abimle ilk araba kullanışımız.peder bey ankarada.yaklaşık 1-1.5 saat gezdik.çok heyecanlıyız,nerdeyse heyecandan ölücez.artı dönüş vakti eve geldik arabanın sağ köşesini garaj kapısına vurdu.
korku ve şeddeli heyecan. bunu salaklık terimine yazsam mı acep.
Zeus'un bir gün yolu Arkadia'ya düştü. Arkadia kralı Lykaon kan dökücülüğü ve acımasızlığı ile tanınırmış, kendisine misafir olanları yakalatıp öldürmeyi eğlence haline getirmiş bir kralmış. Zeus bu insafsız kralın sarayına geldiğinde kim olduğu açıklamamış. Lykaon Zeus'u denemek için daha önceden öldürttüğü bir yolcunun etinden hazırlattığı yemeği baş tanrının önüne koymuş. Zeus bunun üzerine yıldırımıyla sarayı yakıp kül etmiş ve Lykaon'u da kurta çevirmiş.
Lykaon'un kızı Kallisto ise Artemis'in yakın arkadaşı olan bir periydi. Tanrıça ile birlikte ava çıkar ona yoldaşlık ederdi. O da tıpkı Artemis gibi evlenmemeye ve bir erkekle birlikte olmamaya yeminliydi. Ancak Zeus bu güzel periyi görür görmez ona gönül verdi ve bir gün Kallisto ağaçların altında dinlenirken Artemis'in kılığına girerek yanına yaklaştı. Kallisto baştanrıyı Artemis sandığında ondan çekinmedi fakat hatasını anladığı zaman iş işten geçmişti. Hamileliğini gizlemek için büyük çaba harcadı ancak bir gün arkadaşları ile birlikte gölde yıkanırlarken Artemis peri kızın hamile olduğunu fark etti. Zeus sevdiği kızı Artemis'in öfkesinden korumak için Kallisto'yu bir ayıya çevirdi ama bu bile onu Artemis'in öfkesinden korumaya yetmedi. Artemis okları ile onu delik deşik etti. Kallisto ölmeden az önce Arkas adında bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Bu çocuk daha sonra Arkadia'ların babası oldu. Kallisto ise öldükten sonra Zeus tarafında gök yüzüne alındı ve kutup yıldızına 'Büyük Ayıya' çevirildi.
Prometheus'un kurnazlıkla çalarak insanlara verdiği akıl onları şımartınca Zeus o zamana kadar yalnız erkeklerden ibaret olan insan topluluğuna ceza vermek istedi ve onlara kadını gönderdi. Zeus, oldukça başarılı bir usta olan oğlu Hephaistos'tan kadını yaratmasını istedi. Hephaistos babasının isteği üzerine çamuru su ile yoğurdu ve görenleri şaşırtacak güzellikte bir kadın vücudu yarattı.
Olympos'ta oturan tanrıçaların en güzeli olan ve kendi karısı olan Aphrodite'in vücudunu model olarak kullanmıştı. Heykel bitince onun kalbine ruh yerine bir kıvılcım koydu. O zaman heykelin gözleri açıldı. Kolları bacakları kıpırdamaya ve dudakları konuşmaya başladı. Onu süslemek için bütün tanrılar ve tanrıçalar yardım ettiler. Herkes kendisinden ona bir şey armağan etti ve ona Rumca 'bütün armağan' anlamına gelen Pandora adını taktılar. Athena ona güzel bir kemer, süslü elbiseler verdi. Letafet perileri Kharites beyaz göğsüne parlak altın gerdanlık taktılar. Aphrodite başına güzellikler saçtı. Güzel saçlı Horalar ilkbahar çiçekleriyle onu süslediler. Hermes Pandora'nın kalbine, hıyanet ve aldatıcı sözler yerleştirdi. Zeus da ona esrarlı bir kutu armağan etti ve ona dedi ki; Sakın verdiğim kutuyu açma, içindeki iyi şeyler uzaklara kaçar ve onların yerine fenalıklar gelir, seni rahatsız ederler. Bu kutuyu iyi sakla bütün insanların saadeti ve felaketi bu kutunun açılıp açılmamasına bağlıdır. Böyle dedikten sonra baş tanrı ilk kadını yeryüzüne indirdi ve Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a gelin olarak gönderdi. Prometheus kardeşine Zeus'dan hiç bir şekilde hediye kabul etmemesini tembih ettiği halde Pandora'nın güzelliğine hayran kalan Epimetheus öğüdü tutmadı ve onunla evlendi.
