Çınar Gibi Olmalı -Sevgilin olmalı... ...yanında huzur bulduğun... ayrı geçen anlarında onu düşündüğün ya da bir dostun olmalı, sen gizlice sevmelisin.. o bilmemeli nasıl sevdiğini... aşık olmalısın delice... özgürce.. korkmadan söylemelisin sevdiğini.. ve hiç kimse umurunda olmamalı öyle bir sevmelisin ki... bıkmalı ayrılıktan, onsuzluktan... mutluluk olmalı bir de... senin gözlerinde başlamalı... onun yüreğinde bitmeli cümleler... düşünmemeli yarını, hep bugünde olmalı... kaçırmamalı güzellikleri, mutlulukları... öyle sevmelisin ki... kelimeler yetmemeli onu anlatmaya.. neden sorularının cevabı hep ismi olmalı... aşk olmalı, sevgi olmalı.. aşık olmalı, sevgili olmalı... bir de kaçmamalı, korkmamalı.. benim gibi olmalı... senin gibi olmalı... aşk sen... sen, ben olmalı..
aşkın da... aşkım da... çınar gibi olmalı...
Alişan Yılmaz -CINAR-
İsteyenin Bir Yüzü Biliyorum, Dağınıktır senin evin. Sağı solu toparlamak, Ne varsa herşeyi yıkamak, Kapısını açtığın her odadan, Ben sana; Aşk kokmak istiyorum. Biliyorum, Uykuların bölük pörçük, Ne gecen belli ne gündüzün, Uyuduğun vakitsiz uykulardan sabaha uyandırıp, Ben sana; Bir bardak demli çaydan akmak istiyorum. Biliyorum, Herşeye yorgunsun,yarınlardan korkuyorsun Kızgınlığın an meselesi,hemen köpürüyorsun İçinin yaralarına, dışının hasaralarına, Ben sana; Sessiz sevdamdan sürmek istiyorum Biliyorum, Alevlerin közlendi,közlerin kıvılcım, Küllenmiş harlarından alıp, Ben senin; Ocağına sönmeyen bir ateş takmak istiyorum. Biliyorum, Uzun ve bitmeyen gecelerde yalnızsın, Kendine sarıyorsun kendini, Mısralara akan gözyaşlarından, Ben sana; Avuç açıp dolmak istiyorum. Biliyorum, Çocukların var,değmesin nazarlar Babasının kopyası bir kız,boyluboyunca bir erkek Bazen onlar gibi çocuk olmak, Ben sende; Hasretiyle acıktığım babama doymak istiyorum BİLMİYORUM; Alınacak kaç nefesimiz var, Tek bir nefesi bile göze aldım, Şu dünyalık ömrümde, Ben sende kalmak istiyorum.
(Zaman mı? dumanı üstünde,yeni çıktı ateşten)
Fatma Hatun Esen
Hayat Kır çiçeklerinin yurt tuttuğu her dağın hüzünlü bir patikası var kuytusuna yaralı düşen kuşlar son kez baktıklarında görürler boşluğu
Gövdem bir dağ gülüm kalbim onun patikası Son kuşların giderken bıraktığı en uçası boşluğa resmedilmiş yaralı bakış ömrüm
Ayrılık uçurumunda çiçek verir sürgünü kendinde ömür ağacı Gezginlerin geçerken umursamadığı seçilmiş yalnızlığın ateşinde erir hayata çığlık veren sancı
Herkesin kimliğinde bir Ferhat dağları delmeğe hazır aşk için Herkesin uçurumu bir Şirin Sorgulanan günlerin toplamıdır hayat
Babür Pınar
Güneş doğar sevgiye.. Ayaz rüzgarlar üşütür bedenimizi bazen dil konuşmaz olur tek tanık dizelerimizdir acılarımıza eş bir susmak ki avazz duyan yok, ses veren yok yüz solgun, ruh yorgun ve paramparça bi çare yakarışlar susmaların gölgesinde çığlıklar avazz.... avaz bağırırlar ve bir gün elbet açar çiçekler yeniden güneş doğar
sevgiye...
