El değmedik daha neresi kalmış?
Söylersem, el bana kızar mı beyim?
Sövenin sözünde hicivi varmış!
Ben dersem, kalbini kırar mı beyim?
Dost olan yüzünden anlaşılmaz ki
Göçünü yükleyip sessizce giden,
Öküzlerin çekişini unuttuk.
Boz yokuşa doğru çekilip giden,
Yaylasıyla yokuşunu unuttuk.
Garibim,doğuştan yüreğim yara
Taş bastım bağrıma üşütür beni
Gideyim bilmem ki hangi diyara
Kış bastı dağlarım üşütür beni
Niye geldim bilmem fani Dünyaya
Yuvarlak bir madalyon, önümdeki acıdır!
Öylesine zavallı,öylesine yanlız ki...
Hakikat gizli sırrın, görünmeyen yanıdır!
Öylesine derinden öylesine acı ki...
Bu ne derin çizgidir, gelir alın teriyle!
Yurdumu düşman sarmış,onur beyliği adar
Cephe yönlü açılmış,her yanı düşman dolu!
Yavaş yavaş geliyor, yurdun içine kadar
Parça parça bölünmüş,düşüyor Anadolu!
Emzik'te ki bebeğin yerine mermi koyduk...
Ben seni sevmiştim zalim bir kere,
Bir dünya kurmuştum, saçın teliyle!
Dönüşüm yoktu ki, artık geriye,
Gök tabanı yırtılmış, sanki mahşerin günü
Öyle sine hüzünlü, öyle gök gürültülü
Arkamda ki ağaçlar, kırılıp raksa kalkar
Eser acı bir rüzgar, yağmurda var o kadar
Kalenin ardında var idi meşe,
Ses verirdi orman, dağ ile taşa.
Kesti de gittiler kalmadı bişe,
Kurudu da gitti, çürüdü bitti.
Ah alan boynuna, süründü gitti...
Bir yanı zülümdür bir yanı düğün
Sen bizim elleri anlayamazsın
Bir yanı urganda ucu kördüğüm
Sen bizim elleri anlayamazsın
Karakış dondurur serhat elini
Hayat mektebinde ben de okudum
Hep tahtaya çıka çıka yoruldum
Dersim felek oldu, ezber okudum
Dişlerimi sıka sıka yoruldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!