Yeni bir çağa Sultan Mehmet çığır açacak.
Atasından yadigar efsaneye cihan şaşacak.
Yerde sararmış bir yaprak görürsen eğer
İnan sevgilim inan bu her şeye değer.
Işıkların altında İstanbul'u seyrediyorum;
Geçen yıllarıma inan; inan sevgilim kahrediyorum.
Karadeniz’den esen rüzgar senin saçlarını savuruyor,
Nedenini bilemediğim bir his içimi kavuruyor.
Galata'dan attığım mendil kubbelerin'den savrulur durur,
Üçüncü Ahmet çeşmesinin zinciri sevdama dem vurur.
Boğaz'da çırpınan bir martı'nın kanat sesleri
Çamlıca’nın görkemi gibi uyandırıyor hislerimi.
Bir yıldız bir yıldız gibi çıkıyor yokuş yukarı.
Taksim'de yürü'yor caddeyi istiklal'de müzmin bekarı,
Sevdanın bir ucu Hisar diğerin de Saraçhane'de yıkılmış surlar
Sultanahmet haşmeti ile Ayasofya sıra sıra gelen turlar
Savruldum bir yaprağın kenarında ada vapurunun güvertesinde.
Sevdan bir Dolmabahçe bir Beylerbeyi saray'ının cümbüşü renk bahçesinde
Sevda tutkunlarını esir alan Bakırköy,diğer yanda zengine saran Yeşilyurt.
Bayrampaşa esir almış Metrisin soğuk duvarlarını,mahalleyi Gazi’de aç kurt
acımasız hayatın can can hanımefendileri,hayali zenginlikte Veliefendi de koşar beygirleri.
Aksarayda yaya isen caddeyi vatan,pazarı Lalelide açılır yedi milletin sergileri.
Osmanlı Sultanı Padişahı alma ismi ile haşmeti gibi duruyor tarih kokan Beyazıt.
Her köşesinde ulu mimarların adsız kahramanların günümüze gelen bir çok anıt.
Bir başka içine çeker taverna müziği Tarabyada,yersin böreğini Sarıyerde.
Renk cümbüşü içerisinde istiridye, midye tava önümde Hisar,Altınkum plajım nerede?
Istim alırdı gemilerin İstinyeden,buram buram kokardı çamların HacıOsman bayırından
Yokuşu yıldızdan seyrederken ölümsüz manzarayı,ıhlamurlar altında dörtnala Beşiktaştan.
Dört bir tarafını sarmış bir birinden nadide eşsiz sanat abidesi sarayların,
Yirmidört saat nöbet bekler yüce Ata’sına Dolmabahçe de yavruların.
Süvariler sevdam gibi geçti tan vakti erenler diyarı Üsküdar'dan
Boğazın'da sevgilimin çifte gerdanlığı,haber mi var yar'dan.
Bilsem aldanırmıy'dım Bebek, Emirgan, Aşiyan gibi parılda'yan yeşil gözlerine,
Her köşene yazılan hafızamıza kazınan süslü içine çeken sözlerine.
Toptaşı, Atalamataşı, Hergele meydanı derken,Çiçekçi’den Karacaahmete inerken
Tüm sevdiklerim yatıyor ulu çınarların altında,gözyaşlarım akıyor seyrederken.
Yalnız Selvi (Ümraniye) adını Frigyalılardan aldı.Roma,Bizans derken Osmanlı fetihetti.
Osmanlı padişahı 1 Ahmet beratı,şeyh Aziz Mahmut efendiye vakıfetti.
Yemekte canın tavuk çekerse geçersin Ümraniye,Alemdağ'dan
Oyalı mendil gelmiş Topkapı'lı eğitim fakülteli esmer yar'dan.
Yarin kokusu gelir Haliç'ten savrulur mistik kokular Sadabat’tan,
Avrupaya açılır bir kapı Eminönü,Sirkeci gar'dan,yarin elini tuttum Yerabatan’dan.
