éxilé sur le sol au milieu des huées
ses ailes de géant lempèchent de marcher
Albatros-Baudelaire
vücûd iklîminin sultanısın sen
ve mutsuz sokaklarda dokundu.
çaresizliği metruk binalarımın.
ve çelimsiz kırantalar oturuyordu
kemerli girişlerin eprimiş mermer basamaklarında.
ve boz kaldırımlarda hap satan çingeneler
büyülü gözlerle çekiyorlardı kurbanlarını.
ve tepebaşının kaldırımlarında
çürüyen sevi
kokuşmuş dereciklerle sızıyordu
meyhane kapılarındaki birikintilerde yakamozlanan
neon süprüntülerine.
efendim derdimin dermânısın sen
özlenen düşüydün yaklaşan güzlerimin.
ve çiçek yosunlu saksılarımda kuruyordu birer birer.
ve sisler uzanıp soluk yapraklarına üşüyen pencerelerimin
resmini çizmişti gün sonlarının kızıl tuvallerine.
bi cismi nâtüvânın canısın sen
sîm haikularda arıyordum aşkımın dağılan anılarını.
ve uzun sofalarda çizilen kader ve yılgın eylül îmâsı
berkitmedeydi kalbime saplanan bıçaklarını hüznün.
içimde yitirdiğim kuğuların solgun ihtirâsı
ve ufuklarımda biriktirdiğim mücellâ ölüm...
efendim derdimin dermânısın sen
odun kesiyordum güney dağından
ve kömür yakıyordum ormanda.
yüzüm duman rengi toz ve kül lekesi.
şakaklarımda gri saçlar
ve on kara on parmağımda...
odun kesiyordum güney dağından
ve hiçbir şey bilmiyordu konuşanlar
ve bilenler susuyordu
ve kömür yakıyordum ormanda.
ve rüzgar fısıltılarıyla akıp
bitiyordu hayat.
Ali GünvarKayıt Tarihi : 11.6.2012 21:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

şiirde eksen kayması her zaman yaşar şair. kaygı şiirin çerçevesini oluşturur. naat ise peygambere olan sevgiliyi dile getirir. şair girdiği bataklıktan çıkmanın yolunu bağlanışta bulur. tasavvufi manada rabıta dediğimiz, aklın ve gönlün o sevgiliyle olan ilişkisiyle arayışını sonlandırmaya çalışmasın hâl diliyle anlatılmasıdır. metinler arası kırık dizelerle bazı göndermeler olsa da, şair kendi iç sesinin ışığın suda kırılmasını andırır tarzda parçalandığını ve her parçanın aynı zamanda o ışık kaynağından çıkan ışığın yansıması olduğunu kavradığında , kıblesinin “ gideceği istikameti” yönünü tayin ettiğini söylemeye gereksinim duyuyor…
...nasıl yani
...hakikaten öyle
...bırak o ayakları
...her neyse işte öyle....!
Herkese iyi akşamlar.
ve bilenler susuyordu ...
günün seçkisini ve değerli şairini kutlarım...
TÜM YORUMLAR (7)