Kendi ülkesinde zulme uğrayanların çocuklarına...
Ah be çocuk,
Yaşın, üçmüş, beşmiş, onbeşmiş,
Ya da otuzbeşmiş, ne fark eder?
Çocuksun işte,
Ağlama insan,
Küre ısındı diye,
Sen de az çektirmedin küreye.
Ağlama insan,
Kim bilir bilmem nerede,
Bugün hava güzel Ankara' da,
Elimde kağıt, kalem,
Serilmişim şezlonga,
Çay, kahve, sigara,
İstediğim an emrime amade mola,
Bir de yarın pazartesi olmasa...
Camdan insanlardık,
Saydam ve kırılgandık,
Çayı cam bardakta sevdik,
Şarabı en kaliteli camdan içtik,
Bir gün aramıza tek gireceğin cam olabileceğini,
Hiç ama hiç düşünmemiştik...
Ilık bir rüzgar olsam...
Teninde dolaşsam,
Hisseder misin beni?
Kar olsam...
Avuçlarına düşsem,
Öylesine bir gündü,
Öylesine bir Pazar,
Öylesine bir sabah,
Saçımı toplayışım öylesineydi,
Dağınık, özensiz,
Evden çıkışım öylesine,
A benim yurdum insanı,
Bari yürüyüşte içme şu sigaranı,
Hadi senden geçtim de,
Ya alev alırsa canım ODTÜ ormanı.
Hem duş almak vardı aklımda dönüşte,
Heykellerimi kıran maganda,
Ben hep konuşurum onlarla,
Şehrimi geri ver bana.
Ağaçlarımı kesip,
Yerine beton diken zihniyet,
Geldiler,
Ölümün ayak sesiydiler,
Son derece zariftiler,
Hem gülümsediler, hem de,
İnce ince her noktaya tecavüz ettiler.
Sonra,
Mesela, kalksak sabah altıda,
Alsak soluğu ormanda,
Ben yürüsem, sen koşsan,
Bir anda karşılaşıversek kuytuda.
Mesela, kar yağsa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!