Sevdiğiniz zaman yalnız değilsiniz artık.Hiç karşılık gözetmeden verin verebildiğiniz kadar, SEVGİ vermekle tükenmez.Aksine hiç ummadığınız bir zamanda büyür, çoğalır ve size doğru akan bir ırmak olur.
'Akşam üzeri batan güneşe değil, sabah tüm ihtişamı ile doğan güneşe bakalım.Batan güneş bize yalnız ulaşamadığımız umutları bırakmıştır.Ama doğan güneş bize yepyeni umutlar ve yepyeni bir yaşam göstermektedir. DÜN Sonbaharın sararmış yapraklarında tünemektedir. Bugün İlkbaharın filizlerinde ve çiçeklerindedir.Dün ölümün kucağındadır: BUGÜN yaşama gülümsemektedir.Ölüler yürüyemezler ama diriler koşabilirler. Yürüyemeyenler değil koşabilenler mutluluğa erişebilirler. Sonbaharın yaprakları yerlere düşerler; İlkbaharın filizleri göklere yükselirler. Dün ölüdür. Bugün yaşamdır. Toprak ölüyü çürütür ama yaşam küçücük bir tohumu koskoca bir çınar yapar. Dünü bırakmadan bu günü yüceltemeyiz. BUGÜNÜ DÜNÜN ÜZERİNE DEĞİL, BUGÜNÜN TEMELLERİ ÜZERİNE OTURTMAK ZORUNDAYIZ.
Bir tek 'SEVGİ ' olacak yaşam denen bunca telaştan arta kalan.
KİTAPLARI:
' AŞKI BULAN ŞİİRLER ' 5 YTL. Gündüz Kitabevi Aralık 2005
' DÜŞ KURUYOR GECE ' 10 YTL Gündüz Kitabevi Ocak 2008
İsteme Adresi:
Hatice Bediroğlu
5158337 nolu Posta çeki hesabına (ücretsiz) yatırılıp [email protected] mail adresine ücretin yatırıldığı ve adres bildirildiği takdirde ' kargo alıcıya ait olmak üzere hemen gönderilecektir.
HÜRSES (Günlük Yerel Gazete) Kültür-Sanat 17 Nisan 2007 Salı- Sayfa 4
SEVGİ VE AŞKIN ŞAİRİ HATİCE BEDİROĞLU
15 Mart 1958’de Düzce’de dünyaya gelen Hatice Bediroğlu, on beş yaşından beri yaşamından kendisinin sorumlu olduğu nadir kişilerden biridir. Çok küçük yaşından beri anne ve baba hasreti çeken sanatçı, sonraki yıllarda babasını tanımış ise de, bu tanışmadan ne manevi ne de maddi anlamda bir yarar sağlayabilmiştir. Geleceğini, ömrü boyunca kendisi düşünmüş, kendisi planlamış ve bu planı da kendisi uygulamıştır.
Öğrenimini bitirdikten sonra Bolu’daki Fizik Tedavi Merkezinde göreve başlamış, sonra da ORÜS’de (Orman Ürünleri Sanayi Genel Müdürlüğü) görev yapmıştır. Bu görevden genç yaşında emekli olan şair, 1997 yılında, arkadaşlarının yönlendirmesi ile Antalya’ya yerleşmiş ve bu arada da ANŞOYAD’a üye olarak aramıza katılmıştır. Böylesine, hayatta yalnız kendi çabaları ile ayakları üzerinde durabilen ve böylece sağlıklı bir yapı içinde bu günlere gelebilen Sayın Bediroğlu’nun şairlik yeteneği de küçük yaşlarda oluşmuş ve bu zevk bugün de varlığını sürdürmektedir. Bugün sayın şairimizin şiir zevki, şiirler halinde ürünlerini vermiş ve bu ürünler 2005 yılında “ Aşkı Bulan Şiirler “ adlı kitapta yerlerini bulmuşlardır.
