Onur BİLGE
“Çıtır,
Melli Çarşı’sındaki küçük kahvehanenin önünde oturuyoruz. Şarampol’ün eski halinden bahsediyoruz. Buruk bir çay gelmiş, karbonat mı atılmış birazcık, nedir? Yudumluyoruz. Karşıda İş Bankası var. İkinci katındaki bir pencereden üstü önlüklü bir kadın işaret ediyor. Sağ elini yumruk yapmış, sağa sola sallıyor. Sol elinin üç parmağını göstererek bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Çay Ocağından bir garson baktı. “Tamam!” der gibi başını salladı. İçeriye girdi. Ben de merak ettim. Ne oldu? Kimdi o kadın? Ne dedi ki? Kaptan fark etmemiş. Ona da naklettim olayı. “Soralım!” dedi. “Oğlum!..” diye seslendi içeriye. Az önceki garson hemen koştu.
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta