Bilmez misin yaz tam bize göre!
Sonbaharın adımlarını takip edersen eğer!
Kışın; beyazların karanlığında üşüyeceğinden emin ol.
Bilmez misin çaresiziz!
Yokluktan dertlerimiz dağları bekler.
O gün bugün mü yoksa?
Işık sızmalı,
Ağzı kilitli gümüş sandıklara.
Akışı değişmeli zamanın,
Yükselmeli ayaklarımızın altındaki dağlar! ?
Dokunmalı biiir bir,
Asî tellerin türküsü bu!
Mazlum âşıkları anlatan.
Engellenen, özlenen,
Sürgünlere yollananların yazgısı bu türkü...
Çöllere düşüren,
İktidarda acı soğan,
Bin pişman bu güne doğan.
Gözümüzden çile sağan,
İki cihan gülmez imiş.
Zaman gelir devran döner,
Horasan Erenlerinden,
Hünkâr Hacı Bektaş Velî
Hakkın ulu Pîrlerinden,
Hünkâr Hacı Bektaş Velî.
Aslımız onlardan olan,
Karanlıktan medet, fırsat umanlar,
Şafak sökmesiyle ışıktan korkar.
Yalanı, talanı haklı sunanlar!
Gerçeklere gebe beşikten korkar.
İnsan farketmez mi saf’ı, katığı?
Umut; mutlu, huzurlu bir geleceğin adı,
Umut; dertlerin sona ereceği an.
Gençlerin, güzellerin, kısıtlıların,
Hatta tüm herkesin erimsiz, sonsuz inadı...
Bazıları için bir tomar para!
Yürü son nefesine kadar!
Yürü; engel değil, ne denizler ne de dağlar! ...
Yaşamak ve dik durmak için;
Yürü, koşmayı öğrenene kadar.
Koş, adımların ağır olmasın!
Bir sevgi tomurcuğu patlıyor kendince! ?
Aşk kol geziyor yine sürgünde.
Alev vaaar; alevcik var!
Aşk çiniler pişirmiş ateşte...
Neslihanları özel kılmış bu töre! ?
Ender bulunur şimdi yiğitler.
Seni severek mutluyum ben.
Seni özlemeyi seviyorum yanındayken,
Seni düşünmeyi iş edindim emekliliği olmasa da,
Ah bir de sen seviyorum desen de, sevinsem! …
O kadar mühim mi benim olman yada beni tanımaman?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!