Mustafa CEYLAN
I. İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI (? -11. yy.)
Evet Sevgili Dostlar;
Dünü bilmeyen, bugünü de bilemez diye bir söz vardır. bana göre çok doğru olan bu pırlanta söz eşliğinde, bugün sizlerle yeni, yepyeni bir edebi yolculuğa çıkacağız. Bugünkü yolculuğumuzda kervanımız, Atalarımızın yaşadığı Orta Asya bozkırına uğrayacak, Yahya Kemal Beyatlı' nın deyimiyle 'Kökü mazide olan bir âti' olduğumuzu bir kere hatırlayacağız.
Bana göre, detsanı olan milletler köklü milletlerdir. Destanı olmayanlar ise, bence millet olamamışlar, sadece birer toplulukturlar. Zira, 'Destan' dönemine uzanacağımız bu yolculukta biraz da kendi Büyük ve Yüce Türk Milletimizin gönül ve ruh köküne inmeye çalışacağız ve yeryüzünün en necip milleti olduğumuzu bir kere daha hatırlayıp Türklüğümüzle gurur duyacağız.
Neyse, sözümüzü fazla uzatmadan konumuza girelim, olur mu?
İslâmiyet’ten önceki Türk Edebiyatı, Türklerin Orta Asya’da yaşadıkları devirlerde bütün Türk boyları arasında müşterek ve büyük bölümü sözlü olan edebiyattır. İslâm öncesi Türk edebiyatı ulusal bir edebiyattır; nazım şekil ve türleriyle kullanılan ölçü tamamen millîdir.
Bu dönem edebiyatı, İslâmiyet’in kabul edilmesinden sonra oluşmaya başlayan yeni edebiyat anlayışına kadar devam etmiş, hatta etkisi daha sonraki dönemde de görülmüştür.
İslâm öncesi Türk edebiyatı sözlü dönem ve yazılı dönem olmak üzere ikiye ayrılır.
A. Sözlü Dönem (? -8. yy.)
Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdir. Yani başlangıçtan 8. yüzyıla kadar olan dönemdir.
Bu dönem ürünleri tamamen sözlüdür ve genellikle şiir şeklindedir.
Ve elbette ürünlerin bazıları günümüze kadar gelmiştir.
Sözlü Dönemin Özellikleri şunlardır:
-Şiirler kopuz denilen saz eşliğinde söylenir.
-Şairlere ozan, kam, baksı, oyun, şaman gibi adlar verilir.
-Dil sadedir.
-Bu döneme ait yazılı eser yok denecek kadar azdır.
-Bu dönemde Türkler, göçebeliğe dayanan günlük hayatlarında ve özellikle düzenledikleri törenlerde (sığır: av töreni; şölen: ziyafetler; yuğ: ölüm töreni) bir araya geldiklerinde “ozan”, “kam” veya “baksı” denilen şairler “kopuz” denilen saz eşliğinde “koşuk”lar ve “sagu”lar söylerlerdi.
-Bu şiirler (sagu, koşuk, destan) hece ölçüsüyle söylenen ve yarım kafiye kullanılan şiirlerdir.
-Anlatım söze dayanır.
-Düşünce ve hayaller şiirle anlatılmıştır.
-Nazım biçimi dörtlük, vezin hece veznidir.
-Yarım kafiye kullanılmıştır.
-Bu ürünler düzenlenen törenlerde (sığır: av töreni; şölen: ziyafetler; yuğ: ölüm töreni) ortaya çıkmıştır.
-Daha çok somut konular işlenmiştir.
-Kahramanlık, savaşlar, tabiat ve aşk konuları işlenir.
-Şairlere ozan, kam, baksı, oyun, şaman gibi adlar verilir.
ŞİMDİ DE BU SÖZLÜ DÖNEMİN ÜRÜNLERİNİ KISACA ANLATALIM:
1. Koşuk
-Hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir.Ve BUGÜN Koşuk'un Halk edebiyatımızdaki adı KOŞMA'dır.
-Kopuz eşliğinde söylenir.
-Yiğitlik, aşk, tabiat konularını işler.
-Nazım birimi dörtlüktür.
-Bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa, bbba, ccca… (aaab cccb dddb)
-Hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir..
-Sığır denilen sürek avlarında söylenen lirik şiirlerdir.
2. Sagu
-“Yuğ” denilen ölüm törenlerinde söylenir.
-Ölen bir kişinin arkasından söylenen ağıt şiirleridir.
-Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini anlatır; ölümlerinden duyulan üzüntüyü dile getirir.
