hayat çok tuhaf bi kitap, kapak kısmı çok yanıltıcı, yollar çok şaşırtıcı, zirveler hep en dipte, denizler gökyüzünde hikayem temiz bir zemindeki parmak izleri, kışlarım yaz aslında, baharlarım hüzün, yıldızlar ayaklarımın altında ve kumlar geceye saçılmış.. düşüşlerim var karanlık kuyulara, uçuşlarım var masmavi göklere, atlamışlığım var uçurumlardan. kemiklerimin kırıldığı da oldu burnum kanamadan çıktığım da oldu.. korkarak koştuğum köprülerden hızla geçtim, bazen güvenle adım attığım yol çöktü, bazen kırık merdivenlerle çıktım güneşe.. umudun ne olduğunu unuttum, savaştan kaçtım çıkış yolu aradım, ama karanlık dağların kestirmesi yokmuş ne yapalım? ruhumu astım kapının arkasına, savaştım, savaştım, çok kayıp verdim bazen pes ettim, düştüm, düşürdüm, itildim, ittim, Çin seddini ben ördüm tek başıma.. vazgeçtim kendimden, hayalleri bıraktım, sözlerimi gömdüm, bulutları yaktım, nefes aldım-verdim.bu kadarıyla yaşarken bile güzel manzaralara denk geldim oturdum hepsini izledim.. tüm bu kaosun içinde bile güzellikler vardı, şimdi çok daha güzelleri var, ben çok virajlar aldım çok dağları tırmandım şimdi bu manzaraya durup bakacağım müsaidenizle.. belki başka savaşlar var belki başka uçurumlar var olsun olabilir yenerim her şeyi belki de yenemem sonuç ne olursa olsun, hayat yaşamaya değer, günlerim güzel mi tadını çıkarıyorum, artık kötü bile olsa biliyorum bir gün yine vadinin ardında göreceğim denizi.. İnsan durmalıymış, bakmalıymış, durup bakmadan göremiyor koştuğu yol kenarlarında çiçeklerin açtığını. bir daldan kopan yaprak, denizde yüzen balık, uçan kuşun kanat çırpışı bile bak ne güzel? ışıldayan güneş ya da karanlık bulutlardan inen yağmur, ağlayabilmek, kahkahalarla gülmek güzel
hayat çok tuhaf bi kitap, kapak kısmı çok yanıltıcı, yollar çok şaşırtıcı, zirveler hep en dipte, denizler gökyüzünde
hikayem temiz bir zemindeki parmak izleri, kışlarım yaz aslında, baharlarım hüzün, yıldızlar ayaklarımın altında ve kumlar geceye saçılmış..
düşüşlerim var karanlık kuyulara, uçuşlarım var masmavi göklere, atlamışlığım var uçurumlardan. kemiklerimin kırıldığı da oldu burnum kanamadan çıktığım da oldu..
korkarak koştuğum köprülerden hızla geçtim, bazen güvenle adım attığım yol çöktü, bazen kırık merdivenlerle çıktım güneşe..
umudun ne olduğunu unuttum, savaştan kaçtım çıkış yolu aradım, ama karanlık dağların kestirmesi yokmuş ne yapalım? ruhumu astım kapının arkasına, savaştım, savaştım, çok kayıp verdim bazen pes ettim, düştüm, düşürdüm, itildim, ittim, Çin seddini ben ördüm tek başıma..
vazgeçtim kendimden, hayalleri bıraktım, sözlerimi gömdüm, bulutları yaktım, nefes aldım-verdim.bu kadarıyla yaşarken bile güzel manzaralara denk geldim oturdum hepsini izledim..
tüm bu kaosun içinde bile güzellikler vardı, şimdi çok daha güzelleri var, ben çok virajlar aldım çok dağları tırmandım şimdi bu manzaraya durup bakacağım müsaidenizle..
belki başka savaşlar var belki başka uçurumlar var olsun olabilir yenerim her şeyi belki de yenemem sonuç ne olursa olsun, hayat yaşamaya değer, günlerim güzel mi tadını çıkarıyorum, artık kötü bile olsa biliyorum bir gün yine vadinin ardında göreceğim denizi..
İnsan durmalıymış, bakmalıymış, durup bakmadan göremiyor koştuğu yol kenarlarında çiçeklerin açtığını. bir daldan kopan yaprak, denizde yüzen balık, uçan kuşun kanat çırpışı bile bak ne güzel? ışıldayan güneş ya da karanlık bulutlardan inen yağmur, ağlayabilmek, kahkahalarla gülmek güzel