Erdal Toros - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


INSANIN EVRIMI

Sanatın Ortaya Çıkışı
Prof. Dr. Ali Demirsoy
27 Mayıs 2011


Mezolitik ve Paleolitik devirlerde kısmen başlamak üzere Neolitik'te bazı sanatsal gelişmeler gözlenmektedir.İnsanlar uzun süre avlanma ve besin toplama ile geçinmek zorunda kalmış ve bu nedenle göçebe yaşamak zorunda kalmışlardır.Yiyeceklerini ve içeceklerini depolamak için kullandıkları kaplar, bu nedenle, hafif, dayanabilir ve taşınabilir cinsten olmalıydı.Deriden yapılmış olan giysiler amacına en uygun olanlardandı.Seramik eşyalar kırılabilir olduklarından ancak yerleşik bir düzende başarıyla kullanılabilecekti.Bu nedenle birçok bölgede Neolitikten önce seramik eşya görülmemektedir.Yerleşik düzene geçmeyle seramik, süsleme, resim ve heykel vs. gibi sanatsal işlevler gelişmeye başlamıştır.Keza besinleri depo etmek için oyulan taşlara ve yapılan kaplara sanatsal gelişim yansıtılmıştır.Seramik ve taşın tercih edilmesi sıcaklığa karşı olan dayanıklılığı ve dolayısıyla av etlerinin bu kaplarda daha iyi saklanabilmesidir.

Bitki tarımının ilerlemesi örme ve dokuma sanatının gelişmesine neden olmuş, özellikle keten ve kenevir işlenmesi gelişmeye başlanmıştır.Keza yün ve postlardan yapılan eşyalara da güzel sanatlarla ilgili işlevler aktarılmıştır.En eski sepet ve küfe kalıntısına M.Ö. 6500 yıllarında Çatalhöyükte rastlanmıştır.Bu sepet buğday saplarından yapılmıştı.Sepetlerin çamurla sıvanması, daha sonra, M.Ö.4000 yıllarında ortaya çıkmıştır.En eski deri çanta Dinastik zamanda Mısır'daki kumlarda bulunmuştur.Belki su taşınması ve benzeri sıvı şeylerin saklanması ( bugünkü yağların deride saklanması gibi ) deriden yapılmış tulumlar içinde gerçekleşmişti.Taştan yapılmış depolara dailk defa Jarmo'da rastlanmıştır.Daha sonra bu depoların içinin kil ve benzer maddelerle sıvandığı görülmektedir.

Neolitik kültürün esas simgesi seramik sanayiindeki gelişmedir.Tarımdaki gelişmeye paralel olarak ilk defa Çatalhöyük'te M.Ö.6800 yıllarında seramik eşyalara rastlanmaktadır.İlk seramik eşyalar, içine kil ve çamur sıvanmış sepetlerin pişirilmesi şeklinde görülmüştür.İlk yapılan seramik eşyalar, çamuru iyi karıştırılmadığı ve elenmediği için kolayca kırılmaktaydı.Daha sonra bazı bitkisel maddelerin karıştırılması ile sağlanmıştır. Zamanla çamur çeşitleri saptanmış, pişirilmede ve boyamada yeni yöntemler geliştirilmiştir.M.Ö.3250 yıllarında Girit'te seramik tekerlek bulunmuştur.

Neolitik'ten önce eğirme ve dokuma ile ilgili kesin bir kanıta rastlanmamıştır.İlk dokuma materyali bitkisel lifler, pamuk, ipek ve yün olmuş olabilir.Yangın, Çatalhöyük'teki hayvansal ve bitkisel materyali yok etmesine karşın, yünden yapılmış elbiselere rastlanmıştır.Bu parçalar en eski textil ürünü olarak kabul edilmektedir.Ölü insan kemiklerine yapışmış kumşlarda, en az üç çeşit örgü tipi kullanılmıştır.Anadolu'daki bu insanlar büyük bir olasılıkla M.Ö.6500 yıllarında ilk kilimi (ya da halı ) dokumuşlardır.Bugün Anadolu'da kullanılan duvar süslemelerinin bazıları ve kilim desenleri, o devirde yapılan dokumalardaki desenlere büyük benzerlikler göstermektedir.

