Adım Metin. İlkokulu kızılyerde pekiyi ile, Ortaokulu Denizli Merkezde iyi ile, Liseyi de Denizlide zorla, Yüksekokulu hazır soruları verenlere rastlamadan ve beynimi iğfal ettirmeden ,alınteri ile kazanıp,hergün ölüm korkusu yaşayarak zor bela bitirdim. Adımdanda anlaşılacapı üzere ,erkek sınıfından bir mahlukatım. Erkek deyince aklıma,erkeklerin sınıflandırılması konusu geldi. Bilmem ki yapacağım sınıfladırma kadınlar içinde geçerli midir, değilmidir? Kadın olmadığım için bu sorunun karşılığını asla cevaplandırma olanağım yok.
Gelelim kendiminde içinde olduğu erkek sınıfının değerlendirilmesine.
A) Kendini herşeyin üstünde gören,asla kusuru olmayan,yakışık,endam,eda,boy,pos ve reddedilemezlik(!) sınırında olan ve her kadının kendisini isteyen,arzulayan,kendine her gören kadının aşık olunduğunu varsayan,her konuşmasında akıl satan,konuşmalarını süsleyip püsleyip,kahramanlık,din iman,ahlak,doğruluk satan MARAZ ERKEK tipi.
B) Gayet doğal ve erkek olmasını doğal bir seçilim olarak gören kişi olduğunu bilen bir erkek.
Ben kendimi (B) sınıfında görüp ,sadece kendime benzetiyorum.
Türkçeme sahip çıkma anlamında,yıllar önce kaleme aldığım bir yazıyı sayfama koyuyorum. Antoloji yöneticileri uygun görmezlerse silebilirler. Sevgilerimle
METİN ERK
CUMHURİYETİN VARLIĞINA KARŞI ÇIKAN,650 YILLIK EBUSUUDLAR VE ARAP HAYRANI ZAVALLI BEYİNLERLE,ARAPÇANIN KARDEŞ DİLİ İBRANİLERİN YENİ TÜRK HAFRLERİNE KARŞI ÇIKIŞLARI ve ihanetleri
Arap harflerinden Latin harflerine geçen Cumhuriyet yönetimine yapılan saldırılara karşı yazılan kısa bir yazı. Canlı varlıklar bir birleri ile herhangibir şekilde anlaşırlar..Bu onlara çeşitli anlaşma araçları geliştirmeyi dayatmıştır. İnsan soyu bu (sosyalleşme)zorunluluk sonucu bir uygarlık kurmayı başarmıştır.İnsanın tüm diğerlerinden bir adım öne sıçraması,aralarındaki iletişimi seslerini simgelere indirgeyerek(soyutlamayı başararak) ,yazı becerisini geliştirmiştir.İnsanın varoluşundan bu güne getirdiği uygarlığın ana bağlayıcısı yazıdır, İlk yazıdan günümüze iletişim iki ana temelde oluşmuştur; A)RESiMCiL yazı türü, B)SESCiL yazı türü. A)Resimcil yazı türünde mana resme dönüşür.Örneklersek Hiyeroglik yazı türü.Bir kuşu anlatmak istersek kuş resmi yapmamız gerekir.Mana yazımızda kuş resmi olur. B)Sescil yazı türünde ise ses,insan tarafından tanımlanmış olan harfe(SEMBOL) dönüşür. Sescil yazı türü kendi içinde birçok bölüm ve türlere ayrılsada temelde kural aynıdır.Asıl olması gereken sesin tek ve bir şekle(harf) dönüşmesidir.