Sayın Bediroğlu, 110 sayfaya sığdırdığı 81 adet şiirini, aşk olgusu içinde dile getirmektedir. Şairimizin şiir sanatı ve şiir üretimi bugün de etkinliğini sürdürmektedir. İkinci şiir kitabı için bugün elinde yeterli sayıda şiiri de bulunmaktadır.
Sayın Bediroğlu ile ANŞOYAD’da tanıştık. Kendisi, alçak gönüllü (mütevazi) ve hanımefendi davranışları ile çevresinde sevgi çemberi yaratabilmiş şairler arasında önemli yerini almıştır.
Bana, 22.3.2007 tarihinde imzalayarak verdiği kitabındaki sunuş yazısında; “ Sevgi, yüreğinizi hep sıcacık tutsun, dileklerimle “ ifadesini kullanmaktadır. Yürekleri sıcak tutan güdünün (saikin) sevgi olduğuna inanan şairimizin bu içten dileği, beni de çokça duygulandırdı. Kaldı ki, canlılarda sevgiye, doğada güzelliklere hayran olan şairin kitabındaki şiirlerinin de aşkı bulacağına olan inancının bu iki kaynakla beslendiğini ve bu iki kaynaktan esinlendiğini sanıyorum. Nitekim, kitabının kapağında da doğadan bir görüntü yer almaktadır.
Sayın Bediroğlu, yüreklerdeki sevgiyi ve zaman zaman da aşkı, tanrısal aşk olan doğanın suları, havası, çiçekleri ve her türlü güzellikleri ile bütünleştirmektedir. Şiirlerinde; şair, sevgi sınırlarını aşıp aşka ulaşmaktadır.
Şairin kitabında yer alan her bir şiiri, vazolarını bekleyen birer çiçek gibidir. Kaldı ki, her çiçeğin rengi, görünümü ayrı, kokusu ise bambaşkadır. Zira her çiçek, bir başka sevgiyi, bir başka aşkı simgelemektedir.
Sayın Bediroğlu’nun kullandığı dil, sade bir Türkçe ve vezni ise serbesttir. Bu, öyle bir serbest vezin ki, düz yazı (nesir) yapısında bir görüntüde olup, akıcı üslup içindeki her bir şiiri adeta okuyucularca bir yudumda içilmektedir.
Şiirlerinde, sevecen bir ruhun belirtileri ilk bakışta hemen kendisini gösteriyor. Ayrıca, lirizmin tüm şiirlerine egemen olduğu bir gerçek. Çok ilginçtir ki, tüm yaşamı büyük olumsuzluklar ve yokluklar içinde geçen bu şairin şiirlerinde karamsarlığa rastlanmıyor.
Kitabın tümü üzerinde yaptığım analizlerde, her şiirinde bir bütünlük bulunduğu görülüyor. Bundan kasıt, şiire verilen adlarla şiirlerin içeriklerinde birlikteliğin bulunmasıdır. Deyim yerinde ise, arada, şiir konusu ile bağdaşmayan hiçbir yabancı sözcük yok. Bununla birlikte, analizimiz, bizi tüm şiirlerinde yüzeysel görüntüler değil, içlere, derinlere inen enginliklerle karşılaştırıyor.
Sayın Bediroğlu’nun, her şiirinde, yüreğinin kenarlarından değil, ama ortalarından fışkıran saf ve temiz bir sevgi ile karşılaşılmaktadır. Tüm şiirlerinin “ aşkı bulması “ kadar doğal bir gelişme gösterdiği görülmektedir. Bu nedenle, kendisine “ sevgi ve aşk şairi “ diyoruz.
Şairimizin şiirlerindeki bu sevginin, bu aşkın gerçek mi, yoksa sanal mı olduğunu kendisine sorduğumda “ yaşamında her şeyin gerçek olduğunu “ yapay ve sanal hiçbir şeyin bulunmadığını öğreniyorum. Bu niteliği ile Sayın Bediroğlu’nun hiçbir kişiye veya sanatçıya değil, ama her şeyi ile “ kendisine benzediği “ görülüyor. Buna karşın, bu sevgi, bu aşk gerçekse, kendisini kutlamamak olası değil. Ama sanal da olsa bu da önemlidir. Zira her sanalda bir “ gerçeğin değerleri, izleri “ yatmaktadır. Bu da kutlanacak bir olgudur.
