KENDİSİ HAKKINDA YAZDIĞI TANITIM YAZISI
Çocukluğumda, hafta sonları mesire yerlerine,kırlık alanlara pikniğe çıkarken,okuduğum masalların geçtiği yerlere gidiyormuş gibi |
bir duyguya kapılırdım.Serin sular,büyük ağaçların geniş yapraklı gölgeleri,ıslak çimen kokusu,otların arasında yuvarlanmanın |
derin hazzı.Doğanın,ormanın,ağaçların gizlediğini düşündüğüm,sandığım,onca bilinmemiş şeyin adlandırılmamış duygusu.. |
İstanbul'un uzak köylerinden birine gitmiştik o pazar.Dere yataklarında birbirimizi ıslatmış,azgınlıktan artık çimenleri bırakıp |
ağaçlarda kovalamaca oynamaya başlamış,yorulmuş bitkin düşmüştük.Doğayı başkalarıyla paylaştığım dakikalar sona ermiş, |
onunla başbaşa kaldığım, yalnızlığıma kavuştuğum o mutlu saat gelmişti.Dışadönük bütün neşemi, o yaygaracı çocuk |
kalabalığı içinde tükettikten sonra,üzerime inen tanıdık melankoninin pusuna bürünmüş olarak, eski masal kahramanlarıyla |
gizli randevularımı gerçekleştirmek üzere tek başıma ağaçların derinliklerine dalmış,herkesden uzaklaşmıştım. |
Tekbaşıma kırlarda dolaşmayı ,şarkı söylemeyi,ağaçlara bakmayı kendi kendimle konuşmayı seviyordum. |
Hayatım boyunca en çok yalnızlığımı sevdim.Baş edemediğim yalnızlığımı.Tepelere tırmanmaya başlamış, piknik yerinden |
uzaklaşmış, kaybolmak üzereydim o düzlüğe vardığımda.Her yanı kır çiçekleri basmıştı.Ansızın kırçiçekleri arasında o güne |
dek hiç görmediğim,benzerine rastlamadığım olağanüstü güzellikte bir çiçek gördüm.Gözlerim gördüğü güzellikten |
kamaşmıştı.Ağlamak istiyordum.Bitkileri daha o yaşta bile onca tanımış olmama,karşılaştığım bütün çiçeklerin adlarını bilmeme |
rağmen, bu çiçeği ilk defa görüyordum.Çevreme bakındım,hiç kimse yoktu.İşte o zaman tepelere tırmanıp,onlardan çok uzaklaşmış |
bulunduğumu fark ettim.Güzelliğin heycanına tehlikenin büyüsü karışmıştı.Avazım çıktığı kadar bağırıyor,başkalarını oraya çağırıyor |
bu çiçeği herkese göstermek istiyordum.Yanımda yöresinde ona benzer bir ikinci çiçek yoktu.Yaşadığım bu mucizeye tanık arıyor |
ama ne sesimi duyurabiliyor, ne de kimseyi görebiliyordum.Sonunda eğilip ilkin dokundum ona, sonrada incitmekten korkar gibi |
usulca kopardım çiçeği ve hızla uzaklaşarak geldiğim yoldan bayır aşağı çılgınlar gibi koşmaya başladım. |
Piknik yerine vardığımda çığlık çığlığaydım. |
'Bakın !' diyordum, 'Bakın ne buldum:Bugüne kadar görülmemiş birçiçek !' |
Doğa, bana gizlerinden birini vermişti sanki. |
Dönüp bana, soluk soluğa koşan , heyacandan ne dediği anlaşılmayan,kan ter içinde kalmışbana baktıklarında, yüzlerinde |
ilk beliren şaşkınlık ve kaygı ifadesi yerini kahkahalara bıraktı. |
Bayır aşağı koşarken, taçyaprakları rüzgarda savrulmuş, elimde kala kala yarısı dökülmüş tozanlarıyla bir sap kalmıştı yalnızca. |
Hayatım boyunca onca düş kırıklığı yaşadım.Neredeyse beni düş kırıklıklarım büyüttü , diyebilirim.Ama hiçbiri, o pazar |
günü, koşarak bayır inerken rüzgarın ve zamanın benden çaldığı o çiçeğin yok oluşundan ötürü yaşadığım kırıklığın yerini tutmadı. |
Hem çiçeğimden olmuş,hemde kendime güldürmüştüm.Kimse inanmamıştı bana.Bir süre küskün,mahzun,boynubükük oturdum. |
Beni eğlendirmeye,oyalamaya çalışmaları boşunaydı.Bir tek kendimin yaşadığı bu gerçeklik, fazla gelmiş olmalı ki bana, durup |
dururken bağıra bağıra ağlamaya başladım.Hiçbirşey susturamıyordu beni, gözyaşlarımı dindiremiyorlardı.Sonra annem elimden |
tuttu, hadi o çiçekten bulmaya gidelim, dedi. Benimle o düzlüğe çıktı,uzun uzun o çiçekten aradık,sonra babamda gelip |
katıldı bize,başkaları da… O çiçekten yoktu.Bir tane daha yoktu.Gösterdikleri hiçbirşey ona benzemiyordu.Benim yanılmış olabileceğimi |
düşünüyorlardı; buysa beni daha çok üzüyor, daha çok incitiyordu.Hırçınlaşıyordum.Yalan söylemiyordum.Yanılmış da olamazdım. |
O çiçek başkaydı, bambaşka.Bunların hiç birine benzemiyordu işte! Hiçbir gösterdiklerine…Yaptığım şeyin şımarıklık olmadığını |
birtek ben biliyordum.Sonraki yıllarda seyrettiğim bazı filimlerde, kimsenin inanmadığı cinayetin tek şahidine en çok ben inandım. |
Ne zaman kıra çıksam gözlerim hala o çiçeği arar.Bir daha ne gördüm onu, nede bir benzerine rasladım.Yaşadığım derin kederin |
hatırası bu kadar canlı olmasa, bende bir düş görmüş yada yanılmış olabileceğimi sanacağım. |
Oysa o çiçeğin varlığından hiçbir zaman kuşkuya düşmedim.Ne bitki kitapları kaldı onu aramadığım, ne de çiçekçi afişleri,katalogları. |
İki şey düşündüm hakkında:Ya o düzlülte değişik tohumların oyunlarıyla oluşmuş,doğanın melez bir rastlantısıydı;yani doğa sahiden |
gizlerinden birini vermişti bana; ya da bilinmez güçlerin ömrüme daha sonra 'güzeli aramanın' laneti olarak yayılacak küçük bir şakasıydı. |