Derin Mavi
Ben Yaşama Gülümsemeyi Seçtim Hırçınsın, öfkelisin, Yaramaz çocuklar gibi bir yanın. Biri gelir,biri gider güzellerin, Hünerin, çapkınlık senin. Kime bakarsan bak, İki bağışlanmış günah gibi, Hep gülümseyeceğim gözlerine. Top atsan, vursan, kırsan, da, Camdan kalbimi, Toplayıp kırıklarımı, Yine gülümseyeceğim. İnadına, seveceğim sevmeleri. BEN YAŞAMA GÜLÜMSEMEYİ SEÇTİM, HEP GÜLÜMSEYECEĞİM... 3. 8. 2008
Fatma Hatun Esen
Yürek Yangını
Ne zaman bir şeyler olsa Durup durup seni düşünürüm Nereye baksam karşıma çıkarsın Kime baksam sen olursun Sebepsiz gülüşler Ve özlemden acılar yerleşir yüzüme..
Saatlerce kavga ederiz, Sudan sebeplerle.. Kırıcı olur, kırılırız Bin parçaya böleriz, İçi biz dolu kalbimizi.. Gece olur hayallerle yatarız Eldeki resimler, Hafızadaki anılarda buluruz Aşkı, mutluluğu.. Ve bir kabusta yitirmek bizi.. Her gece bir telaş içinde, Bir sonraki günün, Ne getireceğinden habersiz..
Çaresizlik nasılda yorar insanı Tutunacak bir dal ararsın 'sen' gibi Bulamazsın.. Ben sana muhtaçtır, Sen gurura yenik..
Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllar Bir daha hiç geçit vermeyen veda sözleri Yılların sıradağlarında uzaklaştı bizden Yüreğimizden kopup giden ayrılık trenleri Biliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçti Aldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperler Senin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde? Hayat herşeyi alır sanırken Oyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldı Bir bizim icat ettiğimiz saatler İlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilir Dalgın resimlerin derinleştirdiği mazi Gün gelip bütün zamanları ele geçirdiğinde Anlarsın başkalarına giden bizden çalınmış günler Ne zamandır buradayım Gel öp beni Neredeysen ve nasılsan önemi yok gel öp beni Suyunu,uykunu,azığını uzun tut gel öp beni Birbirimizi bağışlayacak,birbirimize yeni sözcükler bulacak, Ölmeden önce yeniden görüşüp konuşacak yaşa gelmedik mi? İkinci ufkun saatindeyiz şimdi Gözlerim trenlerde,gel öp beni.
...yanında huzur bulduğun...
ayrı geçen anlarında onu düşündüğün
ya da bir dostun olmalı, sen gizlice sevmelisin..
o bilmemeli nasıl sevdiğini...
aşık olmalısın delice...
özgürce..
korkmadan söylemelisin sevdiğini..
ve hiç kimse umurunda olmamalı
öyle bir sevmelisin ki...
bıkmalı ayrılıktan, onsuzluktan...
mutluluk olmalı bir de...
senin gözlerinde başlamalı...
onun yüreğinde bitmeli cümleler...
düşünmemeli yarını, hep bugünde olmalı...
kaçırmamalı güzellikleri, mutlulukları...
öyle sevmelisin ki...
kelimeler yetmemeli onu anlatmaya..
neden sorularının cevabı hep ismi olmalı...
aşk olmalı, sevgi olmalı..
aşık olmalı, sevgili olmalı...
bir de kaçmamalı, korkmamalı..
benim gibi olmalı...
senin gibi olmalı...
aşk sen... sen, ben olmalı..
aşkın da... aşkım da...
çınar gibi olmalı...
Alişan Yılmaz
-CINAR-
İsteyenin Bir Yüzü
Biliyorum,
Dağınıktır senin evin.
Sağı solu toparlamak,
Ne varsa herşeyi yıkamak,
Kapısını açtığın her odadan,
Ben sana;
Aşk kokmak istiyorum.
Biliyorum,
Uykuların bölük pörçük,
Ne gecen belli ne gündüzün,
Uyuduğun vakitsiz uykulardan sabaha uyandırıp,
Ben sana;
Bir bardak demli çaydan akmak istiyorum.
Biliyorum,
Herşeye yorgunsun,yarınlardan korkuyorsun
Kızgınlığın an meselesi,hemen köpürüyorsun
İçinin yaralarına, dışının hasaralarına,
Ben sana;
Sessiz sevdamdan sürmek istiyorum
Biliyorum,
Alevlerin közlendi,közlerin kıvılcım,
Küllenmiş harlarından alıp,
Ben senin;
Ocağına sönmeyen bir ateş takmak istiyorum.
Biliyorum,
Uzun ve bitmeyen gecelerde yalnızsın,
Kendine sarıyorsun kendini,
Mısralara akan gözyaşlarından,
Ben sana;
Avuç açıp dolmak istiyorum.