Burada konu dilimiz Türkçenin en son hali LATİN HARFLİ KAREKTERE geçişi ele alırken,bir önceki,Sami DİLİ kökenli ARAP HARFLERİ (KURAN YAZISI !) ile çarpıtılan gerçekleri ele alacağız. Çağın gerekliliği ve Anadolu İnsanının 650 yıllık bir cendereden/karanlıktan kurtulup,yeni bir çağa adım atmış olması,bu savaşımı elde eden GENÇ CUMHURİYETCİLERE,toplumun,kendini,dünyayı,yapılan değişikliği,inancını anlayabilme ve GENÇ CUMHURİYETE sahip çıkan bir ulus yaratıp yaşatmayı dayatmıştır.Bu da toplumun çağdaş bir yaşama kavuşması/kavuşturulması ile olacaktır. Bunun için Cumhuriyetin üreteceği çağdaş bilgiler,toplumun her katmanına yayılmak zorunluluğunu öne çıkarmıştır. Cumhuriyet bireyinin okuduğunu anlabilmesi,Hızlı ve kolay bir şekilde OKUR YAZAR olması ile olanaklıdır. Cumhuriyetin Kuruluşunu tamamlamak, halka maletmek, sahip çıkmasının biricik yolu , halkın anlayacağı dilde üretilecek yazın ve yayınlarla olacağını anlayabilmelerinden kaynaklanmaktadır.Bu yüzden,Kasım 1928 de LATİN HARFLERİ kabul edilir..Kısa sürede ülke matbuatı latin harfleri ile üretilir.Okuma seferberliği başlar. Bu başarı tüm Cumhuriyet karşıtlarında şok etkisi yaratır. Arapçadan latinceye geçişi tü kaka ilan eden gerici,dinci yobaz, entellektüel(o dönemin) okumuş cahil ve emperyalist işbirlikçileri hep bir ağızdan dün ve bu gün hala;““BİR GÜNDE TÜM TOPLUM CAHiL BIRAKILDI, 600 YILLIK MİRAS YOK EDİLDİ“ yalanlarıyla o günden bu güne hala ağlamaktadırlar.Osmanlı ve Cumhuriyetin kuruluş yılları belgelerine bir bakalım.. Osmanlı son dönemi yapılan nüfus sayımında okur yazar oranı kaydi(Binde 3) %03 e kadardı. Bu % 03 lük grubun içinde % 90 oranı ,azınlıklardır. 650 yıllık koca bir imparatorlukta,yöneticilerden gayrı tüm halk cahildir. Osmanlı sayılan yönetici azınlıkların ve osmanlı ekabirin deyimi ile ANADOLU İNSANI onlara göre: ''ETRAK-I Bİ İDRAKTIR''. Yani bir hayvandan farklı algılaması olmayan canlıdır
Yazı devriminden sonra (1935 ) yapılan ilk nüfus sayımında toplumun okur yazarlik oranı %05.(Binde beş) Yani yazı devriminden beş yıl sonra bile okur yazarlık(bu sefer tüm ülke için geçerli) ancak bu seviyeye çıkarılabilmişse siz düşünün.. ‘‘Koca bir ülke,bir toplum,bir günde cahil bırakıldı,yalanını ve‘‘‘Latin yazısına geçilirse din elden gider, diyenlerin neresinden tutsanız dökülüyor. Burada insanı üzen durum,Gerçekleri bilen aydın geçinenlerin sessizliği ve gerici ve Cumhuriyet düşmanı kesime tarafsız görünmeleridir.Bir söz derki : Sükut ıkrardan gelir.
