Budapeşte'de bir akşamüstü
Sarı tramvay geçerken yanımızdan,
Kaldırımlar titreşir gibi olurdu,
Seninle Tuna kıyısında yürürdük
Hiçbir şey söylemeden,
Çünkü konuşmak fazlaydı o anlarda.
Gellért Tepesi pusluysa,
Kalbim de öyleydi biraz.
Ama elim, senin elinde
Tüm dilleri unuturdu.
Çünkü aşk, laftan anlamaz ki...
Kahveni hep aynı kafeden içerdin,
Camın kenarındaki masa bizimdi,
Bazen kitap açar gibi yapar
Ama sadece seni seyrederdim.
Sen anlattıkça hayallerini,
Ben kalbimde bir gelecek çizerdim.
Ve sonra bir gün,
Ayrılık gibi sessizce çıkıp gittin
O sarı tramvay gibi,
Son durağa varmadan inmek ister gibi…
Bir veda cümlesi bile kuramadım,
Zira aşk,
Vedaları da anlamaz ki.
Şimdi Budapest sokaklarında tek başımayım,
Ama her köşe seni fısıldıyor bana.
Bir bank, bir vapur sesi,
Bir yokuş…
Seninle susmak bile başka güzeldi
Çünkü
Aşk, gerçekten laftan hiç anlamaz ki.
Ali Oz 2Kayıt Tarihi : 13.6.2025 12:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!