Sayın şairimizin, şiirlerinin hepsi de burcu burcu aşk kokmaktadır. Ben bu şiirlerin tamamını, içten bir istekle bir içimde okudum. Sizlerin de okuduğunuz zaman bana hak vereceğinizi umarım. Ayrıca, sanıyorum ki bu şiirler, okuyucuları için ayrı bir esin (ilham) kaynağı olarak onları da daha içten şiirler yazmaya özendirici olacaktır.
Şiirlerin kritiğinde, şairimizce işlenmiş olan ana konular (temalar) , sevgi, aşk ile bunların çeşitli görüntüleri olan hasret, umut başlarda yer almaktadır. İşte yüreğinde, sevginin ötesinde aşk ateşinin yandığı, sevgili ile ilk karşılaştıklarında yaşadığı ruhsal depremleri, “ Biz Olmuştuk “ adlı şiirinde, değerli şair, şöyle dile getirmektedir.
“Beynime, Ambargo koydun sevgili İzin verdiğin ölçüde Düşünebiliyorum artık O GECE… BAŞLAMIŞTI HER ŞEY Bir ateş yanmıştı Yüreğimin ortasında Sokuluşun… Heyecanlara boğmuş Titreyişler sarmıştı Her milimetrekaremi Nefes alamamıştım Öyle bir bakmıştın ki bana Sanki seninle beraber Eriyip kaybolmuştum Bir ateş yanmıştı Yüreğimde O anda, Ben ve sen değil BİZ OLMUŞTUK “
Sayın Bediroğlu’nun, anılan temaların işlendiği şiirlerinden örnekler vermek gerektiğinde, işte şiirlerinden birkaçına ilişkin görüntüler: “ Neredesin Yar “ adıl şiiri, özlemi çağrıştırıyor.
Özlüyorum yar Hırçınlaştırdı yokluğun Ne kahvemin tadı var Ne eski dostum sigaranın
Şair, sevgiliyi, düşlerinde olsun görebilmek için;
“Bir an önce, Düşlerimde göreyim seni. Mahrum kaldım, Sevgiyle kucaklayan, Bir çift koldan. Kucaklayışında eridiğim, Bakışında yok olduğum, Gülüşüne çarpıldığım yar, NEREDESİN
diye seslenmektedir. Hasreti dile getiren bir başka şiirinin son dizelerinde,
“ Alışmak istemem yokluğuna Severek tüketmek Ve doya doya yaşamak Varken günleri “ demektedir.
Sevgiliye kavuşma (vuslat) özlemi içindeki şair, “ Öyle Bir Seveceğim ki Seni “ adlı şiirinde kavuşma anındaki duyguları şöyle dillendirmektedir.
“Her güne... Bir çentik atıyorum, Zindanda ki! Mâhkum gibi. Sana kavuştuğum an, Bitecek yok olmuşluğum. Biliyorum, Seninle olmanın hazzı, Saracak her yanımı. Yenilenecek hücrelerim. Tüm hüzünleri, Tüm özlemleri atacağım, Bir bir koca denize. Koyu mavi dev dalgalar, Alıp götürecek uzaklara. Öyle bir sarılacağım ki sana, Öyle bir seveceğim ki seni, Ben bile şaşıracağım kendime... “
Şair, sevgilisini özlemekten delirecek duruma geldiğinde vuslatı, kendi yüreğinde bulduğunu söylüyor. İşte “ Yüreğime Sığınıyorum “ şiiri;
“Ne zaman sensiz kalsam, Ne zaman özlemden delirsem, Ne zaman kederlerim artsa, Güneş çekip alsa kendini günden, Yüreğime sığınıyorum. Hiç bıkmadan beni kucaklayan, İçi seninle dolu olan yüreğime. Göz gözeyiz orada. Sıcacık sokuluyoruz birbirimize. Hiçbir fırtına, Soğutamıyor yüreklerimizi... “
Sayın Bediroğlu, “ Gülüşün “ adlı şiirinde, sevgilinin gülüşünü tanımlıyor ve bu gülüşün kendisinde ne çeşit duygular uyandırdığını anlatıyor.
