Oktay Bozkurt - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı leyla, bazı şirin'di.
Hat'rım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

dünyanın en güzel aşk şiiri seçilmiş..
tabi anlamak için yaşamak lazım gerek..
yaşamayana ne anlatsan boş :)



Kızgın kumlarda uzun uzun yattıktan sonra bedeni denizin serinliğine bırakmak...
Sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak...
Bir doktor muayenehanesinin kapısından şüpheleri dağıtmış olarak sevinçle çıkmak...
Yaz sıcağında,bir öğle uykusunun mahmurluğunu buz gibi birdilim karpuzla atmak...
Bir bahçenin önünden geçerken duyduğunuz hanımeli kokusu...
Sabah uyanıp o gün tatil olduğunu hatırlamak...
'Artık bitti'derken sizi arayıvermesi...
Yaşlı ana babanızın hâlâ çaldığınız kapının arkasında ya da hattın öbür ucunda olması.
NE GÜZELDİR...

Fırından yeni çıkmış ekmeğin köşesi...
Bir köşede birbirine sarılmış uyuyan kedi yavruları...
Evinizden,pişmekte olan etli biber dolmasi kokusunun yayılması...
Soğuktan titrerken elinize tutuşturulan bir bardak çay...
Meteliksiz bir gününüzde çoktandır giymediğiniz ceketinizin cebinden para çıkması...
Uzun, sıcak bir çınaraltı.
Sabahtan beri ayağınızı vuran ayakkabıları çıkardığınız an...
Sudan bir sebeple küstüğünüz arkadaşınızla barışmanız...
NE GÜZELDİR...
Dört gözle beklediğiniz bir haberin gelmesi...
Ağrının dinmesi...
Yıllar sonra bir gün bir yerde, çocukluğunuzda annenizin sizin için yaptığı kurabiyelere rastlamak...
Yağmurdan sonra, açan günes...
Buz gibi sokaktan sıcacık eve girmek...
Yorgunluktan bitmişken yatağa uzanmak...
Tuttuğunuz takımın ezeli rakibini yenmesi...

NE GÜZELDİR...
Yıkanmış,ütülenmiş, mis gibi kokan yatak takımlarının koynunda uyumak...
Bir sandalın kenarına oturarak bacakları denize sallandırmak...
En sevdiğiniz yemeğin ilk lokmasını ağzınıza aldığınız an...
En önemlisi,nefes almak, konuşmak, duymak, yürümek, görmek,anlamak...
NE GÜZELDİR...

VE NE GÜZELDİR;
ARKADAŞLARINIZDAN, SEVDİKLERİNİZDEN SEVGİLİNİZDEN,
ALACAĞINIZ SICACIK BİR MERHABA,
MERHABAAAAAAAAAAAAAAAAA! ! !