Pandora da tıpkı tüm kadınlar gibi doğuştan meraklı olduğunda dünyaya gelir gelmez kutunun içinde ne olabileceğini düşünmeye başladı ve Zeus'un uyarısını unutarak kutuyu açtı. Kutunun içindeki hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsi açılan kutudan kuşlar gibi uçuştular. Pandora hatasını anlayarak biraz sonra kutuyu kapadı ancak kutuya kapatılan kötülüklerin arasında, insanları yaşatacak, teselli edecek 'ümit' de vardı. Fakat ümit dışarı çıkamamış kutuda kalmıştı.. Böylece Zeus ilk kadını beraberinde kötülüklerle dolu bir kutuyla yeryüzüne yollayarak insanlardan intikam almıştı.
Zeus bir gece, güzel bir kuğu şekline bürünerek Taygetos dağının tepelerine indi. O yere indiği sırada Aetolia kralının güzeller güzeli kız Leda uyuyordu. Zeus güzel kokular saçan kanatlarını çırparak prensesi uyandırdı. Kuğu ona doğru yaklaşarak uzun boynu ile yüzünü okşadı.
'Benden korkma, ben aydınlık tanrısıyım' dedi ona 'İstiyorum ki birbirinin eşi olan iki çocuk dünyaya getiresin, onlar ay ve güneş gibi birbirlerini takip ederek yaşasınlar. İnsanlara iyilik etsinler, can vermek üzere olan gemicilerin yardımlarına koşsunlar.'
Dokuz ay sonra Leda ormanın derinliklerinde bir yumurta yumurtladı. Yumurtanın içinden birbirinin eşi olan iki erkek çocuk çıktı. Birinin adı Kastor diğerininki ise Pollüks oldu. Yumurtadan çıkar çıkmaz parlak bir yıldız iki kardeşin başlarına nur döktü, sonra her ikisi de aynı ata binerek ellerinde aynı mızraklarla dört nala oradan uzaklaştılar.
vatandaş- bende gıda istiyorum
düşünmeyen-dilekçe ver abla
vatandaş-vermiştim
düşünmeyen- cuma günü uğra toplantıdan çıkmış olur.
vatandaş-gıda istiyorum
düşünmeyen-ufff cuma günü gelde o zaman belli olur,tamam mı?
vatandaş-ama ben şimdi istiyorum
düşünmüyorum-Ya sabır... git abla Allah aşkına
Yalnizim bir kompartimanda
Bir hizar testerisinin yaz isigi ufuk hattindan
Agir agir gözlerime geliyor kösede rüzgar
Tozla yikiyor sögüt dalini çocuk
Onalti bagimsiz devlet büstünün
Sarkan biyiklarini düzeltiyor zaman
Düsündükçe koyu bir renk aliyor
Buraya uzun bir yol boyunca
Kurulu bir kumpanya çadirlarindan
Tugla harmanlarindan geldim her atesin
Çemberinde yanarak ve daragacinda
Kurutarak dikissiz gömleklerimi
Her sabah zekeriya sofralarinda herkesle
Kalin kitaplarin yufkasini yeniden islatip
Yedik açlik
Düsündükçe daha da artiyor hangi geçmisin
Kaynagina egilsem aci bir su
Gelecek günlerin yorgun treni yillardir
Telaki bekliyor
Bekle bekle bekle gençligin karanlik yildizi
Yillardir takim degistiriyor ve cephe
Isimsiz bir tortuyla kapanmis
Bilemedim nasil bir mangal yüregimiz
Kömür gözlü çocuklarla yaniyor ve bedenim
Ates içinde
Eylül.
Her yanimdan geçen öpüslerinin
Islak serçelerini duymasam
Kör testereyi bile göremeyecegim.
Ingiltere' de bir hayvanat bahcesinde soylari tukenmekte olan bir cift goril kalmis. Insanlar bunlari ciftlestirip soylarini kurtarmaya
calisiyorlarmis ki erkek goril birden olmus. Ortalik birbirine girmis. Gazetelere ilanlar verilmis ve disi gorile bir es bulana buyuk oduller vaad edilmis. Kimsenin elinden birsey gelmiyormus.
