Yeryüzünde gezen sahte tanrılar
Karınca gibidir haberin olsun
Sayılı bu ömrü bitmez sanırlar
Yavaş yavaş biter haberin olsun
Dünyaya hükmeden o eski putlar
Sözde vazgeçmezmiş doğrudan, haktan
Anlamaz o Hacı, fakat hiç yoktan
Fakirin donunu alırken çoktan
Kilotu almadan bırakmaz Hacı
Haramlar, faizler cebine akar
Aldım da başımı gittim ben yine
Geçerken, hayalimde uğradım düne
Ağacı da motor yaptığım güne
Düşlerimde bakıyorum şu anda
Koyunlar, kuzular durmaz melerdi
Çeşmenin başında duran o güzel
Gönül kapısını çalsam açar mı?
Gönlüme bir darbe vuran o güzel
Ağlasam, acaba benden kaçar mı?
Parçalandım, gözlerine vurulup
Gökyüzünden nazlı nazlı inerken
Gözlerimde söner kar taneleri
Güneş açıp mahzun mahzun dinerken
Şu gönlüme döner kar taneleri
Beyazlatır yeryüzünü yağınca
Sorarsın dünyanın durumu nedir?
Sana söylüyorum, kimse duymasın
Meraktaysan halkın hali nicedir.
Sessiz söylüyorum, kimse duymasın
Makamı kapıyor giyenler kürkü
Doğuyorken her gün batıdan güneş
Söylerim de bana kimse inanmaz
Değildir, cennet de kimseye beleş
Söylerim de bana kimse inanmaz
Tavuk gibi vatandaşı yolarak
Biz, kısa ömürlü çocuklardık!
Belki beş yıl belki üç, belki de daha az yaşardık
Bedenlerimiz ve yaşımız büyümeden
Sorumluluklarımız büyürdü bizim
Diz kapaklarımıza kadar inerdi ceketlerimiz
Ve bedenimize göre olmazdı elbiselerimiz
Sarılmış bir şehit kardan kefene
Gökten tane tane melekler iner
Hazırlanmış hepsi onu define
Her safına beyaz melekler iner
Keş dağına temiz yürekler iner
On iki eylülde kurulmuş pusu
Pusuyla, kurşunla ölmez ülkücü
Kısa sürer bilin, kurdun uykusu
Zulümle, idamla ölmez ülkücü
Zincir vurulur mu, koca bozkurda?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!