Haydar Bibinoğlu Adlı Antoloji.com Üyesinin ...

Gecenin zifir karanlığına; bir yıldızlar yakışır bir de ateş böcekleri. Hele ateş böcekleri... El yordamıyla engelleri aşaar ya hani.. Gözünün önünü göremeyen insanlara çarpıcı bir örnektir onlar.

Yüreğin susmasın İnci bacı.

Şiir olabilmesi için üzerinde çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Ben yanılıyorum belki... Ama akıcılığı yakalayamadım. Duyumsayamadım. Devrik tümcelerde, sözcükler doğru yerleştirilememiş. Anlam bozuklukları oluşmuş bu yüzden.

Konu güzel ama işleniş eksik gibi geldi bana.

Esen kal dost.

'Ne çileler çektik
Özgürlük pınarından bir yudum su içebilmek için
Ne kavgalara tutuştuk
Yoksulluğa atlastan bir kaftan biçebilmek için
Kurtuluş köprüsünden
Güvercin kanadında geçebilmek için
Kurşun erimine koyduk yüreğimizi.
Başaramadık...'

Bir gün başarırsak, barış sofrasında olacağız tü ...

Aydınlığı karartanı
Düdenlere atacağız
Karayla ak'ı tartanı
Vampirlere satacağız

Yüreğin ve kalemin susmasın.

Ne anaların
Ne avratların suçudur
Karganın pislemesi deryaya.
İnsanda kalmamışsa haya
Hem ırmağa pisler hep çaya.

Yüreğin ve kalemin susmasın.

'Kaç balık, kaç yengecin öfkesiyle
Saklanır derinlere
Kaç yıldız kayıp düşer
Tutunamaz Gökyüzü'ne
Ay ışığına tırmanırken şarkılar
Sorar kahrolası yürek
Sevda gönülde de
Sevgili nerde.'

Şiir, tümüyle güzel de, bu bölüm harika... Yüreğine sağlık. Kalemin susmasın.

Sağalmaz yaralar dil yarasıdır
Sevdalar dikenle gül arasıdır
Yangınlar terazi, kül darasıdır
Gözler sele durmuş kum arıyorsun.

Güzel ve anlamlı şiirine bir dörtlük de benden hemşerim. Yüreğine sağlık.

Belli bir yaştan sonra; sevda, daha temiz ve bencillikten uzak mı yaşanıyor? Ben mi öyle düşünüyorum. Daha verici mi oluyor insan? Ve daha paylaşımcı mı?

Her neyse... Bir arayışın şiiri olmuş. Güzel de olmuş hani. Yüreğine sağlık.

Zaman
Avuçlarımızdan yıldızlar gibi aktı.
Ve biz
Ne devrim yapabildik
Ne sevebildik doludizgin
Zaman da ezgin artık
Çocuklarımızla avunduk çaresiz 'Devrim' adında
Ne sevdalar eskisi kadar güzel
Ne şaraplar eski tadında...

Bir kuşağın, sevda çıkmazıydı 1970'li yıllar. Ne çıkmazdan çıkabi ...

İmgeleri, anlatımı, biçemi yerinde bir şiir. Duyguları çağlayan... Sonbahar hüznüyle ağlayan bir şiir...

Kutluyorum.

'Semahi’yim mil çekip çıkarsam gözlerimi
Kırıp artık otursam diyorum dizlerimi
Artık sevgiye aşka bağlamam sözlerimi
Biraz öz hatamı da vurgulasam diyorum'

İnsanın kendini sorgulaması ve hatalarını vurgulaması; saygı duyulacak bir özelliktir. Sevgi ve aşk hep var oldu. Şiirlerde de olacak e ...

Düşmanın taşından korkmak da neymiş?
Ha göğsüne çarpmış, ha göze değmiş
Dostun ihaneti başları eğmiş
Yüzüm gülse de bir gülmese de bir.

Zifir karanlıkta kaldıktan sonra
Kefeni sırtıma aldıktan sonra
Kara topraklara daldıktan sonra
Dostum gelse de bir gelmese de bir.

Benden de iki dörtlük ...