“Gülüşün, Kış mevsiminde, bahar sıcağı, Yaz mevsiminde, serinleten meltem
Gülüşün; Gözlerimi kamaştıran, ışık huzmesi,
Gülüşün; Bende hep kucaklama isteği yaratan, İyi ki varsın dedirten Tanrıya şükrettiren GÜLÜŞÜN “
Sevgilinin kendisi için neleri ifade ettiğini, şairimiz, “ Derin Bir Sevdasın “ adlı şiirinde şöyle dile getiriyor;
“Sen benim Hem sevdiğim Hem hüznümsün Hep özlediğim Hiç ulaşamadığım Hem çok uzak Hem çok yakın Hep içimde Hiç bir yere gitmeyen Sürekli Kabararak büyüyen DERİN BİR SEVDAMSIN. “
Gönül isterdi ki, Sayın Bediroğlu’nun birkaç şiirinden değil, ama tüm şiirlerinden örnekler vereyim. Ne yazık ki yazı, buna olanak vermiyor.
Değerli şairimizi, bu kitabı ve şiirleri için kutlar, kendisine daha nice yıllar içleri lirizmle, gönül şiirleri ile dolu kitaplar yayınlamasını dilerim.
HAYRETTİN KALKANDELEN Eğitimci, Yönetim Bilimcisi, Tarih Yazarı
Sevdiğiniz zaman yalnız değilsiniz artık.Hiç karşılık gözetmeden verin verebildiğiniz kadar, SEVGİ vermekle tükenmez.Aksine hiç ummadığınız bir zamanda büyür, çoğalır ve size doğru akan bir ırmak olur.
'Akşam üzeri batan güneşe değil, sabah tüm ihtişamı ile doğan güneşe bakalım.Batan güneş bize yalnız ulaşamadığımız umutları bırakmıştır.Ama doğan güneş bize yepyeni umutlar ve yepyeni bir yaşam göstermektedir.
DÜN Sonbaharın sararmış yapraklarında tünemektedir. Bugün İlkbaharın filizlerinde ve çiçeklerindedir.Dün ölümün kucağındadır: BUGÜN yaşama gülümsemektedir.Ölüler yürüyemezler ama diriler koşabilirler. Yürüyemeyenler değil koşabilenler mutluluğa erişebilirler.
Sonbaharın yaprakları yerlere düşerler; İlkbaharın filizleri göklere yükselirler. Dün ölüdür. Bugün yaşamdır. Toprak ölüyü çürütür ama yaşam küçücük bir tohumu koskoca bir çınar yapar. Dünü bırakmadan bu günü yüceltemeyiz.
BUGÜNÜ DÜNÜN ÜZERİNE DEĞİL, BUGÜNÜN TEMELLERİ ÜZERİNE OTURTMAK ZORUNDAYIZ.
Bir tek 'SEVGİ ' olacak yaşam denen bunca telaştan arta kalan.
KİTAPLARI:
' AŞKI BULAN ŞİİRLER ' 5 YTL. Gündüz Kitabevi Aralık 2005
' DÜŞ KURUYOR GECE ' 10 YTL Gündüz Kitabevi Ocak 2008
İsteme Adresi:
Hatice Bediroğlu
5158337 nolu Posta çeki hesabına (ücretsiz) yatırılıp [email protected] mail adresine ücretin yatırıldığı ve adres bildirildiği takdirde ' kargo alıcıya ait olmak üzere hemen gönderilecektir.
