artık görünmüyor mevsimde hüzün bulutlar bir garip rüyaya dalmış ufukta güneşi ağlatan yüzün bir mültecî gibi tenhâda kalmış toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir
kaç kere çağırdım seni öteden turnalar uçurdum gittiğin yere bin parça eyledin kalbimi neden ruhum bir başına düştü göklere bana tebessümle bakıyor kabir şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir
derdimin yangını sardı gölgeni bir mahkûm kanıyla aktı izlerin deniz ölesiye severken seni neden gemileri yaktı gözlerin yıkıldı yolunu bekleyen şehir şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir
yağmurun inceden yağdığı yerde açan gül acıyı damıtır solar ağustos böceği düşünce derde içine kuşların sevdası dolar ölü bir mahzene gömüldü kibir artık sevsen de bir, sevmesen de bir
çatladı en kavî yerinden tohum kıvılcım düşürdü sulara gonca her akşam ölümü koklayan ruhum seni de kuşanır hâkan olunca bu yerde bilinir destân-ı kebir şimdi kalsan da bir, kalmasan da bir
zaman ki, ardımda pervane şimdi mekân defineler döktü yoluma fırtınadan umut bekleyen kimdi söyle, deniz neden gömüldü kuma zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir benim olsan da bir, olmasan da bir
Olsan da bir, olmasan da
artık görünmüyor mevsimde hüzün
bulutlar bir garip rüyaya dalmış
ufukta güneşi ağlatan yüzün
bir mültecî gibi tenhâda kalmış
toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir
kaç kere çağırdım seni öteden
turnalar uçurdum gittiğin yere
bin parça eyledin kalbimi neden
ruhum bir başına düştü göklere
bana tebessümle bakıyor kabir
şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir
derdimin yangını sardı gölgeni
bir mahkûm kanıyla aktı izlerin
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir
yağmurun inceden yağdığı yerde
açan gül acıyı damıtır solar
ağustos böceği düşünce derde
içine kuşların sevdası dolar
ölü bir mahzene gömüldü kibir
artık sevsen de bir, sevmesen de bir
çatladı en kavî yerinden tohum
kıvılcım düşürdü sulara gonca
her akşam ölümü koklayan ruhum
seni de kuşanır hâkan olunca
bu yerde bilinir destân-ı kebir
şimdi kalsan da bir, kalmasan da bir
zaman ki, ardımda pervane şimdi
mekân defineler döktü yoluma
fırtınadan umut bekleyen kimdi
söyle, deniz neden gömüldü kuma
zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir
benim olsan da bir, olmasan da bir