Nerde o eski Arnavut kaldırımların,Galata'dan geçerdi en güzel tranvayların.
Boğazı yakar Beylerbeyi,Dolmabahçe,İstanbul'u yakar Topkapı vakur sarayların
Yedi cihana hükmeden padişahların saraylarında yetişti,
Kutsal emanetleri ve kaşıkcı elmasını insanlığa bahşetti.
Kadıköy sahil,dolmuşun'da Moda,gezilir Bahariye’de,nostalji ararsan Kurbağlıdere’de.
Koşuyolun'da koşar'dı dörtnala atlar,Papazın çayırı şimdi acep nerede?
Yayan gidersen kalırsın Tuzla'da piyade,içelim kahveyi iki orta bir sade.
Köftesine ve ayranın tadına doyulmaz,kapat gözlerini bana müsaade.
Okursun her köşesin'de tarihi bir yazı,çekilmiyor bu güzelin artık nazı,
Fakiri'de zengini'de bulur kendince eğlenceli bar'ı ve saz'ı.
tavernalar,bar'lar doldur'du sokak aralarını,Ortaköy sahilin'de entel magandaları
sazlar çalınır,kayıklar çekilir'di masmavi Göksu’da,unutulurmu o gizemli anları
sırtım'da darphane,gözlerimin önünde Gülhane,Saray Burnun'dan salınır endamlı gemiler
her köşen'de bir birin'den nadi’de mimar Sinan şaheseri eşsiz camiler
Beylerbeyi'nin saltanatın'dan,Çengelköy’ün bostan bahçelerin'den badem seçerken,
Başıbağlar'dan salındınmı? Babilin asma bahçeleri misali Bulgurlu’nun asma bağların'da güzel süzerken
Diyarbakır karpuzu elin'de Alemdağ’dan, Taşdelen’e pınar’ların suyu keserken
cuma namazını mimar Sinan şaheseri Sultanahmet Camisinin avlusun'da Ayasofya'yı seyrederek dinler'ken
gümüşten ince tellerin güzel kızların süsler hayalini Tellibaba'nın bağırın'dan
çayırın önü devam eder Beykoz'a erenler diyarına Hz Yuşa’nın kabrin'den
Piyer Loti'den seyretmek altın boynuz'u,Kanlıca'da yerken kaymaklı yoğurdu
Kimileri bağlar türbelerine kısmet ipleri,Eyüp Sultan’da umutlar korkut'tu
Sanki senin uğuruna yapılmış denizin ortasına eseri sanat kulesikız
Karşılıklı birbirlerine kur yapar Hisarın'da boğazı kesen aykız
Zümrütü Anka kuşu müjdeliyordu,Fatih Sultan Mehmet efsaneyi fetihedecek
Tarih yazan yüce Atamız’dan insanlığa yadigar gençlerimiz vatan gibi bekleyecek
sultanların diyarı yedi düvel yedi tepe efsane İstanbul.
https://www.youtube.com/watch? v=ZkdaJ5bXEtc
A Takımı Milenyum Şairler Grubu
(Kurucu Üyesi)
(www.ing.web.tr) Şairin Kişişel Şiir Sitesi
İbrahim Necati GünayKayıt Tarihi : 2.6.2005 21:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler şaire, tebrikler antolojiye.
İbrahim Necati Bey,
Bir şiir yazmışsınız, pir şiir yazmışsınız. İşte şehrengiz, işte büyük üstat,
İstanbul konusunda Gerçekten çok güzel bir şiir yazmışsınız. Tebrik ederim. Başarılar kaleminiz ile anılsın efendim
Sevgiyle-saygıyla-şiirlerle kalınız.
Antoloji sizinle güzel.
Sevgiyle saygıyla. İyi ki varsınız. ve iyi ki bu şiiri yazdınız. Bize de okumak düşer.
TÜM YORUMLAR (77)