Sarhoş Martı - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Sarhoş Martı Sarhoş Martı: Unutmanın Eşiğinde, Hatırlamanın Kalbinde Yazmak
Sarhoş Martı’nın şiirleri; bir veda anında unutulan “hoh” kadar sade, ama o an kadar derin…
İçinden çıkılamayan gecelerin, rüzgârla savrulan bir kokunun, “sana bir şey olursa ben kim olurum?” diye sormaya bile cesaret edemeyen bir kalbin şiirle konuşması.

Her dize, bir zamanlar sevdiği adamın kapısına giden hala gittiği o günleri düşünen ama sonra o kapıyı kendi içine çeviren bir kadının kaleminden dökülüyor.
Aşk, özlem, pişmanlık ve sessiz bir direniş… Sarhoş Martı’nın mısralarında, unutulmak istenen bir geçmiş değil; unutulamayan anların içsel yankısı var.

Şiirlerinde her kelime bir iz taşıyor, bazen geçmişten kalma bir bakıştan, bazen sadece söylenememiş bir sözden.
Ama hepsi, o anlatmaya doyamadığı, ama yaşarken sustuğu şeyleri artık korkusuzca dile getirmenin cesaretiyle yazılmış.

Sarhoş Martı’yı okurken birini özlemenin ne demek olduğunu, bir sesin bir nefeste nasıl saklandığını, bir vedanın nasıl eksik kalabildiğini iliklerinize kadar hissedeceksiniz.

Bu, sadece şiir değil. Bu, bir kadının kendine dönme, kendini hatırlarken onu unutmama hikayesi.
Ve o hikâyeyi kelimelere emanet etmiş biri: Sarhoş Martı.