Onur BİLGE
Sen hiç yalnız kaldın mı? Nasıldır, bilir misin, yalnızlık? Ne denli kaybeder insan, kendini! Nasıl arar, candan bir dost sesini, nefesini! Neyi var neyi yoksa nasıl aktarır, ona! Neler feda eder, uğruna! Neler harcar, neler... Bir can yoldaşlığına!
Hücre hapsine alışık bir insan, alışır yalnızlığına. Bağrına basar olur, onu. Pranga mahkûmunu çözseler de koşamaz. O zaman yürüdüğü gibi yürür, yine de. Bir hamalın, yükünü bıraktığı zamanlarda da kambur yürüdüğü gibi... Omuzlar önde, kollar sarkık, bitkin ve canından bezgin bir yüz ifadesiyle...
Yalnız bırakılmak gibi en ağır cezalardan birine çarptırılmış bir koruma mahkûmuyum. Çok kıymetli mücevherlerin kocaman çelik kasalarda, kadife muhafazalar içindeki acınacak esaretinde... Ne kadar özgür olursam olayım, içime işlemiş yalnızlığım ve esaretimle gireceğim, mezara. Eserinizle övünebilirsiniz, sahiplerim! Eserinizle övünebilirsiniz! Ben Cuma...
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.