçesindeki kısa bir dinlenme ve tanışma faslının ardından; Taşova şehir merkezinde ve ırmak boyunda toplu olarak bir gezinti yapıldı. Kısa süreli bu şehir turunun ardından Taşova Öğretmenevi salonunda topluca yemek yenildi. Akaşam yemeğini müteakip katılımcı misafirler tekrar Öğretmenevi bahçesinde kendileri için ayrılan mekanda yerlerini aldılar. Burada misafirlere çay, meyve, çiğ köfte ikramı yapıldı ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar bu mekanda şiir ve sanat üzerine paylaşımlar yapıldı. Bilahare misafir şairler ve sanat dostları yatılı okul pansiyonlarına yerleştirildiler ve geceyi Taşova’da geçirdiler.
..
İşte AKP nin canını çok sıkan mail: Türkiye deki icraatlarının unutulmaması ve bakar-körlerin gak guk etmemesi için Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP nin Türk siyaset tarihindeki bazı ilklerini anımsatmakta yarar görüyorum.
*1- İlk kez bir Başbakan Tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz dedi.Memurun hakkını vermeyi ABD’ nin çıkarına bağladı!
*2- İlk defa ekonomi büyürken işsizlik arttı! İşsizlik arttığına göre demek ki ekonomi büyümedi,ikisinden birisi yalan! . Yada çarpık büyüme oldu. İş gücüne dayanmayan, ithalata dayalı al-sat kandırmaca/sahte/yalan büyüme!
*3- İlk defa cari açık verilirken döviz kuru arttı. Tam bir çelişki.
*4- İlk defa bir Başbakan zam isteyen memura İMF yi ikna edin dedi.
*5- İlk kez ihracat rekorları kırdık masalları anlatılırken ithalat 100 milyar doları aştı.Halka yanlış bilgi verildi.
..
BİR MAYIS BAYRAMDIR İŞİ OLANA
01.05.2011
Herkes bir mayısta bayram yapamaz
Bir mayıs bayramdır işi olana
Aç karnına meydanlara çıkılmaz
Bir mayıs bayramdır işi olana
..
Son yıllarda, yoğunlaştırılmış yapay bir kültür damarlarımıza sürekli pompalanıyor. “Komprime” haplara da benzetilebilir. İlacımızı alıp mışıl mışıl uyuyoruz. Uyutuluyoruz aslında. Geçmişte ise tabular hâkimdi. Hani şu durmadan eleştirip isyan ettiğimiz yasaklar. Ancak, doğru veya yanlış, değerlerimizin bir kısmını böylece koruyabildik. Muhafazakârlık savunuculuğu yapacak değiliz elbette. Aksi halde, sanatta özgürlükçülüğün hakkı yenmiş olur. Yaratıcılar, avangardlar (öncüler) ve hatta sıra dışı uçlarda olanlar (marjinaller) her devirde mevcuttu ama sanat böylesine “kitsch”leşmemişti henüz. Ne de insan...
Günümüzde içi boşaltılmış putların sayısı giderek artıyor. Ne yazık ki 'imaj'lara tutuluyor, vitrinlere, makyaja, camlara âşık oluyoruz. Dünya sayılı markaların oluşturduğu piyasaların ve çokuluslu şirketlerin avuçlarında zıplıyor artık. İnsan markadır bugün. Alelacele kotarılmış, fiyakalı bir biçimde sunulan ve kendi çarpık talebini bir ejder gibi kükreyerek, homurtuyla yaratan emeksiz bütün işler birer marka. Yazın sanatının markası ise giderek çürümekte… Kaos’unu yitiren sanatın “konformist”,“ dev bir akım içerisinde kayboluşunu izliyoruz. Sanatı katlederken yaşamın iskeletini dik tutan vazgeçilmez değerleri de yok sayan bir moda bu! Kalıcılığını yitiren unsurlar gelirgeçer beğenilere bırakıyor yerini. Sabun köpükleri ve balonlar uçuşuyor etrafımızda. “Trend”ler ve “trendy”“ olmak günün modası haline geliyor.
Tarih boyunca bunca uygarlığı biz yaratmamış mıydık? Ve şimdi her şeyi yok ediyoruz. Ne yazık ki edebiyatın da diğer sanat dalları gibi giderek süflileştiğinin farkına varamıyoruz. Var olanı yıkıp daha güzelini yapmaya, yanlışı sıfırlamaya; kaosun gücünden yararlanmaya itirazım olamaz. Ancak değerli ve vazgeçilmez olanı; hiç değilse insan malzemesini ve onun yaratıcılığını koruyabilseydik… İnsan olmazsa kim sağlayacak yeniden yapılanmayı? Yıkıntıyı kim kaldıracak ayağa? Bilmediğimizi bilmiyor olduğumuz gibi, öğrenmek için merak da duymuyoruz artık. Meraksızlık ise araştırma yeteneğimizi köreltiyor. En temel güdülerimizden biri törpüleniyor. Ve sonuçta beyaz camdan ve boyalı basından bize sunulan popüler-kültür uydurmacalarını, geleceği yok ettiğimizin farkına dahi varmaksızın, “komprime haplar” gibi yutuyoruz. Kalemlerimiz ağlıyor; düşünce tembeli dilsizlere, fikir haymatloslarına dönüşüyoruz.
Yepyeni ve insanlığın gelişimini engelleyen bir düzenin sanata yansımasıdır bu. Belki de “Novus Ordo Seclorum”un (“Yeni Dünya Düzeni”) bilinçlice planlanmış bir uzantısı. Oysaki gerçek kazanım bireyin kendisine, yaşadığı topluma ve dünyasına kattıkları ile doğru orantılıdır diye öğrenmiştik. Bu düzen ise yaratıcılık gücünü bastırıp yalnızca kopyalamayı öğütlüyor. Taklidi onurlandırıyor. İnsanı ucuzlatıyor. Yaşamanın tek başına bir sanat olduğunu unutturuyor böylece.
..
Binlerce kız çocuklarına,
Hem Babaydı, hem Ana,
Herkes kaçarken,el uzattı cüzzamlıya,
On dokuz Mayıs ta,İlk defa hüzünlüyüm
Adı Türkan dı,
Bir kadın gitti bugün!
..
- 1 -
Bu divan nerde duracak?
Kim, divan şiiri yazacak?
25 Mayıs 2009 Pazartesi
..
Güreş deyince babam gelirsin aklıma,
aslan babam, Kaplan babam, keşke yaşasan,
şu anlattıklarını bir yazsam bahtıma,
Neler görmüştün yaşamışsın ah sen neler,
Anlatırdın ya inanılmaz efsaneler,
seccade üstünde huşuyla yaşıyordun,
evrenin yükünü sırtında taşıyordun…
..
mayıs akşamları hep böyle ılık mı olur
mayıs akşamları hep böyle ılık
mayıs akşamları hep böyle
mayıs akşamları
mayıs
..
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI
Yürekten yüreklere çağlayan bir ırmaktı
Bir bayram coşkusunda kutlanırken 1 Mayıs
Gel gör ki görkemini yasaklara bıraktı
İşçiyi, emekçiyi birleştiren 1 Mayıs!
..
Bir mayıs alanında
Vurdukca çağlayan yine bizleriz
Bir mayısta bir mayıs alanında
Hasret ile yola bakan gözleriz
Bir mayısta bir mayıs alanında
..
2017,20.hikmet Okuyar Ödüllü Şiir Yarışması'na katılacak şair, ozanlarımıza başarılar..
2017,
20. HİKMET OKUYAR ÖDÜLLÜ ŞİİR YARIŞMASI ŞARTNAMESİ yayınlandı..
*
'' TÜRKİYE ŞİİRLERLE TANITILACAK.. / Hikmet Okuyar '' diyerek başlatılan uzun soluklu ve engin ufuklu yolculuk devam ediyor..
..