İnternet Satışı;
www.gunduzkitabevi.com.tr
www.kitapstore.com
www.kitapyurdu.com
www.kitabus.com
web sitesi; www.haticebediroglu.net
HÜRSES (Günlük Yerel Gazete) Kültür-Sanat 17 Nisan 2007 Salı- Sayfa 4
SEVGİ VE AŞKIN ŞAİRİ
HATİCE BEDİROĞLU
15 Mart 1958’de Düzce’de dünyaya gelen Hatice Bediroğlu, on beş yaşından beri yaşamından kendisinin sorumlu olduğu nadir kişilerden biridir. Çok küçük yaşından beri anne ve baba hasreti çeken sanatçı, sonraki yıllarda babasını tanımış ise de, bu tanışmadan ne manevi ne de maddi anlamda bir yarar sağlayabilmiştir. Geleceğini, ömrü boyunca kendisi düşünmüş, kendisi planlamış ve bu planı da kendisi uygulamıştır.
Öğrenimini bitirdikten sonra Bolu’daki Fizik Tedavi Merkezinde göreve başlamış, sonra da ORÜS’de (Orman Ürünleri Sanayi Genel Müdürlüğü) görev yapmıştır. Bu görevden genç yaşında emekli olan şair, 1997 yılında, arkadaşlarının yönlendirmesi ile Antalya’ya yerleşmiş ve bu arada da ANŞOYAD’a üye olarak aramıza katılmıştır. Böylesine, hayatta yalnız kendi çabaları ile ayakları üzerinde durabilen ve böylece sağlıklı bir yapı içinde bu günlere gelebilen Sayın Bediroğlu’nun şairlik yeteneği de küçük yaşlarda oluşmuş ve bu zevk bugün de varlığını sürdürmektedir. Bugün sayın şairimizin şiir zevki, şiirler halinde ürünlerini vermiş ve bu ürünler 2005 yılında “ Aşkı Bulan Şiirler “ adlı kitapta yerlerini bulmuşlardır.
Sayın Bediroğlu, 110 sayfaya sığdırdığı 81 adet şiirini, aşk olgusu içinde dile getirmektedir. Şairimizin şiir sanatı ve şiir üretimi bugün de etkinliğini sürdürmektedir. İkinci şiir kitabı için bugün elinde yeterli sayıda şiiri de bulunmaktadır.
Sayın Bediroğlu ile ANŞOYAD’da tanıştık. Kendisi, alçak gönüllü (mütevazi) ve hanımefendi davranışları ile çevresinde sevgi çemberi yaratabilmiş şairler arasında önemli yerini almıştır.
Bana, 22.3.2007 tarihinde imzalayarak verdiği kitabındaki sunuş yazısında; “ Sevgi, yüreğinizi hep sıcacık tutsun, dileklerimle “ ifadesini kullanmaktadır. Yürekleri sıcak tutan güdünün (saikin) sevgi olduğuna inanan şairimizin bu içten dileği, beni de çokça duygulandırdı. Kaldı ki, canlılarda sevgiye, doğada güzelliklere hayran olan şairin kitabındaki şiirlerinin de aşkı bulacağına olan inancının bu iki kaynakla beslendiğini ve bu iki kaynaktan esinlendiğini sanıyorum. Nitekim, kitabının kapağında da doğadan bir görüntü yer almaktadır.
Sayın Bediroğlu, yüreklerdeki sevgiyi ve zaman zaman da aşkı, tanrısal aşk olan doğanın suları, havası, çiçekleri ve her türlü güzellikleri ile bütünleştirmektedir. Şiirlerinde; şair, sevgi sınırlarını aşıp aşka ulaşmaktadır.
Şairin kitabında yer alan her bir şiiri, vazolarını bekleyen birer çiçek gibidir. Kaldı ki, her çiçeğin rengi, görünümü ayrı, kokusu ise bambaşkadır. Zira her çiçek, bir başka sevgiyi, bir başka aşkı simgelemektedir.
Sayın Bediroğlu’nun kullandığı dil, sade bir Türkçe ve vezni ise serbesttir. Bu, öyle bir serbest vezin ki, düz yazı (nesir) yapısında bir görüntüde olup, akıcı üslup içindeki her bir şiiri adeta okuyucularca bir yudumda içilmektedir.
Şiirlerinde, sevecen bir ruhun belirtileri ilk bakışta hemen kendisini gösteriyor. Ayrıca, lirizmin tüm şiirlerine egemen olduğu bir gerçek. Çok ilginçtir ki, tüm yaşamı büyük olumsuzluklar ve yokluklar içinde geçen bu şairin şiirlerinde karamsarlığa rastlanmıyor.
