Halil Gülşen - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Halil Gülşen 1976 yılında Erdemli'de doğdum. İlkokulu çok farklı köy okullarında okudum. Esenpınar (Güvere), Çiriş Köyü ilkokulu ve Erdemli merkez Türbe İlkokulunda okudum. Orta okul yıllarım tam bir facia. Esenpınar Ortaokulu'unda okurken, sadece Fen Bilgisi Öğretmenimiz vardı. Diğer branşlarda gelen öğretmenler, kısa süre kalırlar, torpil bularak giderlerdi. Orta 2. sınıfta, Erdemli Merkez Mehmet Akif Ersoy İlköğretim okulunda okumaya başlayınca, biraz kendime geldim. İlk şiirimi o okulda yazdığımı söyler arkadaşlarım. Bir ahu gözlünün hatıra defterime yazdığı papatya manisi mi şair etti ben? Kimbilir...

Erdemli Lisesi...
Sayısaldan hiç çakmadığım ortaya çıktı orada. Şiir yarışmalarının favori ismi oldum bir anda. İçe kapanık bir yapım vardı, utangaç ve yarı münzevi bir gençtim o zamanlar. O halimi çok seviyordum aslında. Sosyal hayatım neredeyse yoktu. Modernizme pek yavaş ayak uydurmuştum. Hiç aşık falan olmazdım o zaman. Okuldan çıkınca kara şalvarını giyen, ellerinde çalı çiziği ile dolaşan bir keçi çobanı nasıl aşık olabilirdi ki...Derviş gönüllü biri zannederlerdi.
Oralarda da epey şiir yazdım. 11'li hece ölçüsü bende o zaman pekişmişti. Serbest şiire çok karşıydım.

Güç bela bitirdim 1993 yılında. Hiç sınıf tekrarı yapmadım ama, çok zorlandım sayısal derslerde. Mezun olup giderken, şiir defterimi, Alata Köprüsünden aşağıya attım. O denizin derinliklerine doğru ilerlerken, ben şiirin derinliklerindeki yerimi çoktan almıştım bile..
Dersane yılları; ah dersane yılları...
İlk girişimde öys yi kazanamamıştım. Dersanesiz olmaz dediler. Gittim. Parasını peşin verdi babam. Dersane olgusu, sosyal adaleti yaralayan bir derttir bence. Parası olmayan kazanamaz anlamı taşır ya, neyse...
1994 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi bölümünde lisans eğitimime başladım. İlk yıl Erzurum'da çok bunaldım. Memleket dediğin memleketin, bir tarafı denize dayanmalı değil mi?
Ona da alıştım. Erzurum'un manevi iklimi, ikinci yıldan sonra kişisel karakterim üzerinde çok etkili olmuştur. Hayatın anlamı, hayata bakış açım, ideolojim, dünya görüşüm ve beni ben yapan ne varsa Erzurum'dan bana hatıradır. En olgun şiirlerim burada yazıldı. İlk kez burada aşık oldum. İlk kot pantolonu Erzurum'da giydim...
Mezun oldum 1998'de..
Erzurum'dan ayrılırken ağladım. Kopamadım... Ben, mayası Erzurum'da yoğrulmuş bir şairim.
........
Öğretmenliğe ilk başladığım yıl... 1998 yılının Aralık ayının 15'i..
Akkuş; ah Akkuş;
Kara saplandığım, yalnızlığım, garibanlığım, biçareliğim, Akkuş, Akkuş, Akkuş..
Damyeri köyü, telefonsuz, ulaşımı zor, soğuk ve yalnız bir Karadeniz köşesi..
Oradan aklımda kalanlar, kardan kapanan yollar, kerpiçten bir ilkokul binası, Salih hoca, Sezgin hoca Şaban Derici hoca ve bir de batak oynadığımız imam Sıddık hoca!
Tahta bir ranzanın üzerine sünger atıp, iki battaniyeyi üzerime örtüp, üşüyerek uyuduğum gecelerin köyü Damyeri... Dünya tatlısı öğrencilerim, ilk göz ağrım onlar.. Kimbilir şimdi neredeler?
......
Akkuş'ta, cumartesi günleri pazar kurulurdu. Pazar neyse de, yol kenarındaki kasetçinin çaldığı yöresel türküler hâla kulağımda. 'Akkuş'un Gürgenleri' 'Müdür Beyin Yeşil Kürkü' 'Hekimoğlu' v.s...

2000 yılında askere gidecektim; yollar kapalı, 2 metrelik karda 30 km. yürüdüm. Defalarca donma tehlikeleri atlattım. Kurt sürüleriyle de karşılaştım..

Askerlik yıllarım;
Yedek Subaydım. 11. Piyade tugayında, Denizli'de temel eğitimimi tamamladım. En uzun süren hayat dilimiydi bu. 26 gün sürdü. Annem'in kansere yakalandığını bu dönemde öğrendim. Her günü asır gibiydi adeta.

Yedek Subay öğretmen; Bingöl-Adaklı...
Karaçubuk köyünde yedek Subay öğretmen iken çok kıymetli arkadaşlarım vardı. Ümit Oktay , Ali, Erdal, Mazlum, Muhammed hocalar.... Ha, bir de Şahabettin Hoca..
...
Öğretmen Evinde kalıyorduk. Bekardık ve her gün makarna yiyorduk..
21 Kasım 2000 yılında, salı günü sabah erken, hayatımın en acı haberi ile başladım güne. Annem o gece sabaha karşı vefat etmişti. Cenazesine yetişemedim. Benim için dermansız bir yaradır bu. Gurbetin parası neye yarar, insan annesinin soğuk yüzünü son bir kez göremedikten sonra. Annemin vefatı, ümitsizlik, gönül yarası gibi nedenlerle adeta Erdemli'den kaçtım... Ama kalbim oralarda dolanır durur hâlâ...
.......
2001 yılı, temmuzda askerlik görevim bitti, aynı yıl ağustos ayının 25'inde eşim Yasemin'le nişanlandım. Çok renkli bir nişanlılık dönemim oldu. Belki en heyecan verici olanı da, her ay Çorum'a geldiğimden, kayınbiraderin haberinin olmamasıydı..
2002 yılının yine 25 ağustosunda evlendim. Çok mutlu bir yuvam ve dünya tatlısı iki evladım var. Evlendiğim yıl geldiğim Çorum'dan bir daha ayrılamadım.
2013 yılında ilk şiir kitabım olan "Sen Güldükçe Uzaklardan" Alaca Belediyesi sponsorluğunda yayınlandı. 2016 Yılı ocak ayında kutsal topraklara umre ziyaretinde bulundum.
Mecitözü'nün çeşitli köylerinde çalıştım. Üç yıl da, Alaca Merkez Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulunda 12 yıl çalıştıktan sonra Dr. Ali Dedekargınoğlu İlkokulu'na Müdür olarak atandım. 2021 yılında Çorum Merkeze atandım.Birkaç yıl öğretmenlikten sonra Büyükdüvenci İlkokulu'nda Müdür yardımcısı olarak atandım.Halen burada görev yapıyorum. Gözlüklü bir adamım. Etli yemekleri ve tatlıları severim. Özellikle de, küflü tulum peynirini bazlamaya sarıp, közde demlenmiş porselen demlik çayı eşliğinde yemeyi çok severim.
Bir de, öğrencilerimi, ve de şair dostum Murat Canbolat'ı. Zira, o beni çok zikreder..
Ben buyum...