-Divanu Lûgatit-türk’teki Alp Er Tunga sagusu bu türün önemli bir örneğidir.
-Koşuk nazım şekliyle söylenir.
-Bu şiirlere İslâm sonrası halk edebiyatında “ağıt”, Divan edebiyatında “mersiye” denir
3. Sav
-Bugünkü “ata sözü”nün karşılığıdır.
-Türk toplumunun dünyaya bakışını, geleneklerini, varlık anlayışlarını ortaya koyan özlü sözlerdir.
-Divan-ı Lûgatit-Türk’te pek çok sav vardır.
4. Destan
-Destanlar anonim ve sözlü edebiyat ürünleridir.Bir çeşit manzum hikâyelerdir.
-Ağızdan ağıza dolaşmak suretiyle oluşmuşlardır.
-Bütün dünya edebiyatlarının başlangıç eserleri olan destanlar, çeşitli konularda yaradılış hikâyeleri yanında, milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış bir kahramanın veya tarih olayının millet muhayyilesinde ortak sembol ve ifadelerle zenginleştirilmiş uzun manzum hikâyeleridir.
-Türk destanları, kâinatın, insanın, kadının ve erkeğin yaradılışı; Türk milletinin doğuşu, çeşitli Türk devletlerinin kuruluş gelişme, çöküşleri, zafer ve yenilgileri gibi konularla beraber pek çok sebep açıklayıcı efsaneyi de içinde barındırır.
-Destan kahramanları lider ve kurtarıcı rolündedir.
-Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır.
-Milletlerin toplumu derinden etkileyen, tarihî önem arz eden önemli olaylarını (doğal afetler, savaşlar, göç, yangın vb.) konu edinirler
-Destanlarda olağan üstü olaylar ve olağan üstü özellikte kahramanlar vardır.
-Destanlarda anlatılan olayların geçtiği yer ve zaman bilinmez.
İlk Türk Destanları
Altay-Yakut: Yaradılış Destanı
Sakalar Dönemi: Alp Er Tunga Destanı, Şu Destanı
Hun Dönemi: Oğuz Kağan Destanı
Köktürk Dönemi: Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı
Uygur Dönemi: Türeyiş Destanı, Göç Destanı
B. Yazılı Dönem (8-11. yy.)
Bu dönemde Göktürkler ve Uygurlar tarafından kendi alfabeleriyle eserler verilmiştir.
Türk dilinin tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII. asrın sonlarına ve VIII. asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlar (Yenisey ve Orhun anıtları) ve Uygur dönemine ait olan dinî metinlerdir.
Anıtlar arasında yer alan, Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına dikilen Orhun Anıtları, gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üslûplarıyla Türk dilinin, edebiyatının ve tarihinin şaheserleri arasında yer almaktadır. Abidelerin yazarı Yolluğ Tigin’dir.
Yenisey Kitabeleri
Yenisey ırmağı çevresinde daha çok mezar taşlarından oluşan bu kitabelerin edebi olarak fazla bir önemi yoktur.
Göktürk Kitabeleri
Tonyukuk Anıtı
720 yılında Göktürk devleti veziri Tonyukuk adına dikilmiştir. Kitabede Tonyukuk, anılarını ve dönemin tarihini anlatmıştır. Anlatımda, atasözlerine bolca yer verilmiştir.
Kültigin Anıtı
732 yılında dikilen anıt Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır. Anıtta Kültigin’in ölümü ve yas töreni anlatılmıştır.
Bilge Kağan Anıtı
735 tarihini taşır. Bilge Kağan’ın yiğitlikleri ve Türk milletine iletmek istediği mesajlar anıtın içeriğini oluşturur. Bu anıt da Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır.
Göktürk (Orhun) Kitabelerinin Özellikleri
Türklerin ilk yazılı eseridir.
-Türk tarihini, toplumun yaşam biçimini, dünyaya bakış tarzını ortaya koyar.
-Doğu Göktürklerin tarihine ışık tutar.
-Bir yüzleri Göktürk alfabesiyle, diğer yüzleri Çince yazılmıştır.
-Söylev türünde yazılmıştır.
-Kitabeleri Strahlenberg bulmuş, 1893’te Wilhelm Thomsen okumuştur.
-Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır.
-Türk dilinin gelişmişlik düzeyine ilişkin etraflı bilgiler edinilebilir.
-Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir.
-Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir.
-Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydınlatması, yaptıklarının hesabını halka vermesi söz konusudur.
DEVAM EDECEK
Mustafa CeylanKayıt Tarihi : 2.12.2006 12:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!