Kitabın tümü üzerinde yaptığım analizlerde, her şiirinde bir bütünlük bulunduğu görülüyor. Bundan kasıt, şiire verilen adlarla şiirlerin içeriklerinde birlikteliğin bulunmasıdır. Deyim yerinde ise, arada, şiir konusu ile bağdaşmayan hiçbir yabancı sözcük yok. Bununla birlikte, analizimiz, bizi tüm şiirlerinde yüzeysel görüntüler değil, içlere, derinlere inen enginliklerle karşılaştırıyor.
Sayın Bediroğlu’nun, her şiirinde, yüreğinin kenarlarından değil, ama ortalarından fışkıran saf ve temiz bir sevgi ile karşılaşılmaktadır. Tüm şiirlerinin “ aşkı bulması “ kadar doğal bir gelişme gösterdiği görülmektedir. Bu nedenle, kendisine “ sevgi ve aşk şairi “ diyoruz.
Şairimizin şiirlerindeki bu sevginin, bu aşkın gerçek mi, yoksa sanal mı olduğunu kendisine sorduğumda “ yaşamında her şeyin gerçek olduğunu “ yapay ve sanal hiçbir şeyin bulunmadığını öğreniyorum. Bu niteliği ile Sayın Bediroğlu’nun hiçbir kişiye veya sanatçıya değil, ama her şeyi ile “ kendisine benzediği “ görülüyor. Buna karşın, bu sevgi, bu aşk gerçekse, kendisini kutlamamak olası değil. Ama sanal da olsa bu da önemlidir. Zira her sanalda bir “ gerçeğin değerleri, izleri “ yatmaktadır. Bu da kutlanacak bir olgudur.
Sayın şairimizin, şiirlerinin hepsi de burcu burcu aşk kokmaktadır. Ben bu şiirlerin tamamını, içten bir istekle bir içimde okudum. Sizlerin de okuduğunuz zaman bana hak vereceğinizi umarım. Ayrıca, sanıyorum ki bu şiirler, okuyucuları için ayrı bir esin (ilham) kaynağı olarak onları da daha içten şiirler yazmaya özendirici olacaktır.
Şiirlerin kritiğinde, şairimizce işlenmiş olan ana konular (temalar) , sevgi, aşk ile bunların çeşitli görüntüleri olan hasret, umut başlarda yer almaktadır. İşte yüreğinde, sevginin ötesinde aşk ateşinin yandığı, sevgili ile ilk karşılaştıklarında yaşadığı ruhsal depremleri, “ Biz Olmuştuk “ adlı şiirinde, değerli şair, şöyle dile getirmektedir.
“Beynime,
Ambargo koydun sevgili
İzin verdiğin ölçüde
Düşünebiliyorum artık
O GECE…
BAŞLAMIŞTI HER ŞEY
Bir ateş yanmıştı
Yüreğimin ortasında
Sokuluşun…
Heyecanlara boğmuş
Titreyişler sarmıştı
Her milimetrekaremi
Nefes alamamıştım
Öyle bir bakmıştın ki bana
Sanki seninle beraber
Eriyip kaybolmuştum
Bir ateş yanmıştı
Yüreğimde
O anda,
Ben ve sen değil
BİZ OLMUŞTUK “
Sayın Bediroğlu’nun, anılan temaların işlendiği şiirlerinden örnekler vermek gerektiğinde, işte şiirlerinden birkaçına ilişkin görüntüler: “ Neredesin Yar “ adıl şiiri, özlemi çağrıştırıyor.
Özlüyorum yar
Hırçınlaştırdı yokluğun
Ne kahvemin tadı var
Ne eski dostum sigaranın
Şair, sevgiliyi, düşlerinde olsun görebilmek için;
“Bir an önce,
Düşlerimde göreyim seni.
Mahrum kaldım,
Sevgiyle kucaklayan,
Bir çift koldan.
