Çünkü harcımı öfkeyle imanla kavuruyorum. Ve kederin ve solgun yüzlü işçilerin üzerine Dağ başlarının hırçınlığı savruluyor benden Çünkü beni ateş ile dimdik tutan kin Çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak Miting afisşleri cesur pankartlar Ve yüzlerce militan...
Derin denizlerin aydınlığı Zorlu sabahlar, gökyüzü ve lale Sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata Çünkü ben sevdiğim kızı Yaşamak gibi, halkım gibi sevdiğim kızı ki Şiirini yazmayan ve türküsünü söylemeyen halkım gibi Ve binlerce kurşunlanan halkim gibi Zincirlere vurulan, savaşlara yollanan Vergilere bağlanan halkım gibi Felç olmuş yanlızlıklara bırakarak Büyük acıların ve gözyaşlarının içine bırakarak Şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı Devrim türkülerini ve başkaldırmayı öğreten dudaklarını Bir kere olsun öpmeden Bir kere olsun tutmadan kaygısızca Derin bir yaz gecesi ürperen ellerini Hatta boynunu ve ayak bileklerini bilemeden Vurdum yüreğimi şanlı kavgaya.
Barışın ve özgürlüğün dağlarina yürüyorum işte Yiğitsen uslandır beni Eyyy yasakların, kahpeliğin ve soyguncularin koruyucusu Türkü çağiran kızlarımı sustur Ve kahraman oğullarımı Mezar kaza kaza kederli Kızgın tohum serpe serpe hünerli Ve sömürüle sömürüle bomboş Ve açlığın ve zulmün izlerini derin uçurumlarında taşiyan ellerimi Zincirlere vur gücün yeterse Ama adına yaşamak dersen rezilce Çatlayan tomurcuğun, doğan çocuğun çığlığını duymadan, gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya korka korka yana yana Her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü, aç ve arkasız, köpeleşerek yaşamaktansa bu yürek; ÇAT DİYE ÇATLASIN ULAN
Çünkü harcımı öfkeyle imanla kavuruyorum.
Ve kederin ve solgun yüzlü işçilerin üzerine
Dağ başlarının hırçınlığı savruluyor benden
Çünkü beni ateş ile dimdik tutan kin
Çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak
Miting afisşleri cesur pankartlar
Ve yüzlerce militan...
Derin denizlerin aydınlığı
Zorlu sabahlar, gökyüzü ve lale
Sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata
Çünkü ben sevdiğim kızı
Yaşamak gibi, halkım gibi sevdiğim kızı ki
Şiirini yazmayan ve türküsünü söylemeyen halkım gibi
Ve binlerce kurşunlanan halkim gibi
Zincirlere vurulan, savaşlara yollanan
Vergilere bağlanan halkım gibi
Felç olmuş yanlızlıklara bırakarak
Büyük acıların ve gözyaşlarının içine bırakarak
Şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı
Devrim türkülerini ve başkaldırmayı öğreten dudaklarını
Bir kere olsun öpmeden
Bir kere olsun tutmadan kaygısızca
Derin bir yaz gecesi ürperen ellerini
Hatta boynunu ve ayak bileklerini bilemeden
Vurdum yüreğimi şanlı kavgaya.
Barışın ve özgürlüğün dağlarina yürüyorum işte
Yiğitsen uslandır beni
Eyyy yasakların, kahpeliğin ve soyguncularin koruyucusu
Türkü çağiran kızlarımı sustur
Ve kahraman oğullarımı
Mezar kaza kaza kederli
Kızgın tohum serpe serpe hünerli
Ve sömürüle sömürüle bomboş
Ve açlığın ve zulmün izlerini derin uçurumlarında taşiyan ellerimi
Zincirlere vur gücün yeterse
Ama adına yaşamak dersen rezilce
Çatlayan tomurcuğun, doğan çocuğun çığlığını duymadan, gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya korka korka yana yana
Her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü, aç ve arkasız, köpeleşerek yaşamaktansa bu yürek;
ÇAT DİYE ÇATLASIN ULAN