Osmanlı İmparatorluk dönemi ile,Cumhuriyetin 40 yıllık kitap üretimi karşılaştırması,ise olayı açıklıkla ortaya koyuyor. Osmanlı devri boyunca ortalama 600 -650 yılda üretilen (siz bunu yazılan anlayın)KİTAP SAYISI;30.000 kadar, arap harfleri ile. Cumhuriyetin ilk kuruluşundan 40.cı yılına kadar üretilen KİTAP SAYISI; 123.197 ,Ulusun anladığı yeni türk alfabesi (latin harfleri) ile.Hesaba vurursak,kabaca:Dünya devleti OSMANLININ 650 yılda yazdığ/ürettiğiı kitap sayısı,Genç Cumhuriyetin BİR YILINDA yazılmıştır. Bunuda ALLAHIN ARSASINA GECEKONDU YAPTIĞIN SANAN DİN BARONLARINA ithaf edelim. Gelelim şimdi Din elden gider safsatasına. 1) Arapca Sami dillerinden olan İbranice (Yahudi dili) ile kardeş iki dildir. Arapça da ;Selam ,İbranicede Şalom, ile aynı kurallarla yazılır,ve anlaşılır. Sami dili olan İbranice ve Ararpca MUHAMMEDİN KURANından öncede var olan,kardeş iki dildir. Ayetlerin yazılmasında kullanılan (Kureyş ağzı diyebiliriz) arapça da o zaman,Putperes,hırıstiyan,dinsiz( la dini) hırsızı iti uğursuzu,sokak kadını vs vs bu dille konuşurlardı ..Demek ki önceden varolan, arapça sade Kuran dili değildir.Tek fark ayetlerin ARAPÇA ile yazılmasıdır.Yusuf Suresi ikinci ayetinde şöyle derler; (Anlayabilmeniz için, Kur’anı Arapça olarak indirdik) Demek ki Ruslara indirilmiş olsaydı : KURAN RUSCA olurdu şüphesiz. Din tüccarlarının allahın yazısı dedikleri arapça Kuranda ; HABEŞ ce 22 ,NABATCA 15, İbranice 15, Farsca 15, Süryanice, islam kaynaklarına göre;4,/Süryani kaynakları ve süryani araştırmacı Aziz Günelin verileri ile‘‘61 sözcük, Yunanca 4, Kıptice yani Çingenece,(romanca)4, Berberce 2 sözcük yer almaktadır. Neymiş;Kuranda,Arapçadan başka 9 dilden daha kelime vardır.
Yani Kuran o devirde, orada konuşulup kullanılan arapçanın,iletişim içinde olduğu dillerden kelime almış ve Arapça olmanın dışında hiç bir özelliği olmayan alelade bir dilden başka bir yapıya sahip değilmiş. KURAN o zamanın arapçası ve de imla işaretleri olmadan kaleme alınmış. Oysa bu günkü Kuran ,yüzlerce imla işaretleri ile süslenmiştir.Bu da ayrı bir tartışma konusu.(Kuran allah lafzıdır:Asla değiştirilemez! Söylemi) 2) O dönemde yazılmış KURAN,şu an diliarapça olan bir arabın bile eğitim almadan anlamayacağı Kuran dilini Türk denilen kavim,hiç bir dönemde anlayamadı,bu günde anlayamaz,anlamayacaktır haklı olarak.Çünki Konuştuğu dil TÜRKÇEDİR. 3) Yazı dili 4 ocak 1929 da değiştiği günden beri ülkede müslümanlık azalmadı,tersine daha da arttı.Ülkede şu an ülkede 120 bin cami var.Bu konuda yaygara koparan yobaz,din tüccarı bezirganlarının bilmemezlikten geldiği gerçeklik.
4) Türkçede latince harflere geçişe ilk itirazı , ATATÜRKle birlikte Kurtuluş savaşını veren KAZIM KARABEKİR yapmıştır..Yani bu günkü türkçe ve Atatürk karşıtı din yobazlarının ilk yobaz babaları KAZIM KARABEKİRdir. 5 Mart 1923 te İZMİR İKTİSAD ŞURASINDA(kongre),AMELE ÖRGÜTÜNÜN VERDİĞİ LATİNCE HARF ÖNERİSİNE uzun uzun konuşmadan sonra devrin gazetelerinde günlerce tefrikalar yayınlayarak dinin elden gideceğini pompalayan zat KAZIM KARABEKİR dir.Kimler türklerin dinine ve arapça konuşması gerektiğini savunuyorda bizler bilmiyoruz vah bize vah.Kazım Karabekirin o dönem destekçilerine bakın hele. AVRAM GALANTİ, BOHOR İSRAİL isimli Musevi entellektüeller hemen desteklerini esirgemediler.Daha yeni yetme CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANLARI türerken ,Musevilere ne oluyor diyenlere başta da belirttiğimiz gibi ARAPÇA ve İBRANİCE nin kardeş dil olduğunu hatırlatmıştık. Yani,bu gün nasıl TÜRKÇE ile AZERİCE kardeşse ,ya da İTALYANCA ile İSPANYOLCAda aynı durumda,Musevilerde Arapçanın türk hayatından çıkmasını istemiyorladı haklı olarak. Çünkü: Yabancı Bir dille öğrenilen/öğretilen din, O ulusu,cahil bırakarak kendine benzetir.Türk Ulusunun,cahil ve Araplaşmaya başladığı gibi.(Metin Erk)
5) Dil türkçeleşirse müslümanlık azalır,yok olur diyen,politik gerici ve yobazlar,arap işbirlikçisi din hainleri,tüm politik ve saptırılmış propoganda yazılarını TÜRKÇE İLE yazarken asla utanmamaktadırlar.