Kucaklayışında eridiğim,
Bakışında yok olduğum,
Gülüşüne çarpıldığım yar,
NEREDESİN
diye seslenmektedir. Hasreti dile getiren bir başka şiirinin son dizelerinde,
“ Alışmak istemem yokluğuna
Severek tüketmek
Ve doya doya yaşamak
Varken günleri “ demektedir.
Sevgiliye kavuşma (vuslat) özlemi içindeki şair, “ Öyle Bir Seveceğim ki Seni “ adlı şiirinde kavuşma anındaki duyguları şöyle dillendirmektedir.
“Her güne...
Bir çentik atıyorum,
Zindanda ki! Mâhkum gibi.
Sana kavuştuğum an,
Bitecek yok olmuşluğum.
Biliyorum,
Seninle olmanın hazzı,
Saracak her yanımı.
Yenilenecek hücrelerim.
Tüm hüzünleri,
Tüm özlemleri atacağım,
Bir bir koca denize.
Koyu mavi dev dalgalar,
Alıp götürecek uzaklara.
Öyle bir sarılacağım ki sana,
Öyle bir seveceğim ki seni,
Ben bile şaşıracağım kendime... “
Şair, sevgilisini özlemekten delirecek duruma geldiğinde vuslatı, kendi yüreğinde bulduğunu söylüyor. İşte “ Yüreğime Sığınıyorum “ şiiri;
“Ne zaman sensiz kalsam,
Ne zaman özlemden delirsem,
Ne zaman kederlerim artsa,
Güneş çekip alsa kendini günden,
Yüreğime sığınıyorum.
Hiç bıkmadan beni kucaklayan,
İçi seninle dolu olan yüreğime.
Göz gözeyiz orada.
Sıcacık sokuluyoruz birbirimize.
Hiçbir fırtına,
Soğutamıyor yüreklerimizi... “
Sayın Bediroğlu, “ Gülüşün “ adlı şiirinde, sevgilinin gülüşünü tanımlıyor ve bu gülüşün kendisinde ne çeşit duygular uyandırdığını anlatıyor.
“Gülüşün,
Kış mevsiminde, bahar sıcağı,
Yaz mevsiminde, serinleten meltem
Gülüşün;
Gözlerimi kamaştıran, ışık huzmesi,
Gülüşün;
Bende hep kucaklama isteği yaratan,
İyi ki varsın dedirten
Tanrıya şükrettiren GÜLÜŞÜN “
Sevgilinin kendisi için neleri ifade ettiğini, şairimiz, “ Derin Bir Sevdasın “ adlı şiirinde şöyle dile getiriyor;
“Sen benim
Hem sevdiğim
Hem hüznümsün
Hep özlediğim
Hiç ulaşamadığım
Hem çok uzak
Hem çok yakın
Hep içimde
Hiç bir yere gitmeyen
Sürekli
Kabararak büyüyen
DERİN BİR SEVDAMSIN. “
Gönül isterdi ki, Sayın Bediroğlu’nun birkaç şiirinden değil, ama tüm şiirlerinden örnekler vereyim. Ne yazık ki yazı, buna olanak vermiyor.
Değerli şairimizi, bu kitabı ve şiirleri için kutlar, kendisine daha nice yıllar içleri lirizmle, gönül şiirleri ile dolu kitaplar yayınlamasını dilerim.
HAYRETTİN KALKANDELEN
Eğitimci, Yönetim Bilimcisi, Tarih Yazarı
İncecik Bir Ayaz
Hatice Bediroğlu
Çıplak... Vahşi... Yalnız
Hatice Bediroğlu
Gecenin Gözleriyle Seviyordum Seni
Hatice Bediroğlu
Kaçıracakmış Gibi Zamanı
Hatice Bediroğlu
Sıcacık Eserken Rüzgâr
Hatice Bediroğlu
Yüreğine Yatırıyorum Yüreğimi
Hatice Bediroğlu
Baharın Aşk Kokusu
Hatice Bediroğlu
O Gece
Hatice Bediroğlu
[Hata Bildir]
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Duygu Bedir - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı
21 Ağustos 2025 Perşembe - 21:01:52