Giderek büyüyen bir açıyla
Ürkek dağlar yol alıyordu geceye
Tepeden tırnağa siyaha giyinmiş
Bir kadının kahkaha aralığından
Sızıverip
Dağlı çocuk düşlerine
Senin gizli bir yanın var, biliyorum
Tutulan sıcak bir elin
Usul usul ödenen bedelinde
Ta milattan kalma.
Dilinde çakıl taşları
Ve yıldız yıldız tebessümlerine hapsettiğin
Aynalarda aksi gözyaşlarının
Yüreğinde asırların yorgunluğu var Ella!
Şakaklarına karlar düşüyor yavaş yavaş
Her sabah bir yalnız daha kalkıyorsun uykundan
Düş kırıklığı oluyorsun
Hüznün bir yaralı buse damlıyor göğsüne
Her insan gibi
Doğan,büyüyen,ölen her insan gibi
Atılmış dibi cenk tutmuş kazan kokan
Görünüşte naif ve kibar ve çalımlı
Ve bir o kadar da estetik
Kursağında hep şehvet,hep acı barındıran
Sigaramı denize attım
Alışamadığım tüm alışkanlıkları da
Suya değen bir çocuk gözyaşıyla
Şimdi topuklarımda kan var
Tırnaklarıyla toprağı eşeleyen dağ kuşları içim
İçim,sararmış şehirlerin enkaz duvarları
Saçlarına ak düşmüştür geceye yıldız düşer gibi
Bir deli yüreği ateş almak üzeredir sebepsiz
Dağlarda kar var, karda çakal izleri
Camda masum kız resimleri belli belirsiz
Saçlarına ak düşmüştür geceye yıldız düşer gibi.
Ayın şavkından saklıyorum kendimi
Çün,hiçbir ışık ışık vermez taze yanmış ışığa
Namluya sürülünce olanca düşlerim
Gözlerinde bensizlikten yana yakıyorum ne varsa
Bir at bulup kendime ıraktan ırağa
Ve bir elçi bulup elimde ebabiller
Alnı tırnak yemiş ağdalı bir sanrıdır benim kelimelerim
Dağ dağ,volkan volkan kıpırdatır,
Mum aleviyle ısınan bakışlarını vaveylanın.
Sen sözü almayınca eline,
Sabahın dili tırpanla yontulmuş aralığından,
Geceye döl saçan arsız aşklar;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!