6) Kuranın hiç bir yerinde Kuran Arapçadan başka dille yazılamaz diye bir emri bırakın,mana kast eden cümle bile yok.Bunu şu aşağıdaki misal güzellikle anlatıyor.
7) Kuran,ingilizceye çevrildiğinde,yunanca,italyanca,ispanyolca yada ruscaya çevrildiğinde sevinçlerinden dört köşe olup göt atan SİYASEDDİNCİLER,cahil din yobazları,arap işbirlikçileri, türkçeye çevirelim,dinimizi türkçe öğrenelim diyen bir aydın duyduklarında LİNÇ ETME HİSTERİSİNE kapılmaları nedendir diye düşünmeden edemiyorum.?
8) Şimdi gelelim ARAP dili ile türkçe dili karşılaştırmasına: Bir dilin mükemmele yakın olmasının şartlarından birisi; Müzikteki NOTA SESLERİ gibi konuşma dilindeki tüm seslerinin birebir karşılığını bulmasıdır. Yani sesin yazıya özgülenmesidir(geçişmesi).Yani,bir dilden, A aaaa sesi çıktığında onu betimleyen sadece bir simgenin‚‘A‘ harfinin onu belirtmesidir en net dil. A harfi ile sadece A ile başlayan kelimelerin yazılıyor olmasıdır. Eğer E ile başlayıp,sonra MERTEK diyorsak bu dil ile yazıda bir muğlaklık(belirsizlik) ,uyumsuzluk söz konusudur.Hani derler ya atasözümüzde; ELİFE MERTEK DİYORSUN, yani uyumsuzsun diye, Türkçe bu anlamda mükemmele yakın ses ve harf eşitliğini sağlama konusunda başarılı bir dildir.Bu konuda dil bilimciler genellikle hemfikirler. Gelelim arapça da elifin mertek olmasına; OSMAN/IRK/ÖRF/İSMET/ADALET/ÜZEYİR/ULEMA bu yedi kelime arapça da ;(AYIN) HARFİ ile başlar.Yani Neyse bu ayın harfi=O/I/Ö/İ/A/Ü/U oluyor.bir harf yazıda şekilden şekile giren binbir surat gibidir.(C.Özakıncı) Almanca,İngilizce,fransızca ve bir sürü diğer dillerde de bazen bir harf iki şekle girip ses verir,bazen üç harf yada iki harf bir araya gelir, bir ses verir./sch=ş/.'''Bu dil biliminde;SESCİL YAZILIMDAN SAPMA olarak adlandırılır o dilin öğrenilmesine zorluk ekleyen bir durumdur..Bu türkçede sıfıra yakındır. Türkçeyi öğrenmeye başlayan bir çocuk , üç ay,hadi bilemedin beş ayda,türkçeyi hem okur,hem yazar,hemde anlar olurlar.Bu sürede arapçayı belleyen bir arap bebesi yoktur sanırız.Bu bir arap bebesinin geri zekalı olmasından değil,o dilin harf, ses anlam düzensizliğinden kaynaklanmaktadır. Faydalanılan kaynaklar; CENGIZ ÖZAKINCI, TURAN DURSUN. Halk deyimleri sözlüğü. M.Erk 01.03.2011.
Adım Metin.