Bitkileri, özellikle ketenin ilk dokunduğu yer M.Ö.4500 yıllarında Mısır'dır.Pamuk, büyük bir olasılıkla ilk defa Hindistan'da işlenmiştir.İlk pamuk fabrikası erken bronz devrinde ( M.Ö.2500 yıllarında ) Hindistan'da kurulmuştur

Liflerin bükülmesi (eğrilmesi ) ilk olarak elle çevrilen odunlarla ( kirman ) yapılmıştır.Bu, bir kanca, bir baş ve bir sap kısmından oluşmuş basit bir araçtı. Bugün birçok toplumda, özellikle Anodolu'da hala kullanılmaktadır.

Bilindiği gibi Ortadoğu yağış bakımından, tarıum yapılmaya uygun ; fakat her mevsimde aşırı yağış alan bir bölge değildir.Bu nedenle topraktan ve çamurdan yapılmış eserlerin uzun zaman dayanma şansı vardır.İlk dea mercek şeklinde, daha sonra dört köşe, çamurdan, daha sonra kerpiçten yapılmış binalara, M.Ö.7500 - 8000 yıl önce Ortadoğu'nun bazı yerlerinde rastlanmaktadır.En geniş ve gelişmiş yerleşme merkezi M.Ö.6800 yıllarında Çatalhöyük'te kurulmuştur

Prof Dr. Ali DEMİRSOY Yaşamın Temel Kuralları Cilt I /Kısım I /Sayfa: 721

----- . ---



İnsanın Kültürel Evriminde Dinsel İnançların Doğuşu

Prof. Dr. Ali Demirsoy
27 Mayıs 2011

Neolitik insanlarinda resim sanati pek gelişmemiştir; ancak geç Paleolitik Devir'deki mağara süslemelerinin devami gibidir. Bu devirdeki sanatsal işlevler yapı üzerinde yoğunlaşmıştı. Paleolitik'te avcılıkla geçinme yaygın olduğu için, mamut, bizon, geyik, yabani kedi ve at gibi hayvanların ince işlenmiş resimlerine rastlanılmıştır. Neolitik'te tarım yaygınlaşınca tahil üretimindeki verim ve hayvanlardaki çoğalma (doğurganlık) önem kazanmaya, bu nedenle bir ' Toprak Ana ' kavramı ve bununla ilişkin olarak bazi dinsel ayinler ortaya çıkmaya başlamıştır. Dişi ya da Venüs figürleri geç paleolitik'te çizilmesine karşın, tarım toplumuna geçişte bu figürler verimlilik kavramı ile birleştirilmiştir. Nitekim 1965 Çatalhöyük'te yapılan kazılarda doğumun ve yaşamın sürekliliğini simgeleyen insan memesi ile koç ve boğa figürlerinin birleştirilmesiyle oluşmuş heykelcikler bulunmuştur. Bu resimlerin hemen hemen hepsi batı tarafındaki duvarların üzerinde bulunuyordu. Ölülerin yakıldığı doğu tarafındaki duvarların üzerinde ise, ölümü simgeleyen akbaba resimleri ve keza domuz, tilki, gelincik, sansar gibi ölü yiyicilerin çeneleri vardır.

Tüm bu eğilimler, daha sonra Çatalhöyük'te boğayı simge alan bir inancın gelişmesine neden olmuştur. Bu boğa başlarının ağız kısmı kırmızıya boyanmıştır ve burun kısmında el basmek için izler vardır. Bunun, verimlilik törenlerinde kırmızı asi boyasına sokulmuş ellerin, boğanın yüzüne sürülmesiyle meydana geldiği tahmin edilmektedir.