Herkes caresiz caresiz otururken bir Turk cikmis ve bu isi halledecegini ancak 50 bin dolar istedigini soylemis. Hemen kabul etmisler. Turk ucaga atlamis once Istanbul'a sonra da Ankara'ya gelmis. Ankara' da otobuse binmis. Pozanti yolu uzerinde bir kahvede inmis. Kahveye girmis bakmis bir suru kamyon soforu oturuyor. Hepsine soyle bir alici gozuyle baktiktan sonra bir tanesine `Sen gel' demis.
Adam gelmis, bizimki de ona durumu anlatmis. Boyle boyle bir durum oldugunu, gorile bir es aradigini ve adamin bu is icin cok uygun oldugunu ve bunun bedelinin de 25 bin dolar oldugunu soylemis. Kamyoncu dusunmek icin 1 saat muhlet istemis. 1 saat sonra donmus ve demis ki:
'Tamam kabul ediyorum ama 3 sartim var:
1. Hayvani dudaklarindan opmem.
2. Dogacak cocuk erkek olursa babamin adini koyarim.
3. 25 bin dolarim yok. Taksit taksit oderim....'
Italya'da Vatikan yakinlarinda bir eve gece hirsiz girmis. Hirsiz evin içinde karanlikta ilerlerken arkasindan bir ses gelmis: ·Seni ben görüyorum. Isa da görüyor! Hirsiz panik içinde bir köseye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmis: - Seni ben görüyorum. Isa da görüyor! Hirsiz sesin kendine seslendigine emin olunca el fenerini açip, sesin sahibini aramaya baslamis ve bakmis bir Papagan! Saskinlikla söylemis:- Konusan sen miydin? Papagan tekrar konusmus:- Evet.. Bunun üzerine Hirsiz:- Ama sen Papagansin! Papagan cevap vermis:- Evet ben Papaganim...Isa da Doberman..
Sakıp Sabancı Ağa'ya bir gün demişler ki:
-Ağa bu dünyada her şey güllük gülüstanlık.Nereye baksak her tarafta senin
şirketleri, fabrikaları görüyoruz (marSA, yünSa, lasSA, toyotaSA) .Burada
işin iş.Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl
kurtulacaksın zebanilerden? ..
Sakıp Ağa gülmüş:
-Öte yanda da işimizi sağlama aldık.Bir tarafımızda iSA, diger tarafımızda
muSA
kişisel gelişim kitapları
08.03.2005 - 11:10kişisel kandırmaca kitapları.
sen
08.03.2005 - 11:07sen sen,
anladın sen onu anladın,
hadi bırak numarayı.
heyecan
08.03.2005 - 11:03abimle ilk araba kullanışımız.peder bey ankarada.yaklaşık 1-1.5 saat gezdik.çok heyecanlıyız,nerdeyse heyecandan ölücez.artı dönüş vakti eve geldik arabanın sağ köşesini garaj kapısına vurdu.
korku ve şeddeli heyecan. bunu salaklık terimine yazsam mı acep.
müzik
08.03.2005 - 10:50beslenme çantası
masal
08.03.2005 - 10:48Zeus'un bir gün yolu Arkadia'ya düştü. Arkadia kralı Lykaon kan dökücülüğü ve acımasızlığı ile tanınırmış, kendisine misafir olanları yakalatıp öldürmeyi eğlence haline getirmiş bir kralmış. Zeus bu insafsız kralın sarayına geldiğinde kim olduğu açıklamamış. Lykaon Zeus'u denemek için daha önceden öldürttüğü bir yolcunun etinden hazırlattığı yemeği baş tanrının önüne koymuş. Zeus bunun üzerine yıldırımıyla sarayı yakıp kül etmiş ve Lykaon'u da kurta çevirmiş.
Lykaon'un kızı Kallisto ise Artemis'in yakın arkadaşı olan bir periydi. Tanrıça ile birlikte ava çıkar ona yoldaşlık ederdi. O da tıpkı Artemis gibi evlenmemeye ve bir erkekle birlikte olmamaya yeminliydi. Ancak Zeus bu güzel periyi görür görmez ona gönül verdi ve bir gün Kallisto ağaçların altında dinlenirken Artemis'in kılığına girerek yanına yaklaştı. Kallisto baştanrıyı Artemis sandığında ondan çekinmedi fakat hatasını anladığı zaman iş işten geçmişti. Hamileliğini gizlemek için büyük çaba harcadı ancak bir gün arkadaşları ile birlikte gölde yıkanırlarken Artemis peri kızın hamile olduğunu fark etti. Zeus sevdiği kızı Artemis'in öfkesinden korumak için Kallisto'yu bir ayıya çevirdi ama bu bile onu Artemis'in öfkesinden korumaya yetmedi. Artemis okları ile onu delik deşik etti. Kallisto ölmeden az önce Arkas adında bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Bu çocuk daha sonra Arkadia'ların babası oldu. Kallisto ise öldükten sonra Zeus tarafında gök yüzüne alındı ve kutup yıldızına 'Büyük Ayıya' çevirildi.
