Kırmızı Gül Kan İçinde - Hakkında Yazdığı Tan ...

Devrimi uzaktan görenler, kağıttan bir gemiye benzetirler. Battı batacak derler. Ama bilmezlerki o gemi çok ' Deniz Gezmiş. '


Hasta Siempre






Aprendimos a quererte
desde la historica altura
donde el sol de tu bravura
le puso un cerco a la muerte

aquí se queda la clara
la entrañable transparencia
de tu querida presencia
comandante che guevara

vienes quemando la brisa
con soles de primavera
para plantar la bandera
con la luz de tu sonrisa

aquí se queda la clara
la entrañable transparencia
de tu querida presencia
comandante che guevara

como revolucionario
que conducía nueva empresa
donde espera la firmesa
de tu brazo libertario

aquí se queda la clara
la entrañable transparencia
de tu querida presencia
comandante che guevara

seguiremos adelante
como junto a tí seguimos
y con fidel te decimos
hasta siempre comandante

aquí se queda la clara
la entrañable transparencia
de tu querida presencia
comandante che guevara


Türkçesi:

o tarihi günlerden bu yana
yer etti içimize senin sevgin
parladığı yerde yiğitlik güneşin
ölüm bir çelenk kondurdu başına

nakarat:
o aydınlık durur hala
yürekleri saran ışıltısıyla
bağlıdır senin sevgili varlığına
kumandan che guevara

vuruyorsun tarihin içinden
şanlı ve güçlü yumruğunla
bütün santa clara düşüp yollara
seni görmek isterken

nakarat

gelirsin bahar güneşiyle
tutuşturduğun meltemle
gelirsin bayrağımızı dikmeye
ve bir ışık gülüşünde

nakarat

devrim aşkıyla yanan yüreğin
götürür yeni bir hedefe seni
orda bekler hep birileri
kurtarsın diye güçlü ellerin

nakarat

yolundayız hiç durmadan
birleşmiş seni izliyoruz
fidel'le birlikte bak söylüyoruz:
sonsuza dek ey kumandan!

Hasretinden Prangalar Eskittim


Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...



Ahmed Arif


Uy Havar

Yangınlar,  
Kahpe fakları,  
Korku çığları  
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,  
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.  
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!  
Pusatsız, duldasız, üryan  
Bir cana bir de başa  
Seher vakti leylim-leylim  
Cellat nişangahlar aynasındasın.  
Oy sevmişim ben seni...  

Üsküdar'dan bu yan lo kimin yurdu!  
He canım...  
Çiçekdağı kıtlık, kıran,  
Gül açmaz, çağla dökmez.  
Vurur alnım şakına  
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla  
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.  
Şahmurat Suyu kan akar  
Ve ben şairim.  

Namus işçisiyim yani  
Yürek içisi.  
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,  
Ne salkım bir bakış  
Resmin çekeyim,  
Ne kınsız bir rüzgar  
Mısra dökeyim.  
Oy sevmişem ben seni...  

Ve sen daha demincek,  
Yıllar da geçse demincek,  
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,  
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,  
Yaran derine gitmiş,  
Fitil tutmaz, bilirim.  
Ama hesap dağlarladır,  
Umut, dağlarla.  

Düşün, uzay çağında bir ayağımız,  
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri  
Düşün, olasılık, atom fiziği  
Ve bizi biz eden amansız sevda,  
Atıp bir kıyıya iki zamanı  
Yarının çocukları, gülleri için  
Herbirinin ayvatüyü, çilleri için,  
Koymuş postasını,  
Görmüş restini.  
He canım,  
Sen getir üstünü.  

Uy havar!  
Muhammed, İsa aşkına,  
Yattığın ranza aşkına,  
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!  
Benim de boş yanım hançer yalımı  
Ve zulamda kan-ter içinde, asi,  
He desem, koparacak dizginlerini  
Yediveren gül kardeşi bir arzu  
Oy sevmişem ben seni...





Ahmed Arif