İlkokulu kızılyerde pekiyi ile,
Ortaokulu Denizli Merkezde iyi ile,
Liseyi de Denizlide zorla,
Yüksekokulu hazır soruları verenlere rastlamadan ve beynimi iğfal ettirmeden ,alınteri ile kazanıp,hergün ölüm korkusu yaşayarak zor bela bitirdim.
Adımdanda anlaşılacapı üzere ,erkek sınıfından bir mahlukatım.
Erkek deyince aklıma,erkeklerin sınıflandırılması konusu geldi.
Bilmem ki yapacağım sınıfladırma kadınlar içinde geçerli midir, değilmidir? Kadın olmadığım için bu sorunun karşılığını asla cevaplandırma olanağım yok.
Gelelim kendiminde içinde olduğu erkek sınıfının değerlendirilmesine.
A) Kendini herşeyin üstünde gören,asla kusuru olmayan,yakışık,endam,eda,boy,pos ve reddedilemezlik(!) sınırında olan ve her kadının kendisini isteyen,arzulayan,kendine her gören kadının aşık olunduğunu varsayan,her konuşmasında akıl satan,konuşmalarını süsleyip püsleyip,kahramanlık,din iman,ahlak,doğruluk satan MARAZ ERKEK tipi.
B) Gayet doğal ve erkek olmasını doğal bir seçilim olarak gören kişi olduğunu bilen bir erkek.
Ben kendimi (B) sınıfında görüp ,sadece kendime benzetiyorum.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Türkçeme sahip çıkma anlamında,yıllar önce kaleme aldığım bir yazıyı sayfama koyuyorum.
Antoloji yöneticileri uygun görmezlerse silebilirler.
Sevgilerimle
METİN ERK
CUMHURİYETİN VARLIĞINA KARŞI ÇIKAN,650 YILLIK EBUSUUDLAR VE ARAP HAYRANI ZAVALLI BEYİNLERLE,ARAPÇANIN KARDEŞ DİLİ İBRANİLERİN YENİ TÜRK HAFRLERİNE KARŞI ÇIKIŞLARI ve ihanetleri
Arap harflerinden Latin harflerine geçen Cumhuriyet yönetimine yapılan saldırılara karşı yazılan kısa bir yazı.
Canlı varlıklar bir birleri ile herhangibir şekilde anlaşırlar..Bu onlara çeşitli anlaşma araçları geliştirmeyi dayatmıştır. İnsan soyu bu (sosyalleşme)zorunluluk sonucu bir uygarlık kurmayı başarmıştır.İnsanın tüm diğerlerinden bir adım öne sıçraması,aralarındaki iletişimi seslerini simgelere indirgeyerek(soyutlamayı başararak) ,yazı becerisini geliştirmiştir.İnsanın varoluşundan bu güne getirdiği uygarlığın ana bağlayıcısı yazıdır, İlk yazıdan günümüze iletişim iki ana temelde oluşmuştur;
A)RESiMCiL yazı türü, B)SESCiL yazı türü.
A)Resimcil yazı türünde mana resme dönüşür.Örneklersek Hiyeroglik yazı türü.Bir kuşu anlatmak istersek kuş resmi yapmamız gerekir.Mana yazımızda kuş resmi olur.
B)Sescil yazı türünde ise ses,insan tarafından tanımlanmış olan harfe(SEMBOL) dönüşür.
Sescil yazı türü kendi içinde birçok bölüm ve türlere ayrılsada temelde kural aynıdır.Asıl olması gereken sesin tek ve bir şekle(harf) dönüşmesidir.
Burada konu dilimiz Türkçenin en son hali LATİN HARFLİ KAREKTERE geçişi ele alırken,bir önceki,Sami DİLİ kökenli ARAP HARFLERİ (KURAN YAZISI !) ile çarpıtılan gerçekleri ele alacağız.