masal
08.03.2005 - 10:48Prometheus'un kurnazlıkla çalarak insanlara verdiği akıl onları şımartınca Zeus o zamana kadar yalnız erkeklerden ibaret olan insan topluluğuna ceza vermek istedi ve onlara kadını gönderdi. Zeus, oldukça başarılı bir usta olan oğlu Hephaistos'tan kadını yaratmasını istedi. Hephaistos babasının isteği üzerine çamuru su ile yoğurdu ve görenleri şaşırtacak güzellikte bir kadın vücudu yarattı.
Olympos'ta oturan tanrıçaların en güzeli olan ve kendi karısı olan Aphrodite'in vücudunu model olarak kullanmıştı. Heykel bitince onun kalbine ruh yerine bir kıvılcım koydu. O zaman heykelin gözleri açıldı. Kolları bacakları kıpırdamaya ve dudakları konuşmaya başladı. Onu süslemek için bütün tanrılar ve tanrıçalar yardım ettiler. Herkes kendisinden ona bir şey armağan etti ve ona Rumca 'bütün armağan' anlamına gelen Pandora adını taktılar. Athena ona güzel bir kemer, süslü elbiseler verdi. Letafet perileri Kharites beyaz göğsüne parlak altın gerdanlık taktılar. Aphrodite başına güzellikler saçtı. Güzel saçlı Horalar ilkbahar çiçekleriyle onu süslediler. Hermes Pandora'nın kalbine, hıyanet ve aldatıcı sözler yerleştirdi. Zeus da ona esrarlı bir kutu armağan etti ve ona dedi ki; Sakın verdiğim kutuyu açma, içindeki iyi şeyler uzaklara kaçar ve onların yerine fenalıklar gelir, seni rahatsız ederler. Bu kutuyu iyi sakla bütün insanların saadeti ve felaketi bu kutunun açılıp açılmamasına bağlıdır. Böyle dedikten sonra baş tanrı ilk kadını yeryüzüne indirdi ve Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a gelin olarak gönderdi. Prometheus kardeşine Zeus'dan hiç bir şekilde hediye kabul etmemesini tembih ettiği halde Pandora'nın güzelliğine hayran kalan Epimetheus öğüdü tutmadı ve onunla evlendi.
Pandora da tıpkı tüm kadınlar gibi doğuştan meraklı olduğunda dünyaya gelir gelmez kutunun içinde ne olabileceğini düşünmeye başladı ve Zeus'un uyarısını unutarak kutuyu açtı. Kutunun içindeki hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsi açılan kutudan kuşlar gibi uçuştular. Pandora hatasını anlayarak biraz sonra kutuyu kapadı ancak kutuya kapatılan kötülüklerin arasında, insanları yaşatacak, teselli edecek 'ümit' de vardı. Fakat ümit dışarı çıkamamış kutuda kalmıştı.. Böylece Zeus ilk kadını beraberinde kötülüklerle dolu bir kutuyla yeryüzüne yollayarak insanlardan intikam almıştı.
masal
08.03.2005 - 10:46Zeus bir gece, güzel bir kuğu şekline bürünerek Taygetos dağının tepelerine indi. O yere indiği sırada Aetolia kralının güzeller güzeli kız Leda uyuyordu. Zeus güzel kokular saçan kanatlarını çırparak prensesi uyandırdı. Kuğu ona doğru yaklaşarak uzun boynu ile yüzünü okşadı.
'Benden korkma, ben aydınlık tanrısıyım' dedi ona 'İstiyorum ki birbirinin eşi olan iki çocuk dünyaya getiresin, onlar ay ve güneş gibi birbirlerini takip ederek yaşasınlar. İnsanlara iyilik etsinler, can vermek üzere olan gemicilerin yardımlarına koşsunlar.'