Biliyorum,
Çocukların var,değmesin nazarlar
Babasının kopyası bir kız,boyluboyunca bir erkek
Bazen onlar gibi çocuk olmak,
Ben sende;
Hasretiyle acıktığım babama doymak istiyorum
BİLMİYORUM;
Alınacak kaç nefesimiz var,
Şu dünyalık ömrümde,
Ben sende kalmak istiyorum.
(Zaman mı? dumanı üstünde,
Fatma Hatun Esen
Hayat
Kır çiçeklerinin yurt tuttuğu
her dağın hüzünlü bir patikası var
kuytusuna yaralı düşen kuşlar
Gövdem bir dağ gülüm
kalbim onun patikası
Son kuşların giderken bıraktığı en uçası
boşluğa resmedilmiş yaralı bakış ömrüm
Ayrılık uçurumunda çiçek verir
sürgünü kendinde ömür ağacı
Gezginlerin geçerken umursamadığı
seçilmiş yalnızlığın ateşinde erir
hayata çığlık veren sancı
Herkesin kimliğinde bir Ferhat
dağları delmeğe
Herkesin uçurumu bir Şirin
Sorgulanan günlerin toplamıdır hayat
Babür Pınar
Güneş doğar sevgiye..
Ayaz rüzgarlar üşütür bedenimizi bazen
dil konuşmaz olur
tek tanık dizelerimizdir acılarımıza eş
bir susmak ki avazz
duyan yok, ses veren yok
yüz solgun, ruh yorgun ve paramparça
bi çare yakarışlar
susmaların gölgesinde
çığlıklar avazz....
avaz bağırırlar
ve bir gün
elbet açar çiçekler yeniden
güneş doğar
sevgiye...
Derin Mavi
Ben Yaşama Gülümsemeyi Seçtim
Hırçınsın, öfkelisin,
Yaramaz çocuklar gibi bir yanın.
Biri gelir,biri gider güzellerin,
Hünerin, çapkınlık senin.
Kime bakarsan bak,
İki bağışlanmış günah gibi,
Hep gülümseyeceğim gözlerine.
Top atsan, vursan, kırsan,
da, Camdan kalbimi,
Toplayıp kırıklarımı,
Yine gülümseyeceğim.
İnadına, seveceğim sevmeleri.
BEN YAŞAMA GÜLÜMSEMEYİ SEÇTİM,
HEP GÜLÜMSEYECEĞİM...
3. 8. 2008
Fatma Hatun Esen
Durup durup seni düşünürüm
Nereye baksam karşıma çıkarsın
Kime baksam sen olursun
Sebepsiz gülüşler
Ve özlemden acılar yerleşir yüzüme..
Saatlerce kavga ederiz,
Sudan sebeplerle..
Kırıcı olur, kırılırız
Bin parçaya böleriz,
İçi biz dolu kalbimizi..
Gece olur hayallerle yatarız
Eldeki resimler,
Hafızadaki anılarda buluruz
Aşkı, mutluluğu..
Ve bir kabusta yitirmek bizi..
Her gece bir telaş içinde,
Bir sonraki günün,
Ne getireceğinden habersiz..
Çaresizlik nasılda yorar insanı
Tutunacak bir dal ararsın 'sen' gibi
Bulamazsın..
Ben sana muhtaçtır,
Sen gurura yenik..
Alişan Yılmaz
AYNI LAMBALAR
Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllar
Bir daha hiç geçit vermeyen veda sözleri
Yılların sıradağlarında uzaklaştı bizden
Yüreğimizden kopup giden ayrılık trenleri
Biliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçti
Aldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperler
Senin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde?
Hayat herşeyi alır sanırken
Oyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldı
Bir bizim icat ettiğimiz saatler
İlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilir
Dalgın resimlerin derinleştirdiği mazi
Gün gelip bütün zamanları ele geçirdiğinde
Anlarsın başkalarına giden bizden çalınmış günler
Ne zamandır buradayım
Gel öp beni
Neredeysen ve nasılsan önemi yok gel öp beni
Suyunu,uykunu,azığını uzun tut gel öp beni
Birbirimizi bağışlayacak,birbirimize yeni sözcükler bulacak,
Ölmeden önce yeniden görüşüp konuşacak yaşa gelmedik mi?
İkinci ufkun saatindeyiz şimdi
Gözlerim trenlerde,gel öp beni.
Murathan Mungan