Ya Eceldir Ya Didardır Ya Nasip

Kısmet verip bizi salan çöllere
Ya eceldir ya didardır ya nasip
Felek bizi saldı özge hallere
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Kısmet verip çevre çevre yeldirdi
Bilmediğim hikmetlere daldırdı
Çekip ayrılığın okun doldurdu
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Daha Güzel Bir Dünya

Her şey güzel, her şey temiz
Gül gül koksun hep çevremiz.
Pırıl pırıl bir yeryüzü,
Daha mavi engin deniz.

Şu bahçede açan çiçek
Pır pır uçan şen kelebek
Gözümüze gönlümüze
Sevgi taşır benek benek.

Konuşan Zaman

Güneş uykuya dalarken
Ufuktan karanlığa kapı açılıyorsa
Yıldızlar geceyi kucaklarken
Ay gökyüzünde parlıyorsa

Gecenin çiği düşüyorsa sabaha
İlk ışıkla buharlaşıp uçuyorsa semaya
Gökyüzünde beyaz bulut, siyah oluyorsa
Kızgın bir ateş olup şimşekler çakıyorsa

Beserek Dağı

Arzusun çektiğim Beserek Dağı
Elvan elvan çiçeklerin açtı mı?
Çevre yanın güzellerin otağı,
Bizim eller yaylasına göçtü mü?

Güney tarafında Kurban Pınarı,
Kalktı mı Mezarlı Boyu'nun karı?
Garip öter meşeliğin kuşları,
Yavru şahin yuvasından uçtu mu?

Deli Gönül

Bir su bir gölde çok durursa kokar
Azar azar çağla ak deli gönül
Bulanık akma ki içmezler seni
Çeşmenin gözünden çık deli gönül

Ateş gibi birden parlayıp yanma
Yanıp yanıp çevre yanın yandırma
Kah karanlık kah aydınlık görünme
Meydanda mum gibi yan deli gönül

Akdeniz Yaraşıyor Sana

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak

Iraktan Özendim Geldim

Iraktan özendim geldim
Çevre yanın meşe dağlar
Ayvaz'ım almaya geldim
Laleli, sünbüllü dağlar

Gitmez karşımda durursun
Elimde külli varımsın
Ensemde kafadarımsın
İş düşücek başa dağlar

Yine Bahar Geldi Bülbül Sesinden

Yine bahar geldi bülbül sesinden
Sada verip seslendi mi yaylalar
Çevre yanın lale sümbül bürümüş
Gelin olup süslendi mi yaylalar

Sefil bülbül boyun eğmiş bakıyor
Sarı çiçek amber olmuş kokuyor
Senin ruyin kaddin beni yakıyor
Al giyinip feslendin mi yaylalar

Yılan

Yıkıntı, yangın yeri, gömüler
Bekler bekçi
Hüznün hazinesi.

Beklerim
Hasetlerden korkarım,
Hasretlerden korkarım
Hele uzun sürerlerse.

Talan. Gelirler, ürker giderler

Ukde

Yalnızım gecenin ıssızlığında,
Taşlı bir yol ışıldar durur siste
Çevre suskun, kulak vermiş Tanrı’ya,
Yıldızlar konuşur birbirleriyle.

Gökyüzünde görkemli bir şölen var!
Toprak, mavi bir ışıkta dinlenir..
Kimi bekliyorum, aradığım ne?
Yüreğimi böyle daraltan nedir

Sinem Üstü Düğüm Olsun, Dağ Olsun

Elım ile yıktım, boşandı bendim.
Coşkun sular gibi çağlar, gezerim.
Yitirdim kendimi, bulmadım gitti.
Sevdası başımda ağlar, gezerim.

Sinem üstü düğüm olsun, dağ olsun;
Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsun;
Irak, yakın kömür gözlüm sağ olsun;
Hayalin gönlümde eğler, gezerim.

Kaynar Kazan Temmuz

Hava seni almak için kış duman odalarda
Orman gür yeşillik yaz
Deniz seni görmek için tepilen yokuşlar.

Patlayan borulardan fışkırır gibi su
Akar araba araba
Tatil konaklarına koca kent.

Şiirin ilk bölümü sürüp gitmiş bir özlem
Şimdi kalk git dolu otobüsler

Uygarlık Raporu

Havasız silolar uygarlık
Bakımsız çürüyen buğday ben,
Kurtlanmış dökülüyorum
Beton silindirlerden.

Deterjan, naylon, yıka, giy
Tıkanır gözenekler, kurdeşen.
Sapar dereler yollarını
Sentetik leşlerinden.

.Çevre Kirliliği

Denizlerde siyah, üçgen jiletler…
Yırtılmış deriler, dişlenmiş etler…
Kesiyor ipeği, parlak maviyi
Köpek balıkları, oyuncak jetler.

Gözle görülmeyen gizli düşmanlar...
Hem tek hücreli, hem de ne yamanlar! ..
Yüzeni, yatağa götüren devler
Mikrop, kolibasil... Alanlar anlar! ..

Çevre Sakinlerine

Hayat sürdüğümüz bu çevremizi
Gördükçe gülsün şu yüzümüz bizim.
Oluşmasın onca mikrop yuvası
Oynasın oğlumuz, kızımız bizim.

Çoluk, çocuk, genç, ihtiyar sokakta
Arama doktoru hastan kucakta
Şehirde, belde de köy de bucakta
Bitmesin neşeli gezimiz bizim.

Çevre Bilinci

Mis gibi gelirdi yayla kokusu.
Tabiatı öldürdük işin doğrusu
İçimize düştü gelecek korkusu
Unuttuk! Kalmadı çevre bilinci.

Hayvanları vurduk nesli kalmadı
Ormanları kestik yeri dolmadı
Birileri bağırsada duyan olmadı
Umrumuzda olmadı Çevre bilinci.

Ah Çevre Ah!

Ah çevre ah! çok ama çok mühim bir mesele
Pek vakit yok bu sorunu almak için ele
Saç ekmek gerek dünya adındaki bu kele
Amazonlar eriyor heryer dönüyor çöle
Yaşam akıp da gidiyor karışıyor sele

(12 Mart 2007/ Kelleşen İstanbul)

Çevre

Arslan yattığı yerden belli olur,
Kirletmeyin çevremizi ne olur!
Her yan dumandan,zehirden maffolur.
Ağaçlar kurur,dünyamız çöl olur!

Pislikten girilmiyor denizlere,
Kıymayın ne olur yeşilliklere,
Temiz, ne nehir kaldı, ne bir dere.
Kirletmeyin dünyamızı ne olur!

Dünya Çevre Günü

Çevreyi temiz kullan,
Tek canlı şahsın değil!
Bencil tavır edinme,
Dünyayı bir nimet bil!

Toprağı kirletirsen,
Hava ve su kirlenir,
Doğal dengen bozulur,
Kuş bile etkilenir…

Çevre Sorunsalı

İşaretler yeşilinden,
eriyen buzullar.
Sözüm ona,
bir takım,
yükselen su seviyeleri.
Basılacak,
işgal edilmiş kıyılar.
Ozon tabakaları,
henüz çok da konuşulmayan
manyotosfer sorunları…