Çağın gerekliliği ve Anadolu İnsanının 650 yıllık bir cendereden/karanlıktan kurtulup,yeni bir çağa adım atmış olması,bu savaşımı elde eden GENÇ CUMHURİYETCİLERE,toplumun,kendini,dünyayı,yapılan değişikliği,inancını anlayabilme ve GENÇ CUMHURİYETE sahip çıkan bir ulus yaratıp yaşatmayı dayatmıştır.Bu da toplumun çağdaş bir yaşama kavuşması/kavuşturulması ile olacaktır. Bunun için Cumhuriyetin üreteceği çağdaş bilgiler,toplumun her katmanına yayılmak zorunluluğunu öne çıkarmıştır. Cumhuriyet bireyinin okuduğunu anlabilmesi,Hızlı ve kolay bir şekilde OKUR YAZAR olması ile olanaklıdır.
Cumhuriyetin Kuruluşunu tamamlamak, halka maletmek, sahip çıkmasının biricik yolu , halkın anlayacağı dilde üretilecek yazın ve yayınlarla olacağını anlayabilmelerinden kaynaklanmaktadır.Bu yüzden,Kasım 1928 de LATİN HARFLERİ kabul edilir..Kısa sürede ülke matbuatı latin harfleri ile üretilir.Okuma seferberliği başlar. Bu başarı tüm Cumhuriyet karşıtlarında şok etkisi yaratır. Arapçadan latinceye geçişi tü kaka ilan eden gerici,dinci yobaz, entellektüel(o dönemin) okumuş cahil ve emperyalist işbirlikçileri hep bir ağızdan dün ve bu gün hala;““BİR GÜNDE TÜM TOPLUM CAHiL BIRAKILDI, 600 YILLIK MİRAS YOK EDİLDİ“ yalanlarıyla o günden bu güne hala ağlamaktadırlar.Osmanlı ve Cumhuriyetin kuruluş yılları belgelerine bir bakalım..
Osmanlı son dönemi yapılan nüfus sayımında okur yazar oranı kaydi(Binde 3) %03 e kadardı. Bu % 03 lük grubun içinde % 90 oranı ,azınlıklardır. 650 yıllık koca bir imparatorlukta,yöneticilerden gayrı tüm halk cahildir. Osmanlı sayılan yönetici azınlıkların ve osmanlı ekabirin deyimi ile ANADOLU İNSANI onlara göre: ''ETRAK-I Bİ İDRAKTIR''. Yani bir hayvandan farklı algılaması olmayan canlıdır
Yazı devriminden sonra (1935 ) yapılan ilk nüfus sayımında toplumun okur yazarlik oranı %05.(Binde beş) Yani yazı devriminden beş yıl sonra bile okur yazarlık(bu sefer tüm ülke için geçerli) ancak bu seviyeye çıkarılabilmişse siz düşünün.. ‘‘Koca bir ülke,bir toplum,bir günde cahil bırakıldı,yalanını ve‘‘‘Latin yazısına geçilirse din elden gider, diyenlerin neresinden tutsanız dökülüyor. Burada insanı üzen durum,Gerçekleri bilen aydın geçinenlerin sessizliği ve gerici ve Cumhuriyet düşmanı kesime tarafsız görünmeleridir.Bir söz derki : Sükut ıkrardan gelir.
Osmanlı İmparatorluk dönemi ile,Cumhuriyetin 40 yıllık kitap üretimi karşılaştırması,ise olayı açıklıkla ortaya koyuyor.
Osmanlı devri boyunca ortalama 600 -650 yılda üretilen (siz bunu yazılan anlayın)KİTAP SAYISI;30.000 kadar, arap harfleri ile. Cumhuriyetin ilk kuruluşundan 40.cı yılına kadar üretilen KİTAP SAYISI; 123.197 ,Ulusun anladığı yeni türk alfabesi (latin harfleri) ile.Hesaba vurursak,kabaca:Dünya devleti OSMANLININ 650 yılda yazdığ/ürettiğiı kitap sayısı,Genç Cumhuriyetin BİR YILINDA yazılmıştır.
Bunuda ALLAHIN ARSASINA GECEKONDU YAPTIĞIN SANAN DİN BARONLARINA ithaf edelim.
Gelelim şimdi Din elden gider safsatasına.