Dokuz ay sonra Leda ormanın derinliklerinde bir yumurta yumurtladı. Yumurtanın içinden birbirinin eşi olan iki erkek çocuk çıktı. Birinin adı Kastor diğerininki ise Pollüks oldu. Yumurtadan çıkar çıkmaz parlak bir yıldız iki kardeşin başlarına nur döktü, sonra her ikisi de aynı ata binerek ellerinde aynı mızraklarla dört nala oradan uzaklaştılar.
enteresan diyaloglar
08.03.2005 - 10:44vatandaş- bende gıda istiyorum
düşünmeyen-dilekçe ver abla
vatandaş-vermiştim
düşünmeyen- cuma günü uğra toplantıdan çıkmış olur.
vatandaş-gıda istiyorum
düşünmeyen-ufff cuma günü gelde o zaman belli olur,tamam mı?
vatandaş-ama ben şimdi istiyorum
düşünmüyorum-Ya sabır... git abla Allah aşkına
istasyon
08.03.2005 - 10:31Yalnizim bir kompartimanda
Bir hizar testerisinin yaz isigi ufuk hattindan
Agir agir gözlerime geliyor kösede rüzgar
Tozla yikiyor sögüt dalini çocuk
Onalti bagimsiz devlet büstünün
Sarkan biyiklarini düzeltiyor zaman
Düsündükçe koyu bir renk aliyor
Buraya uzun bir yol boyunca
Kurulu bir kumpanya çadirlarindan
Tugla harmanlarindan geldim her atesin
Çemberinde yanarak ve daragacinda
Kurutarak dikissiz gömleklerimi
Her sabah zekeriya sofralarinda herkesle
Kalin kitaplarin yufkasini yeniden islatip
Yedik açlik
Düsündükçe daha da artiyor hangi geçmisin
Kaynagina egilsem aci bir su
Gelecek günlerin yorgun treni yillardir
Telaki bekliyor
Bekle bekle bekle gençligin karanlik yildizi
Yillardir takim degistiriyor ve cephe
Isimsiz bir tortuyla kapanmis
Bilemedim nasil bir mangal yüregimiz
Kömür gözlü çocuklarla yaniyor ve bedenim
Ates içinde
Eylül.
Her yanimdan geçen öpüslerinin
Islak serçelerini duymasam
Kör testereyi bile göremeyecegim.
karşılıksız aşk
08.03.2005 - 09:12Sen meni sev, men seni sevim
Sen menin için yan
Men seni severah yanim dutuşim
Glasik eşk neyse onu yaşiyah
Ya da sevme haberin olmasın
Men sana sevdalanıp dolaşim
Platonik eşk neyse onu yaşiyah
karşılıksız aşk
08.03.2005 - 09:09Karşılıksız aşk mı olurmuş hiç.İnanmam.
kekilli
08.03.2005 - 09:04hangisi?
Zevkten dört köşe olan mı,ben sanatçı değilim diyen mi?
kerpe
08.03.2005 - 09:03Enişte bey sös verdi.Gİdeceğuk
kendi kendine gülümsemek
08.03.2005 - 08:59Bazan okuduklarrıma gülüyorum bu sitetede.
Bizimkiler anlamıyo tabii, onlarda kendi kendime güldüğümü sanıp
başlıyolar gülmeye.
enteresan diyaloglar
08.03.2005 - 08:57**Yaa hak
-Hakkı biliyosan sabunu bırak
**Sabunu bırakırım amma çuvaldızı çok ararsın.
yalnızlık
08.03.2005 - 08:53Beşinci Mevsimin Açmış Gülleri
Nerde Kalmış Hani İnsan Değeri
Kefende Gözü Yaşlı Anaların
Yeniden Doğmanın Zamanıyım Ben
Bırakın Da Akarsular Yol Alsın
Değmeyin Bebeğe Doğup Ağlasın
Yaralı Gönlüme Bir Tas Tuz Basın
Konuşan Dillerin Zamanıyım Ben
Çelik Bir Bedene İşlemez Kurşun
Bir Çocuğun Canı Acep Kaç Arşın
Kan Kokar Toprağım Çok İyi Düşün
Bu Yalan Kulların Zamanıyım Ben
Karakuşlar Gibi Gökte Uçana
Dur Diyenler Olur Giden Zamana
Bir Ehli Sohbette Kendin Bilene
Konuşan Tellerin Zamanıyım Ben
hayat
08.03.2005 - 08:51insana her an,gülmüyor hemen,
bir sevgili vermiyoor.