Salt çiçekler de mi zamanın ayarsızlığı? Tüm umutlarda, tüm kavgalarda, tüm duygularda, tüm sevdalarda; kısaca yaşamın tümlüğü içinde yaşanmıyor mu ayarsızlıklar? Hele paylaşımların ayarsızlığı!... Çok zaman biz yaratmıyor muyuz bunu?

Güzel ve anlamlı bir çalışma olmuş. Yüreğine sağlık.

Yansımayan renkler, renksizliktir. Renkleri yansıtmamak ise, içe dönüklük... Renkler de paylaşıldıkça güzelleşir sevdalar gibi. Şiirler gibi... Paylaşmasını bilenle elbet... Paylaşımlarda, bencillikler yaşanır çok zaman. Buruklaştırır, hatta çekilmez kılar paylaşımları bu durum.

Yüreğine sağlık.

Doğaya en çok zarar verenler, insanlardır. Doğnın kurtulabilmesi için, insanların insan olması koşuldur. Doğanın öç almasına gücü yetmeyecek insanların yoksa. Şunu da unutmamalıyız ki; doğaya zarar veren, insanların ölülerinden çok, dirileridir.

Yüreğine sağlık.

İşte bu, koca yürekli dost... Şiir bu... Doğanın müziğini dinledim şiirinde. Yeniden oluşumları duyumsadım. Ve de bitmezliğini umutların.

Güz yapraklarının hüzünlü keman inlemesi ve dalların yüreği burkan çellosuyla başlıyor müzik. Rüzgârın kulaklara sessizce ney üflemesi yüreğe işliyor. Hızlanıp ...

Köylerin havasını, suyunu özlemişim. Kurdunu kuşunu, yer minderlerini özlemişim. En çok da dostluklarını özlemişim. Köyde kalsam yaşlanmayacakmışım gibi gelir hep.

Yüreğine sağlık.

'İnsanlar mı ahlâksızlaştı
insanlık ahlâksızlık mıdır yoksa?
İnsanlar mı hainleşti
insanlık hainlik midir?
İnsanlar mı acımasızlaştı
acımasızlık insanlık mı?
İnsanlar mı çıkarcılaştı
çıkarcılık insanlık mıdır yoksa?'

Bir şiirimden dizeler bunlar. Aynı şeyleri düşünüyoruz sanırım.

...

Yüreğiniz ve kaleminiz susmasın barış dostu.

Umudun karanfilleri solmasın Ferah bacı. Gökkuşağının renkleri yeter tüm insanlığa. Yeter ki paylaşmayı öğrensin insanlık.

Yüreğine sağlık.

Atatürk'ten bin kez özür dilesek azdır Cansın bacı. Ne ilkelerine sahip çıkabildik yeterince, ne de anılarına. 'Bağımsızlık ve özgürlük düşüncelerini geliştirme' görevimizi savsakladık. Birileri O'nu yıpratmak için tüm anılarını kemirirken; düşmanlarla işbirlikçilik devinimlerini hızlandırırken; biz ...

Duygularına saygım var Fatma bacı. Zaman bulabilirsem daha geniş bir yorum yaparım.

Şimdilik bir dörtlüğü irdelemek istiyorum.

'Fransız İngiliz İtalyan Yunan
Kuzeyden Rusya’dır yurduma konan
Yürekti tutuşan alevle yanan
Halkımın sel olup aktığı gündür'

Kurtuluş Savaşı döneminde 'Rusya ...

Ne yazık ki ırgatlar; ya yüzyılların yorgunluğunda uyuyor, ya da yüzyılların hıncıyla çıldırıp yanlış kavgalarda bocalıyorlar. Aydınlar ise; herbiri kendi havasında... Demem o ki meydan çakallara terkedilmiş durumda... Sırtlanlara, akbabalara ve leşkargalarına gün doğmuş.

Yeni bir kurtuluş kavga ...

Sağır mısın yoksa sen ne dediysem duymadın?
Bırak artık yakamı ben doydum sen doymadın
Aldığını yerine hiçbir zaman koymadın
Düşünüp de deliye döndüğümü bilseydin.