Nabi Küçük - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

DERE KENARINDAKİ EVDEN BENDE KALANLAR

(YAŞAM ÖYKÜM)

 

            1975 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdum. İlkokulu ve ortaokulu Gürün’de okudum. Çocukluk ve ilk gençlik dönemim, Sivas’ın bu şirin ilçesinde, dere kenarında mütevazı bir evde geçti. Günün her vaktinde o derenin sesiyle dinlendirirdim ruhumu. Geceleri anne olur ninni söylerdi bana. Mevsimlerin hikâyesini de ondan dinlerdim. Sonbahar geldi mi son yaprakları taşırdı güz renginde. Kışınsa bir başka güzelliğe bürünür, kenarlarında buzdan kristaller oluşurdu. İlkbaharda coşar, bazen sele dönüşürdü. Sel ise kâbustu bizim için; çünkü evimiz dere kenarındaydı. Yağmurlar şiddetlenip de dere suları kabarmaya başladığında bir telaş alırdı annemi. Bir keresinde sel suları o kadar yükselmişti ki evimizi ağlayarak terk etmek zorunda kalmıştık. Allah’tan, ufak tefek zararlarla atlatmıştık.
            Yağmur, zavallı anneciğimin nazarında “çile” demekti; çünkü evimizin damı topraktandı. Her yağmurdan sonra toprak dama, saman serpiştirip damı loğ taşıyla berkitmek gerekirdi. Anneciğim bin bir zahmetle bu işlemleri yapardı; ama evimiz yine de akardı. Kar yağışı ise ayrı bir dertti. Yağan karı sürgü ile iterek damdan aşağı atmak gerekirdi.
            Bütün zorluklarına rağmen, dere kenarındaki o iki katlı topraktan evimizi unutamıyorum. O, benim çocukluğumdan izler taşıyor. Her köşesinde bir anım gizli. Çok mütevazı bir fakirhaneydi; ama bahçesi cennetten bir köşeydi. Her türlü sebzeyi yetiştirebilirdik. Ortadan ikiye böldüğüm, içi bulgur bulgur olan pembe domatesle yaptığımız sebze salatasının tadını nasıl unutabilirim. Ya meyveler... Yaşlı ceviz ağacından mı bahsedeyim, kış elmalarından mı, yoksa balkonumuzdan elimizi uzatarak koparabildiğimiz o nefis kara eriklerden mi?
Her şeyiyle çok güzeldi dere kenarındaki evimiz. Dedim ya çocukluk anılarım o evde gizli. Ha bu arada, son gördüğümde yeni sakinleri çatılamışlardı dere kenarındaki          o          mütevazı         evi.
            1990 yılında babamın işi sebebiyle İstanbul’a taşındık. Bağcılar ilçesinden bir ev kiralayarak buraya yerleştik. 1992 yılında Bağcılar Naci Ekşi Lisesi’nden mezun oldum. Aynı yıl, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanarak, buraya kayıt yaptırdım. 1996 yılında mezun oldum. 1996’nın güzünde Düzce Ticaret Meslek Lisesi’ne öğretmenlik atamam yapıldı. Bir yıl sonra yüksek lisans sebebiyle İstanbul Bağcılar Ticaret Meslek Lisesi’ne tayinim yapıldı. Yüksek Lisansımı İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Dili Anabilim Dalı’nda yaptım. 1998 yılında Milli Eğitim Bakanlığındaki görevimden istifa ederek özel sektöre geçtim. Bağcılar Birikim Koleji’nde, Esenler Devran Koleji’nde ve Başakşehir Çözüm Dersanesi’nde Türkçe-Edebiyat öğretmeni olarak görev yaptım. Askerlik görevimi Erzurum-Oltu’da tamamladım. Şu an, Başakşehir Özel Çınar Koleji’nde öğretmenlik görevime devam ediyorum. Evliyim, “Ravzanur, Halegül, Rüveyda” adlarında üç tane kızım var. İstanbul- Başakşehir’de ikamet etmekteyim.


            Hayatı anlama ve anlatma çalışmalarım devam ediyor.

 

                                                                       NABİ KÜÇÜK