1) Arapca Sami dillerinden olan İbranice (Yahudi dili) ile kardeş iki dildir.
Arapça da ;Selam ,İbranicede Şalom, ile aynı kurallarla yazılır,ve anlaşılır.
Sami dili olan İbranice ve Ararpca MUHAMMEDİN KURANından öncede var olan,kardeş iki dildir.
Ayetlerin yazılmasında kullanılan (Kureyş ağzı diyebiliriz) arapça da o zaman,Putperes,hırıstiyan,dinsiz( la dini) hırsızı iti uğursuzu,sokak kadını vs vs bu dille konuşurlardı ..Demek ki önceden varolan, arapça sade Kuran dili değildir.Tek fark ayetlerin ARAPÇA ile yazılmasıdır.Yusuf Suresi ikinci ayetinde şöyle derler; (Anlayabilmeniz için, Kur’anı Arapça olarak indirdik) Demek ki Ruslara indirilmiş olsaydı : KURAN RUSCA olurdu şüphesiz.
Din tüccarlarının allahın yazısı dedikleri arapça Kuranda ; HABEŞ ce 22 ,NABATCA 15, İbranice 15, Farsca 15, Süryanice, islam kaynaklarına göre;4,/Süryani kaynakları ve süryani araştırmacı Aziz Günelin verileri ile‘‘61 sözcük, Yunanca 4, Kıptice yani Çingenece,(romanca)4, Berberce 2 sözcük yer almaktadır.
Neymiş;Kuranda,Arapçadan başka 9 dilden daha kelime vardır.
Yani Kuran o devirde, orada konuşulup kullanılan arapçanın,iletişim içinde olduğu dillerden kelime almış ve Arapça olmanın dışında hiç bir özelliği olmayan alelade bir dilden başka bir yapıya sahip değilmiş. KURAN o zamanın arapçası ve de imla işaretleri olmadan kaleme alınmış. Oysa bu günkü Kuran ,yüzlerce imla işaretleri ile süslenmiştir.Bu da ayrı bir tartışma konusu.(Kuran allah lafzıdır:Asla değiştirilemez! Söylemi)
2) O dönemde yazılmış KURAN,şu an diliarapça olan bir arabın bile eğitim almadan anlamayacağı Kuran dilini Türk denilen kavim,hiç bir dönemde anlayamadı,bu günde anlayamaz,anlamayacaktır haklı olarak.Çünki Konuştuğu dil TÜRKÇEDİR.
3) Yazı dili 4 ocak 1929 da değiştiği günden beri ülkede müslümanlık azalmadı,tersine daha da arttı.Ülkede şu an ülkede 120 bin cami var.Bu konuda yaygara koparan yobaz,din tüccarı bezirganlarının bilmemezlikten geldiği gerçeklik.
4) Türkçede latince harflere geçişe ilk itirazı , ATATÜRKle birlikte Kurtuluş savaşını veren KAZIM KARABEKİR yapmıştır..Yani bu günkü türkçe ve Atatürk karşıtı din yobazlarının ilk yobaz babaları KAZIM KARABEKİRdir.
5 Mart 1923 te İZMİR İKTİSAD ŞURASINDA(kongre),AMELE ÖRGÜTÜNÜN VERDİĞİ LATİNCE HARF ÖNERİSİNE uzun uzun konuşmadan sonra devrin gazetelerinde günlerce tefrikalar yayınlayarak dinin elden gideceğini pompalayan zat KAZIM KARABEKİR dir.Kimler türklerin dinine ve arapça konuşması gerektiğini savunuyorda bizler bilmiyoruz vah bize vah.Kazım Karabekirin o dönem destekçilerine bakın hele.
AVRAM GALANTİ, BOHOR İSRAİL isimli Musevi entellektüeller hemen desteklerini esirgemediler.Daha yeni yetme CUMHURİYET ve ATATÜRK DÜŞMANLARI türerken ,Musevilere ne oluyor diyenlere başta da belirttiğimiz gibi ARAPÇA ve İBRANİCE nin kardeş dil olduğunu hatırlatmıştık.
