Say Bakalım Sıfırı Şiiri - Tayyibe Atay

daha önce yazdığım bir yazıda Matematik dersinin seçmeli ders durumuna getirildiğine değinmiştim. bu dersten korkan öğrencilere, matematik öğretmekten kurtulan öğretmenlere büyük bir iyilik yapıldığını ima etmiş; biraz da dalga geçmiştim!..biliyor musunuz, gerek kendimle, gerek hayatla, gerek olur olmaz bir şeylerle dalga geçme huyumu çok seviyorum!.

bir tarihte, gece yarısı tansiyonum fırladı...fırladı demek ne kelime, tavana vurdu. yaşadığım ev başıma yıkılıyor, ayaklarım altında her şey kayıyor!..sağ olsun oğlum, hemen ambulans çağırdı. Allahı var, üç dakika sonra ambulans kapıdaydı!.kapıdaydı çünkü Sağlık Ocağı eve 100 metre uzaklıktaydı!..sağ olsunlar, iki tane hemşire, iki koluma girip sedyeye yatırdılar, kolumu da serum için deldiler, hastaneye götürdüler. hastanede gencecik bir doktor, ikide bir gelip gözlerime bakıyor; yanındaki hemşireye bir şeyler söylüyor!..hemen anladım ne söylediğini!.gözleri kayıyor, hasta tehlikede diyor!..hemen girdim araya: doktor bey dedim, gözlerim doğuştan şaşıdır, korkmayın!.

bir baktım, doktor gülmeye başladı!.

😀

işte böyle!..hayat bazen, en olumsuz şeyleri bile, olumlu şekilde kullanma olasılığı yaratır. doktorun korkusunu silen de benim şaşılığım oldu ki; kesinlikle çok sevinmiştir kendisi...

gelelim Matematiğe!.

bence seçmeli ders olmaktan da çıkarsınlar bunu!.hiç bir öğrenci sınıfta çakmamış olur, bu dersten ötürü!.nasılsa hayatın kendisi matematiğe dayalıdır. bak işte dünya iki tanedir!..birisi yer üstünde, diğeri yer altında!..yer üstünde ağaçlar vardır, say onları!.gerçi sayacak ağaç da kalmadı ya; neyse!.bacaya konacak leylekleri say mesela, bahar geldiğinde!..gerçi ağaçsız yere ne bahar gelir, ne leylekler gelir ama sen yine de say onları!..

ormandaki çam ağacı kaç tanedir!.kaçı yanmıştır,kaçı yeşildir!..zeytin ağaçlarını say; ne kadarı yıkılmıştır, ne kadarı kesilmiştir; öğren matematiği!..unuttum söylemeyi; döngel ağaçlarının sayısını söyle bir de!..

mesela, evlendikten sonra edineceğin çocuk sayısıyla öğren Matematiği!..üç mü, beş mi edineceksin artık, sen bilirsin!..yok canımmm niye sen bileceksin ki; bir bilene soracaksın!.o kaç çocuk doğur derse, o kadar doğuracaksın!.sınırı geçmek yok, ona göre!..duydun mu, Çin diye bir ülke var; orada bir aile bir çocuk ediniyor sadece; emir öyle!..açıkçası Çin ile pişti olduk çocuk edinme sayısı konusunda!..onlarda bir, bizde beş!..

say bakalım, kaç çocuğun oldu; tamamlandı mı beşe!..

mesela, sürü sahibiysen, koyunlarını say, öğren matematiği!..kaçı doğurmuş, kaçı doğurmamış, kaçı hastalanmış, kaçı hastalıktan kurtulamamış, kaçını kurt yemiş,kaçını sen yemişsin falan filan!.ha bir de kaçı kırkılmış, kaçı kürküyle gezer; say!..

mesela, dön bak cebine!.kaç para çıkar, kaç para girer oraya!..sok ellerini içine tombala oyna onlarla!.hemen hemen hepsini kiracı isen oraya yatır; tombala yapmış olursun böylece!..sevin bakalım, sevinebildiğin kadar!.zaten sen birinci çinkoyu, ikinci çinkoyu birilerine kaptırmıştın!..bir türlü öğrenememiştin zaten, kartı nasıl tutacağını!.sayısız tarafından baktın hep; sayılar öteki yüzünde kaldı!..sıfırsın be kardeşim, sıfırsın işte!..bu gidişle sıfır olarak kalıp, sıfırı öğrenmiş oldun ya; pes yani!.

hadi birlikte gidelim, sahildeki kumlar üstüne halka çizmeye!..halka, sıfıra benzer ya; sıfır ovaldir aslında!.bunu da benden öğrenmiş ol, sakın unutma!.demem o ki; iki tarafından basılmış oval sıfırız biz yani!..

ah be Matematik dersi, seni bir de pazara indirmek gerekir, satmak için!..kim alır bilemem demiyorum; biliyorum çünkü!..seni alsa alsa, uzaya çıkanlar, bize nal toplatanlar, bizi kıskananlar alır!..

hey pazarcı!..kaç paraya satarsın matematiği, hıııı!...

t.a