Diğer duvarlarda, leopar postu giymiş insanların, yabani boğaların, erkek domuzları, ayıları, erkek geyikleri izlediklerini gösteren resimler vardır.Genellikle bu resimlerdeki insanlar, bu hayvanların kuyruğuna ve diline değmek suretiyle onları kontrol altında tuttukları izlenimi yaratmaya çalışmışlardır.Leoparın özel bir yeri vardır.Diğer hayvanların tanrıçası ya da kraliçesi olarak simgelenmiştir.Çatalhöyükteki bir katmanda en az üst üste 40 defa boyanmış saman ve çamurdan yapılmış bir erkek ve bir dişi leopar modeli bulunmuştur.Bu boyanmanın her yıl yapılan özel bir törende yenilendiği varsayılmaktadır.Çünkü boya tabakaları birbirinden oldukça net olarak ayrılmaktadır.Yine Çatalhöyük'te bulunan en güzel figürlerden biri. bir tahtın üzerinde doğum yapmakta olanbir kadının iki tarafındaaslanların bulunmasıdır.Bu figürlerin bir kısmı M.Ö.5500 yıllarına dayanmaktadır.Çatalhöyük'teki dini eğilimlerin ve törenlerin benzeri, diğer Neolitik yerleşme merkezlerinde görülmemiştir.Çatalhöyük'te diğer yerleşme merkezlerine göre daha gelişmiş töre ve törenlerin olduğu zanedilmektedir.

Dünya'nın değişik bölgelerinde, toplumların yaşama tarzına göre inançlar gelişmiş ve çeşitlenmiştir.Başlangıçta somut kavramlar ve figürlerle şekillendirilen inançlar, daha sonra, yetersiz kaldığı için, soyut kavramlara geçmeye başlamış ve büyük dinlerin doğmasına neden olmuştur.Özellikle törelerin , törenlerin inançların çok çeşitlendiği Orta Doğu'da birçok dinin temeli oluşturulmuştur.Modern dinler de dahil olmak üzere, özellikle orta doğuda ortaya çıkan dinlerin eski veraset dediğimiz, bir noktada tarihsel bilgiye dayanan kısımları ana hatlarıyla birbirine benzerdir.Bugün hem inançlarımızda hem günlük yaşantımızda kullandığımız birçok töre, alışkanlık , inanç vs. 'nin çok eski devirlere dayanan kökenleri olduğu açıktır.Geçen bunca yıl süresince, günün koşullarına göre değiştirilerek ya da aynen dölden döle bir çeşit kalıtılarak iletilmiştir.Bu töre, tören ve inançlar günümüzün gereksinmelerine tam yanıt vermemektedir.

İkinci bir yaşamın olduğuna , öldükten sonra yaşanacağına ilişkin kanıtların en eskisi paleolitik'te bulunmustur.Cunki bu devirde bulunan avcı toplumların olulerini torenlerle yaktıklrı bilinmektedir.En eski mezar mezolitik 'te bulunmustur.Yerlesik düzene gecmeden önce olulerin yakılması yada naasları sorun olusturuyordu.Fakat yerlesik düzene gecince gömme torenleri ve mezarlık yapma zorunlu hale gelmeye basldı.Bazen toplu olarak oluler biraraya konuyordu.Ayrıca ikinci yaşamı için bazı yiyecekler, esyalar ve silahlar beraberce gömülüyordu(gec neolitik ve erken bronz devrinde ).Toplu mezarları üzerine toprak yığılarak höyükler yapılmaya baslandı.Höyükler tarihin en değerli kanıtlarını tasıyan yerler olarak bilinmektedir.Mezar yapı ve tekniği gittikçe gelisti (galeri seklinde, odalar seklinde vs.) ve mısır pramitleriyle zirveye ulastı.

Tüm bunlara paralel olarak tapınakların mimarisinde gelişmeler ortaya cıktı en eski tapınak İran'da 'jeriçho' M.Ö.7800 yıllarında rastlıyoruz. Özellikle avın verimli geçmesi için verilen adak ve yapılan törenleri bu zamanda görebiliyoruz.Daha sonra Çatalhöyük'te gelişmiş tapınaklar görülmektedir.Ölüm, avlanma ve tarımdaki verimlilikle ilgili törenler belirli merkezlerde yapılmaya baslanınca , bu merkezler tapınak haline dönüştü ve ilgili kişiler de bir çeşit ruhban sınıfını oluşturdu

Prof Dr. Ali DEMİRSOY Yaşamın Temel Kuralları Cilt I /Kısım I /Sayfa: 722