Yani,bu gün nasıl TÜRKÇE ile AZERİCE kardeşse ,ya da İTALYANCA ile İSPANYOLCAda aynı durumda,Musevilerde Arapçanın türk hayatından çıkmasını istemiyorladı haklı olarak. Çünkü: Yabancı Bir dille öğrenilen/öğretilen din, O ulusu,cahil bırakarak kendine benzetir.Türk Ulusunun,cahil ve Araplaşmaya başladığı gibi.(Metin Erk)
5) Dil türkçeleşirse müslümanlık azalır,yok olur diyen,politik gerici ve yobazlar,arap işbirlikçisi din hainleri,tüm politik ve saptırılmış propoganda yazılarını TÜRKÇE İLE yazarken asla utanmamaktadırlar.
6) Kuranın hiç bir yerinde Kuran Arapçadan başka dille yazılamaz diye bir emri bırakın,mana kast eden cümle bile yok.Bunu şu aşağıdaki misal güzellikle anlatıyor.
7) Kuran,ingilizceye çevrildiğinde,yunanca,italyanca,ispanyolca yada ruscaya çevrildiğinde sevinçlerinden dört köşe olup göt atan SİYASEDDİNCİLER,cahil din yobazları,arap işbirlikçileri, türkçeye çevirelim,dinimizi türkçe öğrenelim diyen bir aydın duyduklarında LİNÇ ETME HİSTERİSİNE kapılmaları nedendir diye düşünmeden edemiyorum.?
8) Şimdi gelelim ARAP dili ile türkçe dili karşılaştırmasına:
Bir dilin mükemmele yakın olmasının şartlarından birisi; Müzikteki NOTA SESLERİ gibi konuşma dilindeki tüm seslerinin birebir karşılığını bulmasıdır.
Yani sesin yazıya özgülenmesidir(geçişmesi).Yani,bir dilden, A aaaa sesi çıktığında onu betimleyen sadece bir simgenin‚‘A‘ harfinin onu belirtmesidir en net dil.
A harfi ile sadece A ile başlayan kelimelerin yazılıyor olmasıdır. Eğer E ile başlayıp,sonra MERTEK diyorsak bu dil ile yazıda bir muğlaklık(belirsizlik) ,uyumsuzluk söz konusudur.Hani derler ya atasözümüzde; ELİFE MERTEK DİYORSUN, yani uyumsuzsun diye,
Türkçe bu anlamda mükemmele yakın ses ve harf eşitliğini sağlama konusunda başarılı bir dildir.Bu konuda dil bilimciler genellikle hemfikirler.
Gelelim arapça da elifin mertek olmasına; OSMAN/IRK/ÖRF/İSMET/ADALET/ÜZEYİR/ULEMA bu yedi kelime arapça da ;(AYIN) HARFİ ile başlar.Yani Neyse bu ayın harfi=O/I/Ö/İ/A/Ü/U oluyor.bir harf yazıda şekilden şekile giren binbir surat gibidir.(C.Özakıncı)
Almanca,İngilizce,fransızca ve bir sürü diğer dillerde de bazen bir harf iki şekle girip ses verir,bazen üç harf yada iki harf bir araya gelir, bir ses verir./sch=ş/.'''Bu dil biliminde;SESCİL YAZILIMDAN SAPMA olarak adlandırılır o dilin öğrenilmesine zorluk ekleyen bir durumdur..Bu türkçede sıfıra yakındır.
Türkçeyi öğrenmeye başlayan bir çocuk , üç ay,hadi bilemedin beş ayda,türkçeyi hem okur,hem yazar,hemde anlar olurlar.Bu sürede arapçayı belleyen bir arap bebesi yoktur sanırız.Bu bir arap bebesinin geri zekalı olmasından değil,o dilin harf, ses anlam düzensizliğinden kaynaklanmaktadır.
Faydalanılan kaynaklar; CENGIZ ÖZAKINCI, TURAN DURSUN. Halk deyimleri sözlüğü. M.Erk 01.03.2011.