ayrılık şarkıları
08.03.2005 - 08:49Yar Senin Derdinden Derbeder Oldum
Derdi Derunumu Sorda Sonra Git
Hasretinden Mecnun Misali Oldum
Ne Hale Düşmüşem Sorda Sonra Git
Aşık Olan Maşuğunu Atarmı
Gül Yerinde Kara Çalı Biter Mi
Aslan Yatağında Tilki Yatarmı
Gözle Onikiden Vurda Sonra Git
Ağrı Göl Dağı'nın Kahmut Yaylası
Hangi Gün İnersen Hoştur Havası
Gel Ey Düzgünüm Gel Ey Çektirme Yası
Sulari Kulunu Sorda Sonra Git
ayrılık şarkıları
08.03.2005 - 08:48Aşan Bilir Karlı Dağın Ardını
Çeken Bilir Ayrılığın Derdini
Bülbül Kaça Aldın Gülün Nargını
Gül Alıp Satmanın Zamanı Değil
Yaprak Gazel Olmuş Duruyor Dalda
Vefasız Güzelden Bize Ne Fayda
Bu Ayda Olmazsa Gelecek Ayda
Ölürüm Vaz Geçmem Sevdiğim Senden
Selvinin Dalları Boyundan Uzun
Yavrular Gözüme Bir Salkım Üzüm
Ölmeden Görseydi O Yari Gözüm
Koyun Kuzu Kurban Olur O Zaman
fıkra
08.03.2005 - 08:39Ingiltere' de bir hayvanat bahcesinde soylari tukenmekte olan bir cift goril kalmis. Insanlar bunlari ciftlestirip soylarini kurtarmaya
calisiyorlarmis ki erkek goril birden olmus. Ortalik birbirine girmis. Gazetelere ilanlar verilmis ve disi gorile bir es bulana buyuk oduller vaad edilmis. Kimsenin elinden birsey gelmiyormus.
Herkes caresiz caresiz otururken bir Turk cikmis ve bu isi halledecegini ancak 50 bin dolar istedigini soylemis. Hemen kabul etmisler. Turk ucaga atlamis once Istanbul'a sonra da Ankara'ya gelmis. Ankara' da otobuse binmis. Pozanti yolu uzerinde bir kahvede inmis. Kahveye girmis bakmis bir suru kamyon soforu oturuyor. Hepsine soyle bir alici gozuyle baktiktan sonra bir tanesine `Sen gel' demis.
Adam gelmis, bizimki de ona durumu anlatmis. Boyle boyle bir durum oldugunu, gorile bir es aradigini ve adamin bu is icin cok uygun oldugunu ve bunun bedelinin de 25 bin dolar oldugunu soylemis. Kamyoncu dusunmek icin 1 saat muhlet istemis. 1 saat sonra donmus ve demis ki:
'Tamam kabul ediyorum ama 3 sartim var:
1. Hayvani dudaklarindan opmem.
2. Dogacak cocuk erkek olursa babamin adini koyarim.
3. 25 bin dolarim yok. Taksit taksit oderim....'
fıkra
08.03.2005 - 08:37Italya'da Vatikan yakinlarinda bir eve gece hirsiz girmis. Hirsiz evin içinde karanlikta ilerlerken arkasindan bir ses gelmis: ·Seni ben görüyorum. Isa da görüyor! Hirsiz panik içinde bir köseye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmis: - Seni ben görüyorum. Isa da görüyor! Hirsiz sesin kendine seslendigine emin olunca el fenerini açip, sesin sahibini aramaya baslamis ve bakmis bir Papagan! Saskinlikla söylemis:- Konusan sen miydin? Papagan tekrar konusmus:- Evet.. Bunun üzerine Hirsiz:- Ama sen Papagansin! Papagan cevap vermis:- Evet ben Papaganim...Isa da Doberman..
fıkra
08.03.2005 - 08:35Sakıp Sabancı Ağa'ya bir gün demişler ki:
-Ağa bu dünyada her şey güllük gülüstanlık.Nereye baksak her tarafta senin
şirketleri, fabrikaları görüyoruz (marSA, yünSa, lasSA, toyotaSA) .Burada
işin iş.Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl
kurtulacaksın zebanilerden? ..
Sakıp Ağa gülmüş:
-Öte yanda da işimizi sağlama aldık.Bir tarafımızda iSA, diger tarafımızda
muSA
üzülmek
07.03.2005 - 09:14Sıksık yollarımız kesişir.
hayat
07.03.2005 - 09:07Bazan hayatta olmasaydım, dediğim oluyo.
Toplam 2482 mesaj bulundu